Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '09

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Hastane anıları

Hastane anıları
 

İzmir'deki ambulans servisine hayranım. Hem çabuk geliyorlar hem de hastaya çok iyi davranıyorlar.


Yirmi gün önceydi. Gece sıcak mı sıcak... Bir ara nefes alıp vermede zorlandım. Temiz havaya çıktım filan ama fayda etmedi. Dışarısı içeriden sıcak. Nefes alma zorluğu geçmedi. Ölümle kalım arası bir mücadele veriyorum. 112 ACİL Servisten ambulans çağırdım. 10 dakika sürmedi geldiler. Bazen haberlerde ambulansın yarım saatte gelmediğini duyuyorum da şaşırıyorum. İzmir'imiz bu konuda daha duyarlı. Neticede ambulansın kibar ve yardımsever doktoru, hastaneye kaldırılmam gerektiğini belirtti. İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine götürüldüm. Sabah salarlar diye düşünürken, 11 gün hastanede kalmam gerekti. Otuz üzerinde serum verdiler. Serumkolik olacağım neredeyse. Ali Haydar Özkan Tokat'tan İzmir'e geldi, benim yanıma. Çocuk tam da hastalığıma denk geldi. 11 gün benim yanımda refakatçı olarak kaldı. O olmasaydı halim harap olacaktı. Sağolsun! Ben geceleri hiç uyuyamıyorum. Oksijen ihtiyacım fazla. Biraz uyumaya çalışsam nefesim daralıyor. Bereket versin yatağım tam pencere yanındaydı da, açık pencere önünde sabahlara kadar yatakta oturdum. Hastanenin havalandırması yoktu. Bu girişi niye yazdım? Sağlık gerçekten çok önemli. Bunun bilincinde olanımız çok az. Üzücü tabii. Adam kalp ameliyatı dahil, 3-4 ameliyat geçirmiş. Geldi yanımdaki yatağa. Bu sefer de ayağı burkulmuş. 6 gün boyunca, önüne gelen hemşireye, asistan doktora, - Ayağım çok acıyor, ağrı kesici verecek misiniz? diye sordu. Aldığı cevap aynı, - Tamam doktora söyleyeyim. Tabii bu arada her sabah şekerini, tansiyonunu ölçüyorlar. Adamın ayağı ağrıyor, şekerini ölçüyorlar ama ayağına pansuman yapmıyorlar. Enteresan. 6. gün ortopedi uzmanı geldi ve hastayı kontrol etti. - Bir pansuman yapalım, merhem de vereyim sürersin. Seni bugün taburcu edelim, dedi. Aslında bu adamın hastanede yatak işgal etmesi gereksiz.

İlk geldiğinde bir pansuman yapıp gönderecekler. Adamın ayağı ağrıyor ama yarım saatte bir bahçeye çıkıp sigara içiyor. Kalp ameliyatı olması filan umurunda değil. 11 gün içinde yanımdaki yataklarda 4 değişik hasta yattı. Şansıma dördü de okuma yazma bile bilmeyen takımından. Ben bir şey söylesem o beni yarım saat esir alıyor anlattığı lüzumsuz hikayelerle. Yani kendileriyle konuşacak bir mevzu bulamayacağım oda komşularım. Biri hariç, üçünün de ellerinde tespih. Yatarken tespih çekiyorlar. - Dua okuyormusunuz, Allah, Bismillah diyor musunuz, diye sordum. Ne gezer. Sadece sallıyorlar tespihi, yanında yatanın gözü kararsın diye. Birçok Doğu kökenli vatandaşımız Batı'daki insanların hepsinin iyi şartlarda yaşadığını, eğitimli olduklarını zanneder. İzmir'e 20-25 km mesafedeki köylerde doğup büyüyenlerin çoğunun okuma yazması yok. Dünyadan habersiz yaşıyorlar. Şimdilik bu kadar yeter.

Derneğimizin kurulduğunu da belirtivereyim bu arada. Resmî olarak "ULUSLARARASI İNTERNET, BLOG ve KİTAP YAZARLARI DAYANIŞMA , YARDIMLAŞMA DERNEĞİ" ismiyle kayıtlara geçti. Rahatsızlığımdan dolayı henüz tamamlayamadığım bir de web sitemiz var. http://yazarder.org Herkese sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..