Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hakan Fidan ve İzmir...

Mit müsteşarı Hakan Fidan AKP’den milletvekili aday adayı olmak için istifa etmişti, biliyorsunuz. Bilmemeniz mümkün değil, ülkecek bu haberle yatıp-kalkıyorken eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasete AKP’den devam edip-etmeyeceği gündeme oturunca Hakan Fidan konusu biraz durulur gibi oldu.

Lakin itiraf etmek gerekir, Cumhurbaşkanına rağmen milletvekili olmaya aday olmasının sonuçlarını hepimiz fragmanı gösterilen bir dizinin yayın saatini bekler gibi bekliyorduk!

Heyhat, o da ne!  

Dizi yayından kaldırılmış!..

Öyle hissettik yani... Hakan Fidan adaylığını geri çekmiş!

Kalakaldık mı öyle; kaldık vallaha... Derken, yerine yeni dizi konmuş, aaa, flaş-flaş!...

Aygı gün içinde Hakan Fidan’dan boşalan Mit müsteşarlığı görevine Hakan Fidan atanmış!

(Gerçi yeni dizi denilen eski bir dizinin yeni versiyonu ama... Neyse...)

******

İnsanın aklına sorular geliyor elbet;  ilk akla gelen en mantıklı soru olur genelde, o da şu: Bir devlet görevlisi siyasal duruşunu belirledikten sonra tarafsız olması gereken pozisyona geri iade edilebilir mi?

Edilirse, bu durum tüm devlet çalışanları için de bir örnek oluşturmaz mı?

Öyleyse, devlet görevlilerinin, memurlarının siyasi görüşlerini ifade etmeleri, eylemlere katılmaları, propaganda yapmalarında da hiçbir sakınca yok demektir!

Haa, yok canım, olur mu öyle şey? Devletin bütünlüğü açısından devlete çalışanların siyasi görüşlerinin yalnızca kendilerinde saklı olup, ancak oy kullanırken gizlilik çerçevesinde oy pusulalarına yansıması esastır deniyorsa, o zaman da Mit gibi bir kuruluşta, özellikle, rengini açık bir şekilde beyan etmiş bir kişinin kanunlar çerçevesinde görevine iade edilmesi açıkça anayasa hükümlerine aykırı değil midir?

Sonra akla gelen soru da mantıklı olmasına mantıklı ama siyasi tarafı olduğundan senaryosal nitelik taşıyor elbet!  

Abdullah Gül’ün siyasete dönmesi söz konusu olduktan sonra Hakan Fidan’ın geri adım atması da çeşitli senaryoları da düşündürüyor elbet; lakin, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na rol biçmekte zorlanıyor insan!

******

Nasıl ki insanın beynindeki sorulara kimse çuval geçiremezse, insanın ağzına da torba dikilemez; bir Medine  görüşmesidir gidiyor!

Erdoğan ile Fidan Medine’de görüşmüşler.

Herhangi bir yerde de görüşebilirlerdi, gizli-saklı olmasına da gerek yoktu, bence, bir cafe de olabilirdi, ama... Şey... Bir kere cumhurbaşkanının korumaları bir cafeye sığdırılmazdı...

Görüşmeleri gayet doğaldır, bunun saklanması anormaldir!

Neyse, bu konulara girmeyelim, eninde sonunda “sıradan normal insan” olarak bakabiliriz duruma.

Yalnız, bir gerçek kendini gözüme-gözüme soktu: Gizli görüşmeler için, artık, en uygun ortam: Kabe ve etrafı!

Oslo’ya neden gittin, Brüksel’e, İsviçre’ye falan gibi daraltıcı, bunaltıcı, efendime söyleyeyim ağızdan laf almaya çalışanların sıkıştırıcı sorularıyla cebelleşmek zorunda kalınmayacağı en ideal yer!

“Umreye gittim” dedin mi, akan sular durur!

Daha da soran olursa, “İnancımı mı sorguluyorsun? İbadetimi mi?” dedi mi yanarsın, billah!

******

Gelelim İzmir’e...

İzmir valisi öyle yasaklar koymuş ki; tek-tek yazmaya yüreğim el vermiyor. (Detayları internetten arar bulursunuz)...

Sıra sıra sıralamış, okullara, camilere, efendime söyleyeyim, caddelere; diğer partilerin bina yakınlarına bilmem kaç metre yakınına varmayacak şekilde, ses yükselticilerin kullanılmadığı, falan-filan devam ediyor...

Hiç bir gösteri olamayacak!

Arkadaş; bu şartlar neticesinde neredeyse İzmir’de AKP dışında bir parti miting yapamayacak!

Abartıyor muyum? Ahh keşke!...

******

Etrafında okul, cadde, cami olmayan; farklı partilerin bürolarının olmadığı, STK’ların, kamu kurumlarının olmadığı alanda sabit kalmaları kaydıyla, falan-filan...

İzmir’de böyle bir alanı ancak Cumhuriyet Meydanı’nda bulursunuz; bu arada şunu da belirtmeliyim ki o alanda Atatürk’ün at üstünde bir heykeli vardır ki artık oraya izinsiz bir buket çiçek koymak bile yasaktır!

Etrafında toplanmak ne kelime!...

******

Eğer ki siyaset içinde yer alsaydım, eğer ki böyle yaptırımlarla engellenmeye çalışılsaydım ve eğer ki arkamda destekleyicilerimin olduğunu bilseydim; o protestoyu, gerekirse mitingi deniz ortasında yapardım!

Buyrun bakalım! Hangi hak ve hukuk dokunabilirmiş!

 

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..