Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '08

 
Kategori
Mizah
 

Halı Saha Turnuvasında Halı Olduk-1

Halı Saha Turnuvasında Halı Olduk-1
 

Bizi yenen takımların birisi işte!


Bu yazı dizisinde karşılaşacağınız isimler ve terimler:

Ben: Kaleci olduğunu sanan bir zat.

Şef: Olanak verilmesi halinde en az 2. ligde oynayacağını savunan yemesine çok dikkat eden adeta kalori sayan, akşam 6’dan sonra yemek yemeyen fakat yaktığı bu kalorileri bir alem masasında alan ve içerken asla durmayan arkadaş.

Ali Bey: Şef’in iş arkadaşı. Aynı anda araba kullanan, sohbet eden ve telefonla mesaj yazan bir arkadaş.

Osman Abi: Pideci, çok güzel Ege pidesi yapar. Fanatik Fenerbahçe taraftarı Galatasaray’ın şampiyonluğunu Fettullah Gülen-Hakan Şükür-hükümet sayesinde kazandığını ifade ederek kendi komplo teorisini yarattı. *

Erbil: Mevcut hükümet partisine mensup yerel ve etkin siyasetçi.

Top: Hangi malzemeden yapıldığı bilinmeyen nereye gireceği belli olmayan futbol aleti.

Halı Saha: İçinde top oynanan yer.

Hakem: Turnuva boyunca orta sahada durup 3 metrekarelik alanda gezinen ve düdük öttürerek para kazanan vatandaş.

Her şey pide yemek gittiğim Osman Abi’nin pide lokantasında duvara astığı altın madalya ile başladı. “Hocam bu madalyayı 2 sene önce halı saha turnuvasında kazandık.” dedi. Bizim de orman teşkilatından arkadaşlarla oluşturduğumuz bir takımımız var. Genelde kaleci mevkiinde oynamama rağmen bazen Servet Çetin’lik yaptığımda olduğu bir takım. Karşımıza çıkan emniyet mensubu ve jandarma kolluk kuvvetlerini yenip duruyorduk. Bize çok kızıp bazen yasa yapıcıdan aldıkları güçle maç esnasında bağırıp çağırsalar bile biz kazanıp gidiyorduk. Osman Abi, bir takımı olduğunu, önlerine çıkan herkesi ezdiklerini bizimle maç yapmak istediklerini söyledi.

Maç öncesi rakibe baktığımızda lisanslı futbol oynayan gençlerin olduğunu gördük. Yapılacak tek taktik olan İtalyan savunmasını uyguladık. Bastırdıkça bastırdılar biz de kapandıkça kapandık. Tek hücum taktiği benim yaptığım degajları alan Ali Bey ve Şef’in yapacağı ataklardı. 6 atak yapıp maçı 6–3 aldık. Osman Abi maç sonrası beni beğendi “Turnuvada kalecimiz sen ol.” dedi. Osman Abi bizim Şef’i de beğenmiş takıma almış. Bizim Osman Abi’nin takımında olduğumuzu öğrenen Ali Bey, “Size inat öyle bir takım kuracağım ki şampiyon olacağız sizinle işletmede dalga geçeceğim.” dedi.

Osman Abi’ye Şef’le beraber defalarca takımı toplayıp idman yapmamızı, takımın birbirini tanımasını talep ettik. Osman Abi dediklerimizi kulak ardı etti.

Kuralar çekildi ilk maçımız Ali Bey’in bize alternatif kurduğu takımlaydı. Gerçekten iyi bir takım kurmuştu. Takım arkadaşlarımızı üzerinde yeşil formalı olanlardan çıkardık. Gördüğümüz yeşil formalıyı bizim takımda olduğunu teyit ettirmek için “Osman Abi’nin takımında mısın?” sorusunu sorduk. Bu arada bizimle yaptığı maçta oynayan lisanslı gençler takımda yoktu. Başka elemanlar bulmuştu Osman Abi.

İlk maçımızı almayı başardık. Ali Bey’in çenesinden kurtulduk. İlk maçımızda Şef yoktu İzmir yangınına gitmişti. Sonraki maça geldi. Maç öncesi duygulandırıcı bir konuşma yaptı. Rakipten korkmamamızı kendisini beslemeleri halinde ortalığı dağıtacağını söyledi! Tabi karşımızda çakı gibi gençler vardı. 15 dakika içinde 3–0 yaptılar. Baktım durum kötü devrede çıktım geceyi 4 gol ile kapattım. Bizim Şef maç boyunca 1–2 depar attı geri kalan sürede yürüdü yürüdü yürüdü… Zaten uzaktan gören pehlivan sanıyor pek futbolcu fiziği yok gibiydi. Maç skoru 8–1. Tabi itiraf etmek lazım rakip 5. golden sonra maçı bıraktı. Bu arada Ali Bey’in iddialı takımı 8–9 farklı yenilgiler almaya devam ediyor.

3. maç öncesi Osman Abi’ye Şef’i liberoya koymasını söyledim. Zira ilerde yürüyüp duruyor bari geride kalın cüssesine 1–2 top çarpar kaleye gelen topu engeller. 3. maçımız yine genç bir takımla. Bu arada organizasyon komitesi bizim maçlarımızı gece 11’de başlatıyor. Gözler kapandı kapanacak. Zaten gündüzden dişçide yıkama-yağlama-bakım nedeniyle uyuşturucu iğne yiyip duruyoruz. Onun sersemliğine bir de maçın geç başlaması nedeniyle sersem halde çıkıyorum maçlara. Maçımız başladı. İngiliz atlarıyla yarışan Arap atları misali rakip geldikçe geliyor. Osman Abi takıma takviyeler yapmıştı maçtan önce. Yaşı 40’ı aşan birisini bulmuş, iyi pas yapıyor diye. Yaşlı başlı adamcağıza 2–3 genç basınca afalladı durdu. Böyle olunca atılan her top duvara çarpmış gibi dönmeye başladı. Rakibimiz bir önceki takım gibi insaflı değildi. Geldikçe geldiler hiç bıkmadılar. Maç skoru 10–5 bitti. Maç sonu her tarafımın terden sırılsıklam olduğunu gördüm. Bizim takımdakiler takımın en iyisi benim olduğunu itiraf ettiler. Düşünün artık bizim takımın gücünü. Ali Bey’in takımı fark yemeye devam ediyor. Hatta maç sonunda maçın skorunun 7–1 bittiğini sanırken ertesi gün gazeteyi açtığında meğer 10–1 yenildiklerini okuyor. Belli bir durumdan sonra insan saymayı unutuyor herhalde.

Halı saha ortamını anlatmak gerekirse halı sahada gençlik spor yapsın diye yan yana 2 saha var. İşletme sahibi seyircilerin ve futbolcuların susamalarını önlemek için bira satışı yapıyor. Seyirciler bir süre sonra limiti aştıkları için saha içindekilerle bol bol dalga geçiliyor.

*Bu teoriyi sadece Osman Abi’ye özgü sanıyordum. Hadi Osman Abi üniversite mezunu falan değil. Aynı sözleri bu sitede yaşlı başlı, okumuş, blogcunun birisinden de okudum.

Yarın okuyacaklarınız: Çeyrek finale çıkıyoruz, acaba şampiyon mu olacağız?

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...