Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '09

 
Kategori
Sinema
 

Güneşi Gördüm

Güneşi Gördüm
 

Üç kardelen...


O terli, tozlu, acılı coğrafyada yaşama tutunmaya çalışan insanların, terörle devlet arasında sıkışıp kaldıkları yaşamlarının sıkıntısını hissettim içimde. Batıda bir eli yağda bir eli balda yaşarken, doğuda yaşanan dramatik olaylardan ne kadar bi haber olduğumuzu gördüm. Her taş yerinde ağırken, kocaman bir aile şeklinde yaşadıkları damdan beter evlerinden, (barınaklarından) çoğumuzun üç gün misafirliğe bile dayanamayacağımız şartlarda fakat yine de kendilerince mutlu mesut yaşadıkları köylerinden kopup, sağa sola savrulmak zorunda kalan ailelerin dramlarını gördüm. Özünden, yuvasından, köyünden, toprağından kopup oradan oraya dağılan, giden insanların vardıkları yerde kaçıncı sınıf insan muamelesi gördüklerini bir kez daha gördüm. Yıllarca aynı acıyı özümsemeye mahkum edilmiş ve o kanlı coğrafyada yaşamaya çalışan insanların dramatik yaşam öykülerini izledim ıslak kirpiklerimin arasından.

Yürek yangınından lal olmuş o anne ne kadar ister iki evladının biri kendince savunduğu fikirler, peşine düştüğü idealleri uğruna dağa çıksın, diğeri görevi gereği kardeşinin canının peşinde olsun, hangi sebep ve hangi gerekçe o annenin acısını hafifletebilir ki… Annenin gözlerindeki hüznü gördüm, sessiz çığlıklarını duydum. Çatışmada şehit olan askeri gören babanın (Altan Erkekli) vaaaayyyy vaaaaayyyyy vayyyyyyyyy feryatları dağları inletirken, terörle beslenen bütün canavarlara isyan ettim kendimce…

Filmi izleyip eve geldikten sonra, elime bir fincan çay alıp oturdum bilgisayarın başına ve kendimce film hakkında birşeyler yazmak istedim bloğumda. Ve filmle ilgili yazılan diğer yazıların yorumlarını okuduğumda gördüğüm, vardığım sonuç daha fazla Mahsun Kırmızıgül’ ün kişiliğiyle yoğunlaşan eleştirilerdi. Ne Küçük Emrah benzetmesi kalmıştı yorumu yapılmayan, ne Mahsun’ un uyanıklığı ne şarkıcılığı ne yönetmenliği. Taşın altına elini koymaktı bu bence, vitrine çıkmaktı, iyisiyle kötüsüyle kim yaparsa yapsın… Ülkemizin yadsınmaz gerçeği ve kanayan yarası durumunda olan terör belası Mahsun’ ca anlatılmıştı. Önemli olan o coğrafyada yaşanan gerçeklerdi, kimin tarafından ve ne için yapılmış olması, yapan kişinin bu filmden ne kadar gelir elde etmiş olması da ilgilendirmedi beni.

Ben bana sunulan görüntülerde, gözlerde gördüğüm sessiz çığlıklarda, asla benim bilmediğim, tanımadığım insanların yaşam öykülerini gördüm, izledim yaşlı gözlerle. Ben orada yanan anne yüreklerini, çaresiz, naçar kalmış ev reislerini-babaları gördüm, alınan kararlara boynunu kıldan ince yapıp yollara düşen paramparça ailelileri gördüm. Onlarında istediği herkes gibi onlara da sadece bir kez verilen yaşam hakkını insanca kullanmaktı ben bu talebi gördüm... Pırıl pırıl yavruları gördüm yüzleri ve masum gözlerinin içi çocukça acılarla kaplı olan...

Kendimce dedim ki biz insan olarak eğriye eğri doğruya doğru demesini bilmiyoruz, eleştirilerin dozunu kaçırıp şeklini değiştirip, abartıyoruz bazen ve (bence anlamsız) bu filmi yapan kişinin kişiliğini eleştiriyoruz. Oysa bu film bana göre izlenmesi gereken bir ülke dramı. Mahsun Kırmızıgül' ün şarkıcılığını, yaptığı diğer işlerdeki başarı ve başarısızlığını farklı konum ve durumlarda eleştirelim, o ayrı bir konu, ama bu film bir gerçek... Ve bu filmde bu gerçek çok güzel yansıtılmış bana göre...

Ve filme dair yapılmış bazı yorumları okuduğumda düşündüm, hatamı ettim acaba bu gece sinemaya gitmekle, keşke bilmem kaç lira verip, sıcacık evimden çıkıp sinemaya gitmeye uğraşacağıma evde oturup Mehmet Ali Bey' le 50 sarışını falan izleseydim, belki bana daha çok mesaj verir, daha çok şey katardı kişiliğime, sosyal ve kültürel açıdan belki biraz daha ileri iterdi beni, üstelik paramda cebimde kalırdı yarında onunla kendime makyaj malzemesi falan alırdım...:))) Dahası da farklı kanallarda bir sürü farklı programlar var ülke halkının sosyal ve kültürel gelişimi için pek çok faydası olabilecek, onlarla geçirseydim gecemi keşke diye düşündüm…

Fakat ben magazin yüklü sığ bir zihin değilim, bu filme de magazinsel gözle asla bakmadım bakamadım, atalarımın, benim ve benden doğan kuşakların yuvası yurdu olan güzel ülkemin gerçeğinin yansıması olarak baktım. Ve oralarda yaşayan insanların yaşamak zorunda kaldıkları sıkıntıları için, oralardan kopup kaçmak zorunda kalanlara da kaçmak ve kopmak zorunda kaldıkları için üzüldüm.

Hiçbirşey tozpembe değil oralarda, ve o kadar çok kardelen var ki…

Sevgilerimle…

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 153
: 1584
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

Yaşamayı seven, yaşamı dürüst ve içten yaşayan, evi, eşi ve iki yavrusunun annesi... ..