Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '08

 
Kategori
Dünya
 

Habere tebessüm etmek

Habere tebessüm etmek
 

Olay Suudi Arabistan’da geçiyor.

Evli bir kadın Cidde’deki Kral Abdülaziz Üniversitesinde yüksek lisansını yapmaktadır.

Biyokimyacı 32 yaşındaki “Halid” ise El Baha kentindeki bir hastanede görevlidir.

Kader, adı açıklanmayan kadının (AAK), yüksek lisans araştırma konusu sebebiyle biyokimyacı “Halid” ile çalışmaya başlamasına sebep olur.

Anlatılacak olayda bir bakıma kader de suçludur.

Halid, AAK’nın (Adı açıklanmayan kadın) ders danışmanlığını yapmaya başlar.

Tam bu sıra AAK kocasından ayrılmaz mı?

Ayrılır.

Takdir böyleymiş.

İnsanlar evlenir ve ayrılırlar.

Onlar da ayrılmış.

Ama kocası, danışmanlığını yapan biyokimyacıyla telefonda görüştüğü gerekçesiyle AAK’yı mahkemeye verir.

Nasıl yani?

Kadının kocası, yüksek lisans araştırmasının telefon görüşmeleri için bahane olarak kullanıldığını ve biyokimyacının telefonlarının boşanmalarına yol açtığını öne sürmektedir.

O zaman tamam!

Davaya bakan mahkeme, geçen Kasım ayında (Kasım 2007) kocayı haklı bularak Halid’i 8 ay hapis ve 600 kırbaç, kadını ise 4 ay hapis ve 350 kırbaç cezasına çarptırır.

Telefonla görüştükleri için!

Halid ile öğrencisi temyiz mahkemesine başvurur.

Temyiz mahkemesinde kendilerini nasıl savunacaklar ki?

Suç olmayan ne ola ki!

Sizce de her şey suç değil mi? Sen tut telefon ile konuş. Sorulduğunda da yok “o benim danışmanım”, yok “o benim öğrencim” türünden savunma yap.

Nerede yaşıyorsunuz kardeşim!

Üstelik Reuters Haber Ajansına göre bahse konu kişilerin bir yıldır süren dava esnasında avukat tutmalarına ve mahkemeye tanık getirmelerine de izin verilmemiş.

AKK mahkemede Vahabi kuralları gereği yasal vekili olan babası tarafından temsil edilmemiş mi?

Edilmiş.

Al sana “en baba” avukat.

Hani avukata izin verilmemişti?

Şimdi herkes soluklarını tutmuş temyiz mahkemesinin vereceği kararı bekliyormuş. Ancak karar öncesinde biyokimyacı ile AAK’nın, “araştırma yapmak bahanesiyle telefonla ilişki kurdukları” gerekçesiyle hapis ve kırbaç cezalarına çarptırılması insan hakları örgütleri ile reform yanlısı Suudileri ayağa kaldırmış. Uluslararası Af Örgütü, cezaların onaylanması halinde Halid ile öğrencisini “vicdani tutuklu” olarak kabul edeceklerini belirtmiş. Örgüt, “Suçlamalar, tanınabilir suç tanımına girmiyor” derken, reform taraftarı Suudiler de ülkelerinde vatandaşların ihtiyaçlarına uygun olmayan keyfi bir adalet sisteminin bulunduğunu belirtmişler.

Şaka gibi.

Anlayacağınız durum tam bir komedi.

Mahkemenin aldığı karara mı gülersin, bu karar neticesinde adamların yiyeceği sopaya mı, yatacakları hapse mi yoksa Af Örgütünün söylemlerine mi?

Öte yandan bu tür bir habere konu olmakla rezil olmanın aynı anlama gelmesi de cabası.

En iyisi habere tebessüm etmek!

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=dunya&ArticleID=890620&Date=07.07.2008&ver=23
 
Toplam blog
: 340
: 1591
Kayıt tarihi
: 10.03.08
 
 

Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..