Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '08

 
Kategori
Güncel
 

Gözden kaçan "ufak" ayrıntı..

Gözden kaçan "ufak" ayrıntı..
 

Ergenekon, PKK, KEY ödemeleri, ÖSS falan derken yüklü gündemimizde ufak (!) bir ayrıntıyı gözden kaçırıyoruz..

AB ve ABD geçmişte beceremedikleri Kıbrıs'ı ele geçirme planlarını, cumhuriyet tarihimiz boyunca hiç böylesine rahat olmadıkları şu günlerde yürürlüğe koyabilecekler gibi görünüyor.

Kıbrıs Rum Kesimi lideri ve KKTC cumhurbaşkanının 1 Temmuz'da yayınladıkları ortak bildiride "Tek egemenlik ve tek vatandaşlık içeren Birleşik Kıbrıs" konusunda fikir birliği sağlandığı açıklandı. Tarih bilen herkesin 1879'da Girit adasının Osmanlının elinden nasıl hoyratça ve haksızca çekilip alındığını hatırlayıp endişeleneceği bir gelişme.

Zaaf içindeki Osmanlı 1879'da Yunanlıları yenmesine rağmen, İngiltere, Fransa, İtalya gibi büyük ülkelerin baskısına boyun eğerek Yunan komutanı Prens Yorgi'yi Girit Valiliğine atamış ve ordusunu Girit'ten çekmişti. Kısa süre içinde Girit resmen Yunanistan'a bağlandı ve dosya kapandı!

Atatürk'ün ölümünden sonra, kişisel çıkarlarını ülke çıkarlarının üstünde tutan siyasi anlayışların sonucu yönetimde yeniden zafiyet başgöstermişti. Makarios lderliğindeki Rumlar bu zafiyetten yararlanarak, Miloseviç'in Bosna Hersek'te müslümanlara yaptığı zulümden çok daha beter olanını, 1955'ten sonra adadaki Türklere uyguladılar. 1974'te Türk askerinin Kıbrıs Barış Harekatıyla adaya çıkması zulmü bitirdi. Ancak ne yazık ki yıllar sonra yeniden aynı filmi görür gibi oluyoruz.

Şükrü Elekdağ konuyla ilgili "Tek egemenlik adadan Türk askerinin çekilmesi, KKTC'nin Kıbrıs Rum devletine yamanması ve ada Türklerinin azınlık statüsüne indirgenmeleri demektir" diye uyarıyor.

Başbakan hafta sonu Kıbrıs'taydı. "Yapıcı bir yaklaşım içinde olan Talat'a güvenim tam. İki lider masaya geldiler. Bu süreç devam etsin. 2008 yılı sonuna kadar çözüm, gerçekçi bir hedeftir" diyor. Bu arada, başbakanın Kıbrıs'a gitmesi Rum Kesimini "kızdırıyor" Rum lideri, Kıbrıs'a gittiği için başbakana korkusuzca verip veriştiriyor. Kıbrıs'ta böyle bir sonun Türkiye için neyin başlangıcı demek olduğunu bilenlere sormak lazım.

Önce bir emniyet mensubu tarafından "benzetilmiş" sonra korkutulup Kanada'ya postalanmış zavallı bir deli / ortada olmayan günlükler / ortada olmayan el bombaları / kanıtlara değil kim oldukları belli olmayan tanıklara dayandırılmış bir iddianame / henüz görevdeyken başbakanın "şiir gibi çalışıyoruz" demesiyle fikri belli olan bir emekli paşanın imaları / havlaya tıslaya ortalığa iftira saçan bir kaç sözümona gazete / dışında, pek bir varlık gösteremeyen bir davanın nasıl oluyorsa sindirebildiği ve iyiden iyiye sesiziğe gömdüğü ordu da hazır pasifize olmuşken Kıbrıs'ı alıverelim diyenlere "DUR" diyecek yürekli biri var mı, kaldı mı..
 
Toplam blog
: 7
: 1163
Kayıt tarihi
: 01.07.08
 
 

Psikoloji eğitimi, siyaset felsefesi yüksek lisansı, dönemin başbakanının iletişim danışmanlığından,..