- Kategori
- Deneme
Gözlerin geldi aklıma
eyes
Gözlerin geldi aklıma
Kapalıydı gözlerim.
Bir elimde seni saklayan
Kâğıttan bir rüya
Ötekinde bir tutam uyku vardı
Gözlerin aklıma geldiğinde, karanlık bir odadaydım. Düşlerim daha yeni kurumuştu. Gözyaşlarım karanlığın toplayıp önüne attığı vesveseleri yüreğinden vurmakla meşguldü. Toprak iyiden iyiye uzak duruyordu benden. Hüzün en yakınıma gelmişti. Gözlerin tavandan bana bakıyordu, kalkamıyordum.
Her yer karanlıktı ve benim kalkmaya takatim yoktu. Gözlerin geldi aklıma, ölümün sıcak nefesi sevgiyle ısıtıyor, usulca çağırıyordu beni. Yanına getireceğini salık veriyordu durmadan. Yolculuk, eğer sana getirecekse istikametin bir önemi yoktu. Sana geleyim derken sana yürürken, tersi istikamete gidiyor olma hissi daha ağır bastı ve bir çatırtıyla, yakınımdaki herkesi ve her şeyi uyandıran bir gürültüyle hayır diye bağırıyordum. Ben hayır dedikçe avuçlarım acıyordu.
Alışkanlıktan mıdır bilemiyorum ama seni tanıdığımdan beri, avucumda kalemle yatağa giriyorum. Yakınıma koyuyorum bir parça kâğıt. Başımı yastığımda uyumayacağımdan ya da uyuyamayacağımdan emin oluşum bana bu alışkanlığı bağışladı sanırım. Gözlerin aklıma gelmişti. Bir gürültü kopmuştu. Avuçlarımın yandığını hissediyordum. Avucuma baktığımda, senden uzaklaşmanın verdiği korkudan kaynaklı, ölüm davetini reddedişimin somut halinden öte bir şey değildi gördüğüm. Kalemi kırmıştım. Meğer onun çatırtısıymış. Hücrelerime kadar titriyordum. Seni kaybetme korkusu neymiş bizzat yaşayarak anladım. Seni kaybetme anının bir ölüm anıyla örneklenişi ürküttü beni.
Gözyaşların geldi aklıma
Bir nehrin ortasında
Kırık bir sandalda gibiydim
Bir güvercin yakınıma girdi
Kanadıyla uzattığı kâğıttan gemiye
Korkma! Bin, dedi.
Gözlerin geldi aklıma. O bana bakarken; hayatın sevgi adına biriktirdiği her ne varsa bir buse sıcaklığında, kadife yumuşaklığında, aşk narinliğinde, düş tazeliğinde sunan gözlerin. En çok gülmeyi yakıştırdığım, tebessümle özdeşleştirdiğim gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Gözlerinin en sevmediğim hali karşımda duruyordu. Kor aleve körükle gider gibi. Titriyordum. Yanan yüreğime iki damla benzin düşmüş gibi. Gözlerim tavana kaydığında, bunun kötü bir düş olabileceği ihtimali belirdiğinde; epeyce gözyaşı dökmüş, kendimden bihaber yumruklar savurmuştum yatağa, duvara ve de boşluğa…
Ellerin geldi aklıma
Düştü elimdeki kâğıt
Sallandı bütün dünya
Tenim koca bir ele büründü
Sardı sımsıkı
Uyku bir güvercin oldu
Uçuverdi elimden.
Ellerin geldi aklıma, bir tutam ışık belirdi avuçlarımda. Işığı bir çiçek zarafetinde yakaladım. Kokladığımda sen kokuyordu. Ellerimi usulca uzatarak sana çiçekleri sunduğumda; sanki kâğıttan bir kafesin içindeydim ve avucumla kâğıdı yırtarak aydınlığa doğru uzandığımda, oracıkta sen vardın. Sana o çiçeği uzatmak için sarf ettiğim enerjinin, gösterdiğim çabanın, harcadığım eforun gerçek yaşamda olması halinde; yeni bir efsanenin, hatta efsunu olmayan bir gerçek hayat hikâyesinin tarihe notunu düşeceğini ve izinin dünyanın dört bir yanında izlenebileceğini bilmeni isterdim.
Gülüşlerin geldi aklıma. Ben bitmiş vaziyetteydim. Bir gülüş, bir tebessüm bu kadar yakışabilirdi bir yüze. Hani, Allah özene bezene yaratmış dedikleri haller vardır ya, bu öyle bir şey değil. Bu gülünce, tebessüm edince ortaya çıkan türden bir güzellik. Neden bu hallerini çok sevdiğimi ben de sordum kendime. Anladım ki, sen bu halleri yaşarken hüzün uzak duruyor benden. Anladım ki, sen güldüğünde hatta gülümsediğinde kötü duygular nargilenin gri dumanı gibi uçuşup kayboluyor.
Sözlerin geldi aklıma
Gözleri üzerimdeydi
Tüm dünyanın
Umursayan mı var dünyayı
Usulca kapattım
Herkesin karanlığa düştüğümü sandığı vakit
Sana dönmüş senleydim hâlbuki…
Sonra sözlerin geldi aklıma. Söz bitmiş, suskundun. İyiye dair her şeye teşne olan yüreğin, sözlerine de güzellik bahşediyordu. Bana kuş tüyü hafifliğinde bir seda ile uyan, hadi bak vakit geldi diyordun. Gürültünün bitmediği kentte, gecenin karanlığında sesten bir ışık misali sabah ezanı yayılıyordu. Bu ışığın altında, her sabah buluşmak üzere sözleşenlerle birlikteliği bağışlayan rabbimize hamd ediyoruz.