- Kategori
- Anılar
Arzu
Sen, ben, abim, o resmi hatırlıyorum da, hepimizden güzel gülen o kızı, seni, nasıl sevgiyle anıyorum; ah çocukluğumuz! Kimdi bizi o deniz öncesi o kareye sıkıştıran; her kimse eline gözüne yüreğine sağlık.
Ben sessiz bir çocuktum, abim hep dışarılarda, sen ise ne bendin ne de abim, farklıydın; ne sessiz, ne dışa dönük, ne tam ortası, farklı. Şimdi o farkı ortaya koymaya çalışıyorum, başaramıyorum.
Annem seni çok arzulamış Arzu, annemiz, onun için adını Arzu koymuş, Arzu; ne güzel bir ismin var. Zaten bizim evimizde deniz vardı, kuş; zaten bizim evimizde güzel yüz vardı, huri.
Kimi zaman bizim evde deniz kabarıyordu, korkuyorduk kocaman dalgalardan, ama güzel yüz el koyuyordu, huri; sakinleşiyordu deniz, rahatlıyorduk Arzu; kimi zaman kuş hırçınlaşıyordu, ordan oraya sert dalışlar yapıyordu, yine huri, yine güler yüz, yine sen...
Evin bir kızı sen, evin hep bir kızı sen; arzuları arzusunda bir Arzu kızı sen...
Arzu, İstanbul'a hayır, diyendir.
Arzu, Ordu'ya evet, diyendir.
Niyedir?
Arzu Güllük'te arzuları eşliğinde gülendir, Bodrum'da Kale önünde sorgulayandır yüreğini ve İstanbul girişinde, "hayır" nedir anlatandır İstanbul'un ta kendisine.
Ordu'ya evet demiştir Arzu,
çünkü çocukluğu Ordu'dur Arzu'nun.
İstanbul'a hayır demiştir Arzu,
zira o İstanbul,
İstanbul değildi,
işte değildi,
anlayın!...
Arzu'nun gözleri ela
rüyaları ela tadında
elleri duruşu yürüyüşü
ela ela ela Arzu
Arzucuk
Arzu kızı
tam insan
tam hayat.