Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '08

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Hacılar, hocalar, paşalar ülkesi!

Hacılar, hocalar, paşalar ülkesi!
 

Türk basınındaki kutuplaşmalar ve taraflaşmalar günden güne artarken, her basın-yayın kuruluşunun kendine has tarzı ve hitap yeteneği iyice kendini belli eder oldu.

Eskiden bir gazete sayfasından alınmış küçük bir haber küpürüne bakarak o küpürün hangi gazeteye ait olduğunu tahmin edebiliyorken şimdilerde bir başlıktan gazete tahlili yapabiliyorum.

Bu benim yeteneğime bağlı olarak geliştirdiğim bir yönüm değil; kolayca sizlerde yapabilirsiniz.

Son günlerde Zaman Gazetesi’nde X Hoca ya da Z Efendi gibi haber başlıklarında adeta patlama yaşandı. Eskiden bu yana Samanyolu TV ve Zaman Gazetesi’nde “Fettullah Hoca Efendi” klişesine rastlamaya aşinaydık; ancak her geçen gün hacı hoca sayısı artıyor.

Zaman Gazetesi’nin 2 Ekim 2008 tarihli haberinin başlığı aynen şöyle: Hayrettin Karaman Hoca kendini savundu: Boykot Çağrıma Tepkiler!

Peki kim bu Hayrettin Karaman Hoca?

Kendine ait internet sitesinde Yüksek İslam Enstitülerinin İlahiyat Fakülteleri'ne dönüşmesinin ardından akademik çalışmalarını tamamlayarak sırasıyla doktor, doçent ve profesör unvanlarını aldığı belirtilen Karaman’ın hocalığı var; ancak günümüzde üniversite hocalarına ya da öğretim üyelerine isimlerinin önlerine getirilen Profesör, Doçent ya da Yardımcı Doçent gibi unvanlarla anılıyor.

Yani haber başlığının doğrusu Prof. Hayrettin Karaman kendini savundu: Boykot Çağrıma Tepkiler! Olmalıdır…

Osman Pamukoğlu Paşa, Fettullah Gülen Hoca Efendi, Hayrettin Karaman Hoca her bir söylem aslında kanunsuzluğun birer örneği. Osman Pamukoğlu emekli generaldir. İlla mesleği ile anılacaksa emekli general şeklinde anılmasında bir hata yoktur. Fettullah Gülen’e saygıdan ötürü olsa gerek çift unvan yakıştırması yapılmış hem hoca hem efendi!

Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun’a baktığımızda (26 Kasım 1934)

Madde 1- Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi, ve Hazretleri gibi lakap ve unvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlarıyla anılırlar.

Madde 2- Sivil rütbe ve nişanlar ve madalyalar kaldırılmıştır ve bu nişan ve madalyaların kullanılması yasaktır. Harp madalyaları bundan müstesnadır. Türkler, yabancı devlet nişanları da taşıyamazlar. (Türkiye’de yabancı devlet nişanı taşıyan devlet bakanı bile var!)

Madde 3- Askeri rütbelerden adın başına gelmek üzere, kara ve havacılarda müşirlere mareşal, birinci ferik, ferik ve livalara general, denizcilerde, birinci ferik, ferik ve livalara amiral denir. General ve amirallerin derecelerini gösteren unvanlarla, deniz müşirleri unvanlarının ve diğer askeri rütbelerin karşılıkları Yüksek Askeri Şura kararı ve İcra Vekilleri Heyetinin tasdiki ile konulur.

Madde4- Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde5- Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

Beni sakın şekilcilikle suçlamayın, demokrasiye inanan bireyler olarak artık etiketlerden sıyrılalım (kaldı ki bu sıyrılma kanunen zorunluluktur zaten), bu sıfatlar o kişileri yüceleştirmiyor!

Arkadaşlar, ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

Güzel günler dileğiyle…

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

abtokmakoglu@mail.ege.edu.tr

 
Toplam blog
: 430
: 2186
Kayıt tarihi
: 18.06.07
 
 

20 Nisan 1989'da İzmir'de doğdu. İlköğretim ve lise öğrenimini Karşıyaka'da tamamladı. 20..