Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '10

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Gözlüğümü kaybettim, hükümsüzdür

Günlerden Cumartesi, hava güzel, sabah mutlu uyandım, zaten uyandığım zaman anlarım günün geri kalanının nasıl geçeceğini.

Güzel bi sabah kahvaltısı hazırladım, kuzu kocamın sevdiği gibi çay demlemeyi, geçen hafta sonu öğrendim nihayet.

Sadece hafta sonları mevcut magazin programlarını takip etmek için, salona hazırlarım kahvaltıyı, kim şık, kim rüküş köşesini izlemek pek zevkli oluyor, deneyin tavsiye ederim.

Tam bir site com, çünkü bizimkiler kırmızı halıda kendilerini şaşırıyolar. Hepsi mi rüküş olur canım...

Kahvaltıdan sonra, bol köpüklü orta kahvemiz olmazsa hafta sonunun tadı çıkmaz.

Kuzumda o fincanı ters çervirmese olmaz. (Neyse halim çıksın falim bir de bunu öğrenmiş)

Keyfim yerindeyse bir iki şey söylerim. Bazen de falında bir iki hatun gördüğümü söyler, şakayla karışık hesap bile sorar, mimiklerinden çözerim hemen.

En iyi bayanlar anlar beni. Kontrollü olmak lazım dimi.

Allahtan bizimki hiç yalan söleyemez, ağzı burnu kayar, bir yamulur, tuhaflaşır minik suratı.

Kahvemizide içtikten sonra, hazırlanma zamanı geldi. Minnoşun kontrolü vardı. Onun için daha bi özen gösteriyorum kendime. Daha güzel daha iyi hissedince kendimi daha güzel haberler alcağımı hissediyorum.

Hazırlığım bitince, baloşuma layık bi anne adayı görüntüsündeydim.

Biz bayanlar evden çıkarken son kere aynaya baktığımızda hafif bi gülümseme olursa yüzümüzde tamamdır.

Daha yola çıkıpta hastanenin olduğu sokağa döner dönmez, kalbim yerinden çıkıcak gibi çarpmaya başlıyor. Doktorum birkaç sorudan sonra beklediğim şeyi söyledi. Ultrasyona geçelim.

Ben düz ekranı olan eski tip, tvlere benzeyen bir ekranı bu kadar çok sevebileceğimi düşünemezdim. Bizden sonraki jenerasyonun anneleri ne kadar şanslı.

Teknoloji herzaman değişiyor ve eminim o zaman evlerinde kullanılacabilecekleri ultrasyonları olacak.

Minnoşum çok rahatına düşkün, doktor ne tarafa baksa bizimki diğer tarafa kaçtı. Minnacık kafasını, poposunu gösterdi bize hep, bir sağda bir solda.

Minnacık ayaklarını bile çekti. Ense kalınlığını ölçtü doktor.

Bi damlacık ama, bir de ense kalınlığı var. Allahıma şükürler olsun her şey normal çıktı. Birkaç test yaptırdıktan sonra, baloşomun üç resmiyle ayrıldık hastaneden.

Şimdi blog başlığımla bu konuların ne alakası var değil mi? Şöle ki şimdi asıl konuya geliyorum.

Bu kadar mutluyken alışveriş merkezine uğrayalım dedik. Atatürk Havalimanın karşısındaki alışveriş merkezini bilirsiniz işte oraya, kuzum, benim ilgimi çekmeyen bir mağazaya yönelince, şans işte bende şöle bi bakıniym dedim.

Tabi, tek kalınca alt kattaki, 3 harften oluşan, sanırım logosu şempaze olan, mağazadaki renkler çekti beni içeri.

Birde fiyatı üçte birine düşen yazlık cıvıl cıvıl elbiseleri görünce kendimi kaybettim tabi.

Nasıl kabine girdiğimi, nasıl denediğimi bilmiyorum. İşte ne olduysa o kriz anında oldu. Kabine girdim çıktım, daha büyük bedeni almak için reyona gidip geldim, tekrar aynı kabine girdim.

O sıra hatirladığım, sadece kuzuma gözlüğüm sende mi demek oldu.

O ana, kadar hiç o kadar çok istememiştim EVET kelimesini duymayı. Ama maalesef hayır dedi ve eğer bizimki, iki kere aynı şeyi söylerse o zaman şaka yapmıyordur.

Kaybettiğim gözlüğümü bozdurmuş olsam, inanın tam 25 çeşit alabileceğim elbiseler, elimde kalıverdim. Şaka gibi ama aynen böyle oldu.

Bu benim hatam olabilir, dikkatsiz davranmış olabilirim. Ama ne olursa olsun maalesef söylediğimiz halde konuyla ilgilenen, bir personelle karşılaşmadım. Artık yapacak birşey kalmamış olsa bile, ilgili ve alakalı olunsaydı, benim daha iyi hissetmemi ve o mağazayada şu anda hissettiklerimi hissetmememi sağlayabilirdi.

Gerçekten çok severek kullandığım gözlüğümle ayrılma vakti gelmişti, ilk yarım saat çok üzüldüm.

Ama bi tanecik kuzumun, bana üzüldüğüm zaman baloşumunda üzüldüğünü hatırlatmasıyla ve bir anlığına unuttuğum minik bebişimin varlığıyla eski neşeme döndüm.

Ne olursa olsun telafi edilemiycek kayıplarımız olmasını nasip etmesin Allahım, ama genede siz siz olun, indirimli cıvıl cıvıl kıyafetlerin büyüsüne kapılıp, kabini boş bırakmayın.

Çünkü boş bırakmaya gelmiyor.

 
Toplam blog
: 14
: 1643
Kayıt tarihi
: 11.04.07
 
 

Halkla ilişkiler 1. sınıf öğrencisiyim. Yeni yeni keşfettiğim blog sitelerinden en çok beğendiğim ve..