Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Hangi özgürlük…

Hangi özgürlük…
 

İnsanlar farkında olmadan sıkça kendilerinde olmayan, veya yeterli olmadığını hissettikleri şeyleri gündeme getirirler. Bir şeyi diline dolayanlar mutlaka o şeyin en önce kendilerinde eksik olduğunu düşünürler. “Kendim için değil başkaları için istiyorum” sözleri çoğu zaman gerçeği yansıtmaz. O istenen ne ise samimiyetle başkası için istensede çoğunlukla bilinç altında kendisi için olan isteklerdir.

Son günlerde ortada büyük bir sıklıkla dolaşan kelime, özgürlük. Nedir özgürlük?

TDK,

Özgürlük: 1.Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî.
2.Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet. (*)

Bu iki genel tanımda gösteriyor ki, özgürlüğün özünde serbestlik, istediğini yapabilme vardır. Peki insanlar özgür olabilirler mi? Bu sorunun doğru cevabı ne yazıkki hayır dır.

Şimdi, yukarıdaki tanımları dikkatlice okuduktan sonra, din, töre, gelenek gibi insanı doğduğu andan itibaren çevreleyen ve hem fikrini hem de eylemini doğrudan etkileyen dışsal faktörlerin yoğun hissedildiği ortamlarda yetişen bir insanın özgür olduğunu savunabilir miyiz?

Diyelim ki kadınların başı devlet eliyle ve zorla örtülmüyor, bu durumda bireyler kendiliğinden özgürleşmiş mi olur? Peki ya devlet kendi eliyle kadınlara bu yönde baskı yapacak beyinler üreten bir sistemi bünyesine katmışsa ve dolaylı olarak kadınların örtünmesini sağlıyorsa, bu uygulama özgürlükle bağdaşır mı?

Dünyanın geneline bakıldığında baskıcı rejimlerin hükmettiği müslüman ülkelerin dışında her yerde kadınların doğaya uygun olarak sıcak havalarda açık, soğuk havalarda kapalı giyindikleri görülür ve sadece baskıcı rejime sahip ülkelerin kadınları doğanın ürettiği ve bir nevi doğal örtü olan saçının üzerine ikinci bir örtüyü örtmeye zorlanır.

Tutucu bir çevrenin içine doğmuş, eğitimden mahrum kalmış ya da din öğretilerinin dayatmacı üslubunu kullanan bir eğitim almış, sindirilmiş, korkutulmuş, hayata farklı pencerelerden bakması engellenmiş bir genç kadının başörtüsüyle üniversite kapısına dayandığında attığı özgürlük sloganına destek vermek o insana doğduğu andan itibaren yapılan eziyete destek vermek değilse nedir?

Siyasal ve toplumsal alanda özgürlük kavramı daha karmaşık ve çok anlamlı tanımlar ve tartışmalar getirir beraberinde. Mesela, Liberalizm'de özgürlük ana prensiptir, ancak burda kişisel özgürlükleri öyle bir abartılır hale getirirler ki sonuçta bununda adına özgürlük diyebilirler: Halbuki konu siyasi oldu mu bu tüm toplumu ilgilendirir, dolayısıyla tekil özgürlüğün çoğul özgürlüğü kısıtlamaması ve ona zarar vermemesi gerekir. Aynı şekilde ekonomide dışa bağımlı yollar özgürlüğü kısıtlar, işte bütün bunlar oturması gereken kavramlardır. Felsefi anlamda (düzlemde) ise kavram tamamen kuramsal boyutta değerlendirilir ve düşünce tarihinin başlangıcına kadar uzanan bir geçmişe sahip olarak ortaya çıkar. Hemen bütün öğretilerin bir özgürlük tanımlaması ve buna göre bir özgürlük talebi vardır. Aydınlanmacılık ile berber özgürlük, felsefi ve toplumsal bir ilke olarak formüle edilmeye girişildi. Modernizm, başlangıcından itibaren mutlak bir özgürlük talebi ve iddiasi olarak ortaya konulmuştur.
İstenç özgürlüğü, irade özgürlüğü, ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, bireysel özgürlük, toplumsal özgürlük ve benzeri kavram ve kategoriler felsefi Özgürlük nosyonu başlığı altında tartışılıp değerlendirilen ve siyasal içerimleri de olan birkaç önemli kavramdır

Bütün bunlardan şu çıkıyor ki, sınırsız özgürlük diye bir şey yoktur. Toplumsal yaşam içersinde özgürlükleri geliştirmek başka bir şeydir, kişinin veya bir toplumun kendi özgürlük alanını genişletmesi adına başkalarının özgürlüğünü kısıtlaması başka bir şeydir.

Yaradan bile insanı yaratırken sınırlı bir ömür vererek baştan sınırını koymuştur.

Sınırsız ve kuralsız özgürlük isteyenler bu olguya baksalar yetecektir.

Perşembe, 8/10/2009

(*)- TDK sözlüğü

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..