Güllük

Yol yolculuğu geç, bir an önce Güllük'e gel, güneşe, denize, insana, sevgi dolu insanlara gel, biraz kal, çok konuş, konuş konuş konuş ve dinle çok dinle, dinlen sevdiğinde.

Güllük sıcağında indiniz, güler yüzlü bir minibüs şoförü karşıladı sizi, aldı götürdü merkeze. Kavşaktan merkeze sevenlerin sesleri eşlik etti size, hoş geldiniz hoş geldiniz, ne iyi ettiniz de geldiniz.....

Sürekli hayatı şikayet eden bir taksi şoförü eşliğinde vardınız Oba'ya, eve. Evde sizi sevenler hazırdı, evde sofra hazırdı, evde muhabbet; yediniz içtiniz konuştunuz; sizlerden, Ordu'dan, seçimlerden, Güllük'ten.

Basamakları saya saya indiniz merdivenlerden, iki yüz sonrası kum karşınızdaydı, deniz ve neşeli insanlar tam karşınızdaydı.

Güllük sıcaktı, sımsıcak; deniz sıcaktı, sımsıcak, gök maviydi masmavi, bulutsuz. Güllük'te sıcakta sıcak, sımsıcak yüzdünüz, güldünüz, bir daha yüzdünüz, bir daha güldünüz.

Arada, beyaz bir kayık girdi suya, nasıl bir mutlulukla suda gitti gitti gitti, yazılamaz bir kayık, kayıktı o kayık, beyaz, bembeyaz.

Güllük, denizde önce beştiniz, sonra gelenlerle on bir oldunuz, on bir can suda-karada-güneşte; bir sende, bir bende, bir onda, bir bunda, bir şunda...bir neşe, iki neşe, çok neşe, bol neşeydiniz; durdurulamaz coşku.

Güneş dinlenmeye çekilirken siz daha bir sıkı tutuyordunuz Güllük'ü.

Güllük'te Oba'da, Oba'da bir evde, kaptan köşkünde bir kadınla bir adam aşkı yaşıyorlardı taaa çocukluğundan taaaaa....

Kaptan
yirmi bir saatlik yoldan gelen
şu kadın ile şu adam
kaptan
aşıklar mı
önce kadına
ve adama
sonra Ordu'ya
Güllük'e
kaptan
kadın ve adam
kaptan
göğe, denize
insana
kaptan
dolular mı.