Gözlerim kendime dönük bir ayna

Varlık sebebimizi düşünürüm zaman zaman bu durumdan algıladığım ise yeniden yaratmak; müzikle, resimle, heykelle belki de yeni dünyaya gelmiş bir bebekle her an yeniden yaratmak oluyor bütün eylemimiz. Dünyayı, evreni sonsuz bir huzur içinde onunla eş olarak daha bir gerçeklikle görebilmek tüm mesele. Yaratım ve uyum vazgeçilmez iki anahtar.

Nedir peki algımızı sekteye uğratan şey? Gördüğümüz olandan farklı bir renkte ve biçimde ise bizi yanıltan nedir? Gördüklerimiz kendi gerçekliğinden neden farklıdır? Artık gözlerimizin kendimize dönük bir ayna olmasının zamanıdır. Yaratım ve düşünce algı sisteminin en iyi şekilde kullanıldığı durumda net tablolar görürüz. Algıladığımız şey kendi renginden uzak değildir atık.

Derin psikolojik süreçlerle  beraber; beynimizin işleyiş sisteminde ki farklılıklar olayları farklı şekilde algılamamıza sebebiyet verir. Derin kazı çalışmalarına benzer işleyişi kendi ruhsal  gelişim sürecimize yönelttiğimizde farklı dinamiklerin ne kadar anlamlı sonuçlara sebep olduğunu görürüz. Mesele bu süreçlerle yüzleşebilecek cesareti bulmakta yatıyor.

Farklılık bireyin yarattığı bir algıdır sadece. Bireyler arası algının farklılığının beynin işleyiş sisteminde ki farklılıktan kaynaklandığını ifade etmiştik. Koşulların farklılığı ve psikolojik süreçlerin algının işleyişe yön verdiğini söyleyebiliriz. Bu durumda amacımız ne olmalı? Toplumsal algıların ve dinamikleri ile yönetildiği dünyamızda; bireyden topluma  geçen tüm aşamalarda, durum kendi gerçekliğini ne kadar net ortaya koyabilir. Sorunlarımızın büyük çoğunluğu; farkındalığımızın eksik olmasıyla ilgili. Sorun toplumsal farkındalıkta yatıyor ve alt kategorisi olan bireylerde.

Aile ve toplum hayatımızda ki eğitim sürecinde bize verilen algılar ile özelimizde yaşadığımız durumların, durumumuz üzerinde ki etkileri ile birleşince tablo farklılaşıyor. Amacımız ne peki? Kendini gerçekleştirmiş bireyler yetiştirmek. Yanılgılardan uzak kendini sanatla, bilimle ortaya koyabilen sağlıklı bireyler ve toplumlar oluşturabilmek. Hala en ilkel ihtiyacımızı gerçekleştirmek için yaşadığımız-barınmak,yemek,ısınmak gibi ihtiyaçları bile yerine getiremediğimiz- bu toplumda nasıl mutlu olabiliriz?

Toplumsal aydınlanma ile beraber mutlu ve güvenilir bir yaşam;  her bireyin hakkı...