Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '08

 
Kategori
Deneme
 

Cennetin kısa tarihi II / Akbabalar ve kukla

Cennetin kısa tarihi II / Akbabalar ve kukla
 

Kukla, küçük evlerinin küçücük penceresinden batmakta olan güneşi izleyen annesiyle babasına şaşkınlıkla baktı. "Niye ağlıyorlar ki" diye düşündü. Ülke, dağların ardında iyiden iyiye kaybolan güneşin bıraktığı izle, kızıla boyanmış bir masal diyarı gibiydi.
- Ne güzel.. dedi kukla.
Annesiyle babası hışımla kuklaya baktılar, korktu. Babası "Bu kızıllık birazdan bitecek, ülkemize bir daha, bir güneş daha doğmayacak" dedi. Kuklayı kucağına aldı, pencerenin önünde, annesine yaklaşıp öylece dikildiler. Çıt çıkmıyordu. Kukla birden, gökyüzünde uçuşan simsiyah kuşları farketti. Sessizliğin içinde kanat çırpışları bile duyuluyordu. Daha önce hiç böyle kuş görmemişti. "Bunlar ne" diye sordu. Annesi kırık dökük bir sesle "Akbabalar" dedi. Kukla babasına biraz daha sokuldu..

Güneş battı. Karanlık çöktü. Cennet ülkenin insanları öksüz kaldı. Sokaklarda, içi para dolu sandıkları aceleyle sağa sola taşıyan yarı akbaba, yarı insan yaratıklardan başka kimse yoktu. Onlar da tıpkı akbabalar gibi karanlıkta daha iyi görüyorlardı. Para sandıklarını gereken yerlere tesim ettiler. Sandıklar açıldı, kederli, yorgun, kirli para, bir kez daha, bir ülkenin daha topraklarını, kaderini, geleceğini akbabalara teslim etmek üzere işe koyuldu..

Ülke artık cennet değildi. Durmaksızın gemiler geliyor, sandıklar taşınıyor, yarı akbaba yarı insanlar parayı her an yeni ihanetlere saçıyorlardı. Para kederine keder ekliyor, elinden bir şey gelmiyordu. Varoluşunun nedeni buydu. Kimse, paranın ülkenin borç hanesine yazıldığını ve akbabaların parayı yakında misliyle geri isteyeceklerini bilmiyordu. Oysa, akbabalar uzun süre önce, korkudan titreyerek kaçtıklarında, tam da bu öç planını yapmışlardı. Ülke altından kalkamayacağı kadar borçlanacak, ödemek için yeni borçlar istemek için yalvaracak, tabi vermek için akbabaların da bazı şartları olacaktı..

Tünedikleri dallarda, sabırlı ve sessiz, yavaş yavaş tükenmekte olan avlarına öldürücü darbeyi indirecekleri anı bekliyorlardı..

Kukla büyürken, babası ülkeyi akbabaların karanlığından kurtaracak yeni bir güneş aramaya gidenlere katıldı, annesine ve kuklaya sıkı sıkı sarılarak, ancak güneşin izinden gidecek bir başka güneşle kurtulacaklarına inancını tekrar anlattı, sonra vedalaşıp yollara düştü. Kukla babasının ardından çok ağladı, annesi hiç ağlamadı. Üç ay sonra ölüm haberi geldi. Nasıl olduğunu bilemediler, bilenler bilmeyenlere hiç bir şey anlatmıyordu. Yarı insan yarı akbabalar ülkenin dört bir yanına haberciler saldılar. Yeni güneş aramak cennet ülkeye ihanet demekti. Böyle bir ihanetin cezası çok ağır olacaktı. Haberciler herkesi yeterince korkuttuklarına ikna olunca yerlrine geri döndüler..

Kuklanın babası haklı çıktı. Cennet ülkeye hiç güneş doğmadı..


YARIN: Cennetin Kısa Tarihi III / Kukla Anladıkça..

 
Toplam blog
: 7
: 1163
Kayıt tarihi
: 01.07.08
 
 

Psikoloji eğitimi, siyaset felsefesi yüksek lisansı, dönemin başbakanının iletişim danışmanlığından,..