- Kategori
- Yetenekler
Gözünüzün içine bakarken karşınızdakinin aklından geçenler ve siz
Altıncı hissin kuvvetliyse, yaşam senin için kolaylıklar getirmeyebilir.
Görüştüğün, konuştuğun, karşılaştığın birisinin, hareket ve hâllerinden, senin hakkında aklından neler geçirdiğini kestirebiliyorsan, bir adım ileridesindir.
Sahiden ileride misindir?
Yok yok, bence ileride değilsindir. Sahip olduğun zekâ, karşı tarafın hareketlerinde cisimleşmiştir. Sonra da onun tüm fikirlerini de üzerine ekleyerek sana geri dönmüştür.
Bütün mesele bu geri dönüşü göğüsleyecek bir bünyeye sahip olup olmadığındır.
İşte başa döndük. Bunu kaldıramayacak gibiysen, altıncı hissin kolaylıklar getirmez.
Şimdiki zamanlarda buna duygusal zekâ diyenler bile var. Eskilerin ağzıyla, adam sarrafı olabilmek.
Bevliyeci bir hekimin, senin fiziksel mahrem alanını işgali gibi, sen de aslında onun zihnî mahremine girmişsindir. O seni gözleriyle süzmek için emeklerken, sen onun kafasının içindeki düşünce hücrelerinin kıvrımlarında beşinci turunu çoktan atmışsındır.
Üstüne üstlük rızasını da almamışsındır. Düşünceyi gören bir röntgen gözlüğü doğuştan gözündedir senin.
Bazen gördüklerine dayanamadığından, o gözlüğü gözünden çıkarmak istersin ama mümkün olmaz.
O gözlükle gördüklerin canını sıktığında, karşında durup gözlerinin içine bakarak konuşan bir kişinin mahrem alanından, düşsel ve düşünsel bir kirlilikle ayrılırsın. Üzerine bulaşmamasına, senin için düşünülen şeyleri fark ettiğinde, bunların senin üzerine sıçramamasına, kirlenmemene imkân yoktur.
Hele ki, insanların davranışlarına kaynaklık eden düşünceler üzerine iki üç satır kitap da okumuşsan tamamdır o iş.
Hülâsa; bu sezgisel kavrama kudreti, adamı bazen mutlu eder, bazen etmez.
Altıncı hissin kuvvetliyse, yaşam senin için kolaylıklar getirmeyebilir.
Görüştüğün, konuştuğun, karşılaştığın birisinin…işte öyle.
Sabrın sonu ile