Hayallerim, emeğim, yolum. (Kabatepe'den Yeniköy'e Çanakkale boğazı geçişi)

1 Haziran Cuma,

Sallanarak geçen bir gecenin ardından sabah saat 06.00 da Kabatepe'den ayrıldım. Dün limana girerken dikkatimi çeken pruvalarında oldukça uzun cıvadrası olan, sonradan kılıç balığı avında kullanıldıklarını öğrendiğim balıkçı tekneleri de bu saatte denize çıkıyorlardı.

Flok ve motorla kıyı boyunca ilerleyerek 08.45 civarında Çanakkale Boğazını geçmeye başladım. Flok yelkenimi sardım. Hava çok güzel. Dalga yok denecek kadar az.

Ege çıkan büyük gemiler yok. Çanakkale boğazından geçerek Marmara denizine girmek isteyen gemiler birbiri ardına sıralanmış geliyorlar. Gökçeada dan hareketle Çanakkale'ye giden bir deniz otobüsü hızla geçti. Karşımda görünen bir radar kulesini kerteriz alarak ilerliyorum.

Boğazın neredeyse yarısına geldim. Akıntı sürekli olarak beni kerterizimin sancağına atıyor. Bozcada istikametinden gelen bir yük gemisi gördüm. Mümkün olduğunca kıyıya yakın geçiş yapıyor. Tahminime göre o yaklaşana kadar ben boğazı tamamen geçebilirim. Motora biraz yol verdim. Yük gemisi tahminimden çok daha kısa bir sürede yaklaştı. Kendimi kasmanın bir anlamı yoktu. Gaz kestim. 5 dakika içinde önümden geçerek yoluna devam etti. Geçişten sonra tekrar motora yol verdim. Bundan sonra da kıyıya yakın başka gemi ile karşılaşma olasılığı yoktu.

Bu esnada arkamdan Ege'den gelip boğaza giren bir muhteşem yelkenli geldiğini gördüm. Oldukça arkamda kalmıştı. Keşke biraz daha yavaş gitseydim de yakından görebilseydim diye hayıflandım.

Rotam Yeniköy balıkçı barınağı.  Sancak kıç omuzlukta görünüyor. Küçük veya benim o mesafeden küçük sandığım bir balıkçı teknesi Yeniköy istikametine doğru gidiyor. Öyle kıyıdan gidiyor ki, aslında bulunduğu noktadan doğru barınağı kerterizlerse yolu en az dörtte bir azalacak. Vardır bunda bir hikmet diye düşünerek balıkçı teknesini takip etmeye başladım.

Yeniköy balıkçı barınağına girdiğimde hayret ettim. Bir boş yer var, sol tarafımda gördüğüm tepe ağaçlık, sakin sessiz insana dinginlik veren bir havası var. Barınağın içinde motoru boşa alır almaz stop etti. Demek ki benim tamirat işe pek yaramadı. Tekrar çalıştırmak için yeltendim. Çalışmıyor. Bereket barınağın içi geniş ve giren çıkan yok. Birkaç denemeden sonra çalıştı.

Karşımda boş bir alan var. Aborda da oluna bilinir baştankara da yanaşılabilir bir mesafe. Baştankara yapsam demir atmam lazım.  Baş ipini kamaranın üzerine aldım. Arkaya da bağladığım bir halatı hazır ederek baştankara yanaşmak üzere ilerliyorum. Tornistan denemesi. Vites boşa gelince motor gene stop etti. Motor stop ettiği için biraz hızlı girdim. Baş ipini ve önceden arkaya bağlayarak hazırladığım halatın ucunu da elime alarak karaya atladım. Önce baş ipini bağladım. Daha sonrada arkadan gelen halatı bağlayarak rıhtıma iskeleden aborda oldum. Tam önümde su musluğu var. Kullanma suyunu taşıma derdim yok.

Köy yaklaşık 500 metre mesafede tepede kurulmuş. Barınağın güney tarafında kumsal var. Barınağın çıkış hizasında hem kumsaldakilere hem de barınağa hizmet veren Recep Bey in işlettiği restoran ve kafeterya. Her yerde olduğu gibi burada da önce wırless var mı? Diye sordum. Evet var.

Bahçede ağaçların altındaki bir masaya oturdum. İki gün önce Seddülbahir de tanıştığım İbrahim Bey e rastladım. Birkaç kişi sohbet ediyorlar. Çay daha demlenmemiş. Saate baktım 10.15.  Bana öğlen oldu gibi geliyor. Çay olana kadar İbrahim Bey ve Erdal Bey ile sohbet ediyor, bölge hakkında onların tecrübelerini ve önerilerini dinliyorum. Daha sonra da çaylarımızı içerek, Erdal beyin pehlivan Ali ile olan gerçek hayat hikâyelerine gülüyoruz.

Tam karşımızda Bozcaada'nın parçası olan küçük adalar ve biraz daha güney batıda Bozcaada. Bozcaada'nın Yeniköy'e mesafesi yaklaşık 7-8 deniz mili.

Sonraki durak Bozcaada

http://www.benimyelkenlim.com/