Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '08

 
Kategori
Eğitim
 

Haklının yanında olmak

Nasrettin hocanın ders verir nitelikte ki yaşantısını anlatınca hemen basarız kahkahayı. Yanlış yapıyoruz aslında.

Aslında burada bilge adam bize ne demek istiyor düşünmeliyiz. Düşünmeyi pek sevmeyiz ki... Nasrettin hoca toplumun önüne düşmenin riskini çok güzel ifade eder aslında.

Ama bizim mizah anlayışımızda oldukça enteresan olduğundan, ibret alacağımız konularda bile güleriz. Bizim huyumuz bu. Tabiatımıza böyle yerleşmiş.

Nasrettin hocanın fıkralarını anlatınca, anlatan kişide, karşısında ki dinleyici kitlesinin gülmesini bekliyor. Madem güleceğiz veya topluluğun gülmesini bekliyoruz, o zaman gülerken, güldürürken ders almasını bilmeliyiz.

Meşhur fillerden kurtulmak maksadıyla heyetle yola çıkar hoca. Timur’un yanına varmaya yakın heyettekiler hocayı yalnız bırakırlar.

Nasrettin hocanın Timur’un kapısına vardığında heyette ki kişiler çoktan toz olmuştur. Niçin Timur’un gücünden korktuklarından. Hâlbuki heyet yola çıkarken niçin çıkmıştı? Filden rahatsızlıklarını dile getirmek için.

Müracaat esnasında sen misin bizimle yola çıkan, hak hakikat için çalışan, işte biz doğruları hakkı savunanları, böyle yüz üstü koyarız dercesine hemen ilk fırsatta terk eder yol arkadaşları hocayı.

Günümüzde de aynı karakter yapısında insan çok. Önde olduğunuz zaman bunları çok açık seçik görüyorsunuz. Yine Nasrettin hoca arkadaşlarının ihanetini ilk ve tek ağızdan anlatarak doğruyu dillendirmesinde hiç sıkıntı çekmiyor.

Günümüzde kişiler yalnız bıraktığı gibi, olup olmadık dolapları çevirerek, suçlululuğunu kabul etmiyor. Sadece etrafınızda ki kişileri dinleyin yeter. Ne kadar bu tür insan olduğuna şahit olacaksınız.

Suçlular suçsuzluk rolünü beceriyor. Suçsuz olan kişi, yüzde yüz haklı olan insan, haksız konumuna koyuluyor. İnsan ben bunlar için mi mücadele ettim diye de içinden geçirdiği anlar olur.

Kişileri değerlendirmiyoruz toplumun genel haksızlık karşısında ki duruşunu/ duruşumuzun böyle olduğunda şüphemiz yoktur kanaatindeyim. Yanılıyor muyum?

Haksızlığa karşı duruşumuzu bir türlü belli kriterler içine oturtamadık. Hep güçlünün yanında olmayı tercih ettik.

Haklı ama yalnız, yalnız derken sayıca az. Haksız ama haklılık rolü oynayanlara taraf olduk. Bu da bizim zafiyetimiz. Nasrettin hoca gibi, haksızlığın yaşanmasına prim verenlere ders vermek için önde olan kişide gereğini yapmalıdır.

Korkudan titreyen köylüleri düşünsenize Timur ‘un huzuruna çıkmaktan korkuyorlar. Fillerinden de bıktıklarını her yerde anlatıyorlar. Fayda yok. Fayda nerede Timur ‘a mertçe, açıkça fillerini al götür demekte.

Nerede bizler gibi o zaman ki kişilerde demek ki dedikodu kültürüyle yoğrulmuş. Balon misali haklının yanında gibi görünmüşler ama haksızlık yapan erg sahibi olduğundan yanında olunmuş.

Tarih ne yazıyor. O önemli bence. Haksızlığın abat olmayacağını yazıyor. Nasrettin hocanın cesareti, kişiliği hala dillerde gönüllerde ve beyinlerde. Sevgiyle muhabbetle konuşuluyor. Ama arkasında ki ekibin adı da söyleniyor. Onların isimleri olumsuzluklarda kullanılıyor. Bunlar, konuşur ama başaramaz, cesur gibidirler, lakin aslında korkaktırlar. Birlikten yanadırlar gibi görünerek ilk fesatçı onlardır.

Önde olmak ve tarihe yazılmak. Ne güzel. Hakkın yanında bulunmak, sayı çok önemli değil…

Not: Tüm yerel yönetime aday olanlara, aday adayı olanlara başarılar dilerim. İnşallah hayırlısı olur.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..