Halk uyanırsa

Daha geçen hafta şehit olan bazı askerimizin cenazesi için doğdukları şehirlere gitmiştim. Ağlayan anaları bacıları görünce bu ülkede yaşadığımdan utanmıştım. Bugün ise devletin gözünün önünde görev yapan insanlar işçiler hatta milletvekilleri kaçırılıyor, iş makineleri yakılıyor yollara mayınlar döşeniyor hatta denetim bile yapabiliyorlar. Sinirden elim ayağım tutmuyor, kahroluyor henüz 16 yaşındaki oğlumun geleceğinden müthiş endişe ediyorum. Sadece kendi evladım için değil bu ülkede geleceğimizi emanet edeceğimiz tüm gençlerimiz için endişeliyim.

Şu andan itibaren dünyanın sayılı ordusu diye söylenen Türk Ordusu üç beş çapulcuyu hatta bugün ülkeye kafa tutan sözüm ona vekil adaylarını, alkış tutan destekleyen ve askere silah çekecek kadar pervasızlaşan tüm güruhunu silip süpürmediği için benim çocukluğumdan bu yana kalbimde kapladığı yeri tamamen kaybetmiştir. Bu ülkenin en büyük bütçesine sahipse ve dünyanın en gelişmiş silahları ve teknolojisiyle donatılmışsa, hiçbir isteklerine hayır denilemiyorsa ve bunun bedelini biz vatandaşlar ödüyorsak, PKK denilen illetin bırakın kafa tutmasını esamisinin bile okunmaması lazımdı. Bir toplantıda kafa tuttuğumuzu sandığımız bir ülkenin askeri bizim asker sayımızın onda biri olmasına rağmen ülkesine, askerine halkına her kim zarar veriyorsa anında misliyle cevap veriyor ve yok ediyor. Ne korktuğu var ne dünyanın en güçlü örgütlerine kulak astığı. O halde biz nasıl devletiz nasıl güçlü orduya sahibiz ki yaklaşık 500 bin kişilik kalıcı askerimizle en fazla 3 bin kişi olan ve tamamı çapulcu takımından olan “PKK’ lıları yok edemiyoruz” un cevabını bulamıyorum.

Benim niyetim Türk ordusunu aşağılamak falan değil hor görmek asla değil, ama yakın gelecekte bu ülkeye bir asker verecek olan bir babayım ben. Arkadaşlarımın çocukları da gidecek 5, 10 yıl önce doğanlarda, hiçbirimiz yarın kaç şehit tabutu gelecek hangi komşumuzun hangi arkadaşımızın çocuklarının şehit cenazesine katılacağız korkusuyla yatıp kalkmak istemiyoruz.

Geçenlerde bir güruh demokratik özerklik kararı alındığını açıklamıştı hatırladınız mı? Yine devletin Kaymakamı kaçırıldı tam bir yıl önce hala haber yok. Daha dünlerde milletvekili kaçırıldı. PKK bir ilçeyi basmış bayrak bile asmış. Gazetelere yorum yazanlar bu haberi es geçmiş ve magazin gazetelerine malzeme olanlara olağan üstü sayılarda yorum yazmışlarsa bu sorunun ana kaynağının HALK olduğu görülecektir. HALK ülkesine ve Türk kardeşlerine sahip çıkmıyor demektir. Çıksaydı bugün PKK diye bir örgüt olmayacaktı bana göre. Başbakan eline mikrofonu geçirdiği her açıklamasında “Hukuktan ve kardeşlikten ödün vermeden terörün gerisindeki güçlerin üstesinden gelmeyi başaracağız” diye bir kelam ediyor. Hangi hukuk terör örgütüne yardım ve yataklık etmiş ve mahkûm olmuş teröre destek veren şarkıcılar hala sahnelerde çuvalla para kazanıyor, PKK hemen her şehirde haraç alıyor, PKK para aklamak için oto yıkamacılık, dönercilik lokantacılık yapıyor tonla para kazanıyor, kimi ne olduğu belli ama ne karışan var ne engel olan. Ve birçok büyük şehir belediye başkanları oy kaygısı ile bu illere toplu göçleri teşvik ederek özellikle bu illerde yukarıda anlattığım iş yerleri ile PKK nın inanılmaz ekonomik güç kazanmasına neden oluyorlar. Ne yazık ki bu illerde artık geri dönülemez yollara girilmiş ve asla bir daha eskisi gibi olunamayacağı konuma erişmişlerdir.

Kardeşlik diyor neyin kardeşliği, hangi kardeş sabah beraber olduğu insanlara gece silah sıkar ekmeğini yediği ülkenin çocuklarını şehit eder. Bu kavramın bugüne kadar din kardeşliği olduğunu düşünenlerin şehit ailelerinin ne düşündüğünü neler yaşadığını nasıl bir yakıcı acı çektiğini anlayamazlar.

Halk uyanırsa şayet el ele verip bu sorunu çözecektir. Devir bana dokunmayan yılan bin yaşasın devri değildir, siz böyle düşündükçe bu çocuklara kurşun atanlar gün be gün daha da güçlenerek karşımıza gelmektedirler.

Korkmuyorsanız şayet HALKIN birlik ve beraberlik içinde olduğu mücadeleye davet ediyorum herkesi…

Ve bu konudaki başarı ancak “HALK UYANIRSA” olur…

Erdoğan Özgenç