Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Hayal dünyamdan

Hayal dünyamdan
 

Yaz daha bitmedi. Sıcaklar, biraz olsun azaldı da, rahat nefes alabiliyoruz... Önümüzde uzun bir sonbahar var. Yapraklar sararacak, ağaçlar yapraklarını dökecek, göçmen kuşlar göç edecek. Bunun da ötesinde: hiç bahar yaşamayan güz gülleri açacak.

Daha bunlar olmadan, ben sonbaharı, kışı atlayıp sizi hayalinizde, kır çiçeklerinin açtığı, karların eridiği bir bahar akşamına götürmek istiyorum.

Gözlerinizi kapatın. Yalnızca içinde bulunduğunuz anı ve görmek istediğiniz hayalinizi canlandırın göz kapaklarınızın altında.

Rakı'mı oldukça yüksek, doruğundan eteğine; yer, yer karla kaplı, bir dağın eteğinde, kerestelerden yığma yapılmış, otantik bir evde şöminenin başında, elinizde ki en çok satalar listesin de yer alan romanı, okuya durun siz.

Siz romanınızı okurken, çam ormanın bittiği yerde: yem yeşil çimlerin arasında, çiğdemlerin boy gösterdiğini, sarı ve beyaz rengiyle eriyen kar’ın, yumuşacık örtüsü altından, sıcacık güneşin kucağına atlamanın sevincini yaşadığını nasıl olsa izleyeceksiniz..

Kuşluk vakti, Güneş, dağın doruğunda kümelenmiş kar yığınlarını, yavaş, yavaş ısıtırken; eriyen kar suları tepeden aşağı doğru billur tanesi gibi tertemiz yavaş, yavaş akıyor ve gittikçe çoğalan kar suları, bir yatakta toplanıp, dağın eteğine doğru hızla çağlamanın keyfini çıkartıyor.

Kar suları doruktan eteğe süzülürken, yeşil rengin en zümrüdüyle, halı gibi toprağı örten çimenlerin arasında dağılıp, çim ve çiçekleri sulayarak kendi yatağana geri dönmenin aceleciliği ile akıyor, akıyor.

Cığıl, cığıl akan suyun sesiyle; cıvıl, cıvıl öten kuşların sesi ormana ayrı bir güzellik, ayrı bir anlam veriyor.

Kar çiçeği, kedi otu, kaplanboğan Güneş’in gülümsemesine dayanamayıp, ona olan sevgisini renk, renk çiçek açarak göstermeyi yeğlemiş. Çobançantası, kelebek çiçeği, çadır çiçeği Güneş’e çiçek vererek sevgisini gösteren, çiçekleri kıskanıp daha canlı daha renkli çiçeklerle çimenleri bezemiş.

Papatya, Kantaron, gelincik, dağ lalesi niye saklansın toprağın altında. Onlarda katılmış bahar kervanının katarına. Renk cümbüşü var şimdi kırlarda.

Her renkten kır çiçekleri sarmış dağın eteğinden doruğuna kadar. Menekşe, sümbül, lale ve daha nice, nice kır çiçekleri. Hepsi değişik renk, her biri ayrı güzel..

Ilık bir rüzgâr esiyor. Rüzgârın esintisi çiçekleri kelebeklerin kanadı gibi çırpıyor. Bu güzelliğin içinde bir eksik var değil mi? Çimlerin üzerine saçları belik, belik örülmüş, başına yemeni bağlamış, elleri kınalı, gözleri sürmeli bir Yörük kızı uzandırsak, manzara harika olur herhalde. Tabii, birkaç koyun ve kuzu, uğur böcekleri, uçuşan kelebekler ve daha birçok sevimli canlı da ekleyelim. İsterseniz hayalinizi siz daha geniş tutabilir çiçek ve böcekleri artırabilirsiniz.

Hayalinizi güzelliklerle süsler, yaşamınıza renk katarsınız. Ama gözünüzü açınca yazı arasında gördüğünüz resme bakınca hayaliniz suya düşer. Yazıda resmini çizdiğimiz, eli kınalı, saçı belikli, gözleri sürmeli köylü güzeli yerine, yan gelip yatan bir “JANDARMA”. Rüyadan tez uyandınız değil mi?
Bazen insanların sanal terapiyede ihtiyacı var değil mi? Bu güzel kır çiçekleri arasında, sitresinizi kar sularıyla akıtıp, kendinize gelmiş olmalısınız.
Pisikolok olmadan da terepi yapılabileceğini gördünüz. Ara sıra sizde hayal kurmayı deneyin.

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..