Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '14

 
Kategori
Mizah
 

Hasan Pulur'un kulakları çınlasın

Hasan Pulur'un kulakları çınlasın
 

Bu gün Pazar, Türkiye, Kenan Evren’den sora; ilk defa kendi Cumhurbaşkanını kedi seçecek! Sandığa gidecek ve oy kullanacak!

Malum seçim günü siyaset yapmak yasak! Düşündüm de duayen gazeteci yazar Hasan Pulur’un, kulaklarını çınlatmanın şimdi tam da zamanı.

Pulur’u okuyan, takip eden bilir! Üstat, suya sabuna dokunmadan yazmak istediği zaman, kıssadan hisse alınacak fıkraları bulur ve meramını fıkra ile anlatır.

Okuyucu ister fıkralardan kıssadan hisse çıkartır, isterse güler geçer/ hoş vakit geçirir.

Elbette tercih okurun!

Şimdi koltuğunuza gömülün, ayaklarınızı uzatın, bilgisayarınızı ya da tabletinizi kucağınıza alın ve yolculuğa hazırlanın.  

Adamın biri kendini darı zannediyormuş, nerede bir tavuk görse; beni yiyecek diye nefes nefese kaçar saklanırmış!

Hastanın bu halini gören yakınları, adamı alıp doktora götürmüşler. Doktor hastayı muayene etmiş, tedavi etmek için hastaneye yatırmış.

Doktor: hastaya yıllarca “ Sen Darı değil insansın” telkininde bulunmuş. Her sabah tavuk kâbusları ile uyanan adam, doktorun sen insansın telkinlerine bir türlü ikna olmuyormuş.

Bir sabah doktor ümitsizce adama yaklaşmış “İnsan olduğunu biliyorsun” değil mi deyince; Adam: “Evet ben insanım” deyivermiş.

Doktorda bir sevinç bir coşku, bir heyecan; tedavi sonuç verdi yıllar sonra diye içi içine sığmamış.

“Haydi, giy elbiselerini” demiş, neşe içinde… “İşte iyileştin eminsin darı olmadığına”

Adam, hızla giyinmiş atmış kendini sokağa. Önce gökyüzüne bakmış, sonra toprağa, yürüyerek çıkmış bahçesinden hastanenin.

Daha birkaç adım atmamış ki ne görsün; bir tavuk kendinden emin, üstüne doğru geliyor, yiyecek!

Koşmaya başlamış, nefes nefese, doktor yetiş, yoksa yetişecek!

Doktor telaşla koşmuş hastasına “Hani insandın” diye sormuş “yoksa bilmiyor musun insan olduğunu?”

Adam  “Elbette biliyorum, darı olmadığımı” diye gürlemiş. “Fakat tavuklar bunu biliyor mu?”

Meşhur sözdür “Sen de mi Brütüs!” günlük yaşamımızda zaman zaman her birimiz kullanmışızdır.

Roma imparatoru Jul Sezar, en yakını tarafından hançerlenmiş ve ölürken “Sen de mi Brütüs!” demiş.

Bu laf her ihanetin sembolüdür. “Sen de mi Brütüs!” 

Oysa Sezar, kendisin sırtından hançerleyenin, en yakını Brütüs olduğunu görünce “Sen de mi Brütüs?” demiş amma Brütüs cümlesini tamamlamamış.

 “Öyleyse Öl Sezar !” cümlesinin bir adım ilerisi de varmış, aslında “Sen de mi Brütüs!” derken kaybettiği cüzdanını soracakmış.

“Cüzdan sende mi? “diye sizde “Brütüs”’ün derinliğine birkaç kulaç atıverin gari...

Ve son fıkra!

Çok çok eskiden, cilalı taş devrinde “Ülkenin birinde içip kafayı bulan bir sarhoş, sokakta “öküz başbakan, öküz başbakan” diye nara atıyor, kör kütük sayıklıyormuş. Sarhoşu gören iki polis, adamı der dest etmiş, alıp karakola götürmüş.

Ananın adı, babanın adı kimlik tespiti ve hazırlık soruşturması tamamlanmış ve adam mahkemeye sevk edilmiş.

İlk duruşma/ tutuklanma- sonraki duruşma karar, zavallı sarhoş idam cezasına mahkûm olmuş. İdam edilmeden önce cezasının nedenini sormuş:

-“Bu ülkede demokrasi vardı hani? Herkes istediğini söyler”.

-“Senin suçun o değil ki… Devlet sırlarını açıklamak”… Deyivermişler.

Bu günlük bu kadar! Size mutlu, huzurlu, ümit dolu; günlük güneşlik aydınlık iyi bir pazar diliyorum…

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..