Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '09

 
Kategori
Söyleşi
 

Yılmaz Odabaşı'yla söyleşi / Şemsettin Murat

Yılmaz Odabaşı'yla söyleşi / Şemsettin Murat
 

Şair Yılmaz Odabaşı


Şiirleri beğeniyle okunan şairlerimizden biri de Yılmaz Odabaşı'dır. Genel bir sohbetten sonra sözü kendisine ve şiirine getirdim. İlgili sorular sordum :

İlkokulda veya ortaokulda öğretmenlerin sana "Oğlum, büyüyünce ne olacaksın ?" dedikleri vakit yanıtın neydi ?

Adam olabilmek ve kahrolası diplomaları alabilmek için o tahta sıralarda teneffüs zillerinin çalmasını ve dağılmayı hep özlerken, bildiğim tek şey " adam olmak" için okula gönderildiğimi söylüyorlardı. Büyüyünce adam olacaktım, hepsi bu. Fakat büyüyünce de onların anladığı biçimde "Adam" olmakla kalmayıp " Adam" olmaktan başka şeyler olmaya başladım. " Adam olmamak" yolunda bir " adam"ım.

İlk yayınlanan kitabınız hangisi? Bu soruma bir de şu soruyu eklemek istiyorum: Yazar olsun şair olsun ilk kitabını kendi parasıyla bastıklarını öğreniyoruz. Sözgelişi, Attila İlhan, bin lira vererek " Duvar" adlı kitabını bastırmıştır. Sizin de ilk kitabınız böyle mi oldu ? Yoksa yayıevinin katkısıyla mı gerçekleşti ?

İlk kitabım " Siste Kalabalıklar" dır. İlk basımı 1985 yılında yapılmış ilk şiir kitabımdı. Aslında ilk basımı 1984 yılında değerli Edip Akbayram çıkarmak istemişti. Ancak, Bursa'da bu kitabımın basımına elkonuldu. Daha sonra 1985 yılında zorbela bir yayınevinden çıkardım ve basım ederini ödedim. Ama şimdi ise o kitabımın 2.ve 3. basımlarını telif ücreti ödeyerek bastılar. Hayat böyle
garipliklerle dolu işte. Satılmaz diye basmadılar. Ama şimdi de basıp satmak istiyorlar.

Türkiye Edebiyatı'nda önemli bir yeriniz var. Kitaplarınız etkileyici . Bu başarınız toplumsal yaşantınızdan mı kaynaklanıyor, yoksa, başka nedenlerden mi ?

Çok çalışıyorum, çok hırslıyım, çok da öfkeliyim. Ama bu gönderici cümlelere ne ölçüde yaraştığımın takdiri okurlarımındır. Vardığım yere değil, varacağım yerlere, üreteceklerime bakıyorum. Ayrıca Diyarbakır ve fırtınalı yaşamımın da ürettiklerime çok katkısı olduğunu düşünüyorum.

Birçok ödüller aldığınızı biliyorum. Ödüllerin yararı var mıdır ?

Ödüllerin bana katkısı oldu, yadsıyamam. Ama artık yok ve birkaç yıldır pek katılmıyorum.

İnsanlarımız sanata ve edebiyata karşı oldukça ilgisiz. Örneğin, spora karşı gösterdikleri ilginin bir kırıntısı bile yok. Bunun nedeni ne olabilir sizce?

İlgisizlerse onları itham etmekle yetinmeyip suçu üretenlerde de, onay masalarında da aramalıyız. Benim ilgisizlik gibi bir sorunum yok. Aslolan üretimdir, mesih şiirdir .

Yazdıkları nedeniyle soruşturma geçiren, cezaevlerine giren yazarlarımız, şairlerimiz var. Siz de bunlardan birisiniz. Bu tutum sizi olumsuz yönde etkilemiyor mu? Yoksa, giderek bileniyor musunuz ?

Hakkımda beş yargılama sürüyor. Bir ceza da aldım. Ama, otosansür olmayacak. Ben, ruhumu bilincimi özgürleştirirsem hapishane umrumda olmaz. Ben ömrümü yatırdığım sınavlardaki cenderelerde tanıdım. Ödül veren ödül verir; ceza veren ceza verir. İkisi de umrumda değil. Yalnız, bir adamı hapishane filan keskinleştirmez; şair de yapmaz. Şairse şairdir, değilse değildir.

" Hani nerde bir Ahmet Arif ! Hani nerde bir Nazım Hikmet! diyenler var . Bu söze ne dersiniz ?

Tıpkı basımı filan mı arıyorlar! Herbiri kendi siyasal toplumsal dönemin kendi renginin, dokusunun özgünlüğünün şairidir. Şairleri yarıştırmamalı. Bırakalım politikacılar, bankacılar yarışsın. Nazım, Nazımdır sadece. O'dur. Ve bir ikinci Nazım olmaz da, aranmaz da. İyi kötü, eksik fazla herkes kendisidir.

Yeni çalışmalarınız var mı ?

Yeni basımlar sürüyor. Bu yılın güz aylarında sekizinci kitabım çıkacak. Ayrıca bir de roman yazıyorum, bir aşk romanı...
 
Toplam blog
: 155
: 1573
Kayıt tarihi
: 20.09.08
 
 

Diyarbakır doğumluyum. Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü mezunuyum. Hazro TÖB-DER Şubesi başkanlığını y..