Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

Halkı İşsizlikle, Açlıkla Terbiye Etmek

Halkı İşsizlikle, Açlıkla Terbiye Etmek
 

Yüzyıllar boyu süregelen bir sömürü düzeni vardır. Halkın ekmeğine yiyeceğine, malına, mülküne göz dikmek, bunları zorla halktan almak. Halkı aç ve sefil bir yaşamla baş başa bırakmak. Bu sömürü yıllarca sürdü, sürmekte.

Ramazan ayı geldi, hoş geldi diyelim. İftar çadırlarının durumu ortada her akşam televizyon ekranlarında iftar açan insanları izlemekteyiz. Daha sonra ise sıra orada bulunan üst düzey yönetici/lerin dolaylı ya da dolaysız olarak Referandum propagandası yapıp “Evet” oyu istemelerini…

Bu yıl iftar çadırı geçen yıllara göre daha az İstanbul’da. Büyük bir kesim geçen yıllara göre bu yıl az sayıda iftar çadırı kurulmasını evlere gidip referandum propagandası yapabilmek için olduğunu düşündü. Alenen, orta yerde orucunu bozan, boğazından bir kaşık çorba, bir damla su geçirmeye çalışan vatandaşı o anda bile rahat, huzur içinde bırakmayıp referandum propagandası yapmaya çalışanlar için hiç de ters bir düşünce şekli değil.

Orucunu açan ya da açlığını kısa süreliğine de olsa gidermeye çalışan kişiden daha iyi sömürülecek biri var mı ki? İftar yemeği verenler, çadır kuranlar hayırlı iş yaptıklarını düşünenler bu işi bir başka amaca hizmet etmek için yapmışsanız o hayırın hiçbir anlamı kalmaz.

Ezelden beri varolan bu sömürü şeklinin bu iktidar döneminde tavan yaptığını görüyoruz. İnsanları açlıkla, işsizlikle terbiye etmek.

Günümüzde sokaklar işsiz, işten çıkarılmış kişilerle kaynıyor, özel sektör “batıyorum, battım” çığlıklarıyla istihdamı düşürmekte ya da çalışanlarının ellerine geçen maaşı azaltarak çalıştırmakta ki bu duruma başvuran özel sektör sayısı oldukça fazla.

Aile reislerinin boynu bükük. Evine aş götüremediği için.

Dönüp dolaşıp tekrar meydanlara geldiğimizde ise yukarıda sözünü ettiğim görüntü ortaya çıkmakta. Milyonlarca kişi yüksek ya da alçak sesle akşam, iftar için ne yapacağını bilemezken bir avuç insanın yediği önünde yemeği arkasında, bulundukları sofralarda neredeyse kuş sütü bile var.

Kısaca, işsiz, aç ve sefalet içinde bırakılan sonrada gizli ya da açıktan yardım yaparak oy istenilen kişiler bilinçli halk olmaktan çıkartılıp ümmet haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu durumu da bugüne kadar pek çok kez izledik, izlettirilmeye çalışıldı.

İnsanı işsizlikle, açlıkla terbiye etmek bir gün gelir geri teper. Bugün ümmet gözüyle baktığınız halk bir bakmışsınız devleşmiş ve sekiz yıl önce olduğu gibi kendisini aşağılayanları, ezmiş geçmiş.

Siz siz olun halkın işiyle, aşıyla oynamayın. İşsizlik, açlık, yoksulluk hiçbir halkın kaderi değildir. Hele buna birileri kendi çıkarları, gizli amaçları için izin veriyorsa hiç değildir.

Bu ülke, tarihinde pek çok zor beyi gördü. Bilinen odur ki hiç birinin sonu da hayırlı olmadı.

Koskoca bir imparatorluk, halkını, insanını umursamayıp hâkir gördüğü, açlık’a, sefil bir yaşama terk edip başka ülkelerden gelenlere hayran kaldıkları, onlar gibi olmaya özendikleri için önce borç batağına saplandı ve “hasta adam” olarak kabul edildi. Sonra da parçalandı, tarumar oldu.

Halkın, sorunlarını görmezden gelmek ya da çözüm bulacağına bu sorunları daha da büyütüp kendi çıkarı için kullanmak kimseye hayırlı gelmemiştir.

 
Toplam blog
: 226
: 1337
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

1960 İstanbul doğumluyum. Kitap okumayı, yazı yazmayı, resim yapmayı ve yabancı dil'den Türkçe'ye..