Güngör Gençay'la Söyleşi / Şemsettin Murat

Türkiye Edebiyatı'na onlarca çağdaş nitelikli kitap kazandıran Gerçek Sanat Yayınları'nın sahibi şair ve yazar Güngör Gençay, " Toplumcu Gerçekçi" sanat çizgisinden taviz vermeden mücaddelesini sürdürüyor. Hem edebiyatımızdaki devrimci geleneği ayakta tutuyor hem de genç yazar ve şairlerin yetişmesine yardımcı oluyor. Onunla oturduk, sanat edebiyat üzerine samimi bir söyleşi
gerçekleştirdik. Edebiyata adım atması küçük ama ilginç bir olayla başlamış. Sözü uzatmadan kendisiyle yaptığım söyleşiyi sunuyorum :

Ne zaman başladınız şiire ?

Şiire başlamam şöyle oldu : Ortaokulda iken Türkçe dersinde okuma parçasını yanlış okudum . Bütün sınıf gülmeye başladı . Bu olaya bir tepki olarak edebiyata yöneldim.

Yani kendi hatanı anlaman için mi ?

Bilinçsiz olarak yaşamın bir kavga olduğunu ve bu kavganın içinde doğruyu bulma çabasındaydım.

Ondan sonra ne oldu ?

Amatörce aruz ve hece vezniyle şiirler yazmaya başladım.

İlk şiiriniz ne zaman yayınlandı ?

1952 yılında , Afyonkarahisar'da çıkan " Türkeli" adlı bir dergide yayınlandı .

Böylece şiire bulaştınız herhalde ?

Evet 1954 yılında Varlık dergisine gittim . Şairler Antolojisi için . Y.Nabi Nayır'dan yardım istedim. Bunu, arabasının tekerleklerine taş koyduğum biçiminde yorumladı. Ve kabul etmedi. Bense bu antolojiyi yayınlamayı kafama koymuştum . Bu, bir başkaldırı özelliğini taşıyordu . Kendi olanaklarımla yayınladım. Behçet Kemal Çağlar ve Ziya Osman Saba , bu kitaba kendi anlayışları doğrultusunda birer ön yazı yazdılar. Antolojinin ikinci cildini 1955 yılında çıkardım. Buna da Zeki Ömer Defne bir önsöz yazısı yazdı . Cahit Sıtkı Tarancı için hazırladığım bir kitaptan sonra benim şiirlerim devreye girdi . İlk kitabım : Sabah Rıhtımı .

Ondan sonra kaç şiir kitabınız yayınlandı ?

Altı .

Ve öylece sanat çevresi sizi tanımış oldu. Bununla yetinmemişsiniz ayrıca bir dergi çıkardınız. " Gerçek Sanat " adlı bu dergiyi çıkarmadan önce diğer dergilerle olan ilişkinizin düzeyi neydi ?

Geçmişte birçok dergi ve gazete ile ilgili çalışmalarım oldu . Örneğin , kadrosunda Rıfat Ilgaz , A.Kadir, Metin İlkin, Asım Bezirci , Tekin Sönmez , Aydın Hatipoğlu, Zühtü Bayar, Bedrettin Cümert ve Hasan Hüseyin Korkmazgil gibi şair ve yazarların bulunduğu " Gelecek" dergisinde uğraş verdim. Bu derginin yayını 1971 yılında Sıkıyönetim komutanlığınca durduruldu.

Gerçek Sanat Yayınları'nı kurduğunu biliyoruz . Şimdiye kadar kaç kitap yayınladınız ?

Bildiğiniz gibi daha önce " Gerçek Sanat " adlı bir dergi çıkarıyorduk. Derginin yayını Devlet Güvenlik Mahkemesince durdurulunca bir alternatif olarak kitap yayınına başladık. Çocuklar için yazılmış kitaplar dahil 110 kitap yayınladık. Biz , ırkçı politikanın uzağında yayın yapıyoruz. yayınlarımıza dikkatlice bakıldığında bu çok iyi anlaşılır.

Peki, sanat anlayışınızı biraz açar mısınız ?

Sanatın insan için olduğunu kabul ediyorum. Sanatın felsefesi, matematiği, biyolojisi ve tüm gerçekleri insan yapısından hareket etmelidir . Bu gerekliğe inanıyorum.

Bu anlayışınız , insan ve doğanın neresinde kalıyor ?

İnsan, saymış olduğunuz öğelerin en büyük tamamlayıcısıdır. İnsan, bu öğelerle uyumlu olabildiği , birikimini geleceğe aktarabildiği oranda ödevini yapmış sayılır. Demek oluyor ki yarının insanı bugünün insanını aşacaktır.