Hakan Şükür, “top”u Başbakan Erdoğan’a ve TBMM Başkanı Çiçek’e attı!

“Topu atmak”, futbolda “pas vermek” anlamıyla gelir akla. 

“Top”u yani “pas”ı alan, iyi kullanırsa, tribünlerden alkış yükselir. Hele, “top”, bir de ağlarla kucaklaşmışsa, uzatmaların son saniyeleri ise, o kucaklaşmayla 3 puan gelmişse... sözün gerisini getirmeye gerek yok. Çünkü stattaki sevinç, curcuna, her şeyi anlatır.

“Top”u birine atmak, gündelik yaşamda da yer bulur.

Hakan Şükür, futbol demek, futbol demek de, “top” demek olduğuna göre, neyden söz ettiğimiz çoktan anlaşıldı sanıyorum.

APK İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, LİGTV/ Maraton’da yorumculuk yapmaya başlayınca, tepki çekmeye başladı. Ama o, işi pişkinliğe vurarak, “topu” başkalarına attı; böylece, milletvekilliğini ne kadara hafife aldığını gösterdi.

Ne diyor Hakan Şükür?

“Hırsızlık yapmadım.”

“Yazı yazarak para kazanan milletvekilleri var.”

“Yasal sorun olmasa da Sayın Başbakanımız, Meclis Başkanımız, derlerse ki ‘biz yapmanı istemiyoruz’, o zaman bırakırım.”

*****

Anlaşılıyor ki, Hakan Şükür, milletvekiliğin ne olduğunu kavramadan uzak. Bir milletvekili olmasına karşın, milletvekili olmadan önceki “maç yorumculuğu”nu sürdürme inadıyla, tartışmaların odağına oturmuştur. 

Hakan Şükür, “top”u Başbakan Erdoğan ile TBMM Başkanı Çiçek’e attığına göre, iş, onlara, onlar olmadıysa, Meclis’e düşüyor.

Hakan Şükür’e tanınan ayrılacak, öteki milletvekillerine de benzer yolu açmaz mı?

Onlara hangi gerekçelerle "Hayır" denecek?

Hakan Şükür’e tanınanın bir ayrılacak olup olmadığını CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’ün başvurusuna verilecek yanıttan anlayacağız.

Orhan Düzgün, Hakan Şükür’ü örnek göstererek TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e başvurdu, "Bir genel cerrahi uzmanı olarak şahsım adına da bu haktan yararlanarak Sağlık Bakanlığının belirleyeceği herhangi bir yerde ücret talep etmeden görev almak için izninizi istiyorum" dedi.

*****

Hakan Şükür’ün eski bir futbolcu, sonra “futbol yorumcusu” olması, LİGTV/ Maraton’da yorumcu olmasını için tek nedense, sormak gerekmez mi?

Hakan Şükür, “şike iddiaları”yla zor durumda kaldığı söylenen LİGTV’yi düştüğü bu durumdan kurtarmak için bir “can simidi” midir?

LİGTV’nin Hakan Şükür’e öneri götürmesinin de, onun da bu işe dört elle sarılıyor olmasının “etik” bir yanı var mıdır?

Milletvekili olmadan önce, kendi alanlarında uzman/ başarılı milletvekillerinin de o işlerini yürütmelerinin yolu açılmış olmuyor mu?

Doktorlar, türkücüler, sinemacılar... ve başkaları...

“Ek iş” yolu açılırsa...

Milletvekili aylıklarının tartışıldığı, Hakan Şükür’e sezon sonuna kadar yüklü bir para verileceğinin söylediği bir ortamda, milletvekillerinin aylıkları dile dolanmaz.

Şimdi, merak edilen...

Bakalım, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Tokat Milletvekili Orhan Düzgün’e nasıl yanıt verecek?

TURGUT ÇELİK/ Mersin