Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

19 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

Halkın düşüncesini merak ediyor musunuz?

Halkın düşüncesini merak ediyor musunuz?
 

Ama sistemi değiştirmeye, demokrasiyi babanızın malı gibi kullanmaya başlarsanız, vallahi de billahi de kıyameti koparırlar!


Ölümlerden ölüm beğendiğimiz bu ülkede, herkes sırasını bekliyor.

Çünkü burası Türkiye!

Her cadde, her miting, her kapı ölüme açılabiliyor.

Sabah evinden sağ salim çıkanların akşam ne olacağı belli olmayanlar ülkesiyiz.

Diğer yandan, hukuku ve adaleti tartışılan, demokrasisi kişiye özel olan, sonu belli olmayan maceralara sürüklenen bir ülkede halkın moralini de, düşüncelerini de merak ediyorum tabi ki…

Kahvehanelerde, iş yerlerinde, çarşıda, pazarda, ünvanlısı, unvansızı, çalışanı, çalışmayanı ile sohbet yapma imkânım her zaman olmaktadır.

Genellikle sorarlar “hocam ülkemiz nereye gidiyor?” Diye.

Hemen cevap vermem, aynı soruyu onlara sorarım. “Sizce ülkemizin gidişatı nasıl?

Önce sağa sola bakıyorlar kimseciklerin olmadığından emin olduktan sonra “kötüye gidiyor” diyorlar.

“Nasıl kötüye gidiyor?” Diye tekrar soruyorum.

Peşe peşe sıralamaya başlıyorlar.

Önce ekonomiden giriyorlar. “İşlerin hiç bu kadar bozuk olduğunu görmemiştik, kimse de para yok, piyasa durmuş, ödemelerimizi yapamıyoruz, böyle gitmez” diyorlar.

Sonra terör sorunu sırasını alıyor.

“Ülkemiz bölünmek üzere. Gidişat iyi değil. Televizyonlar da haberlere bakamıyoruz, içimiz kaldırmıyor. Üzülüyoruz. Her gün şehit haberleri geliyor. Yazık olmuş memlekete. Gerçekler bizlerden saklanıyor. Ülkede gerçekten ne olup bittiğini tam olarak duymuyoruz ama tahmin ediyoruz. Çünkü çok sorun var. Bunları saklamakla yok edemezler.”

Peki, senin gibi düşünen arkadaşların var mı? Diye soruyorum.

“Tahmin edemeyeceğin kadar çok. Herkes her şeyin farkında.”

İnsanlar farkında da niye sesleri çıkmıyor o zaman?

"Bu ülkede bazı insanların sesi çıkmıyorsa veya suya sabuna dokunmuyorsa, adı parti kayıtlarına bulaşmasın diyedir" dedi.

Bulaşırsa ne olur?

Acı acı güldü…

“Bunun maliyesi var, bunun resmi işleri var, bunun müşterisi var, kısacası bunun her türlü ambargosu var. Ters düşemezsin. Ters düştüğün zaman başına ne gelir bilemezsin.”

“Bu sorunların çözüleceğine inanıyor musun?” Diye sordum.

“Her sorunun çözüleceğine inanıyorum. Arkadaşlarda inanıyor. Ama zaman alacak gibi gözüküyor. En azından iyi düşünmek zorundayız. Yoksa kendimizi daha kötü hissederiz. Bak karşıda ki simitçiye, her gün birkaç öğrenciye, fakire bedava simit verir. Aslında kazandığı kendisine bile yetmiyor. Ama insanlığın ölmediğini gösteriyor. Hepimiz elimizden geldiği kadar birilerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Dışarı çıktığında çarşıda ki fırının önüne bak. Askıda ekmek dolabını göreceksin. Oradan ekmek almak için insanların akşam olmasını nasıl beklediklerini gördüğünde evde yemek yiyemezsin. İşte bu memleket ayakta duruyorsa veya sorunları aşacaksak işte bu dayanışmalar sonucunda olacaktır. Siyasetçiye güvenmiyoruz, inanmıyoruz. Yine ne yapacaksak bizler yapacağız”

Bir solukta ülkemizin durumunu özetlemişti.

Ve ekledi “hiçbir siyasetçi bizleri aptal yerine koyup aptal zannetmesinler, biz her şeyin farkındayız. Yoksulluğu da aşarız, sorunları da çözeriz ama adaletsiz ve hukuksuz yaşayamayız. İktidar kim olursa olsun, adaleti ve hukuku başka ellere teslim etmesinler. Bizleri siyasetçilere ezdirmesinler. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti değiştirmesinler. Atamıza saygı göstersinler” Dedi.

Vatandaşımız mesajını bu şekil dosdoğru vermiş olmanın huzuru ile sigarasından derin bir duman çekti ve “Korkunun ecele faydası yok” dedi.

Vatandaşın bu tespitlerinden sonra epeyce düşündüm. Çünkü vatandaş yerden göğe kadar haklıydı.

Ve şimdi siyasilere sesleniyorum.

Ey siyasetçiler…

Hiçbir şeyden haberi yok zannettiğimiz halkın aslında her şeyden haberi var.

Öyle suskun durduklarına bakmayın.

Benzine, mazota, gaza istediğiniz kadar zam yapabilirsiniz.

Vergileri istediğiniz gibi artırabilirsiniz.

İstediğiniz gibi bir birinize bağırıp çağırabilirsiniz.

Sofralarında ki ekmeği her gün küçültebilirsiniz.

Her şeye rağmen çıtları çıkmaz.

Ama sistemi değiştirmeye, demokrasiyi babanızın malı gibi kullanmaya başlarsanız, vallahi de billahi de kıyameti koparırlar!

Ali Galip AKYILDIRIM

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..