Hayallerimin hamalıyım

Yolcu olduğumuzu unutmadan, yaşamanın zorluğunda hayatın yakasından tutuyoruz ya bütün direncimizle, çok yoruluyoruz haliyle.

Rekabet denilen kavram, üzerimize hayallerimizin üstünde bir ağırlık bırakıyor ve nefret denilen o zararlı duygunun kiri bulaşıyor hücrelerimize. Bazen arınmak için geç kalabiliyor bazı insanlar…

Her birimizin imkânları dâhilin de hayalleri var sırtında taşıdığı. İmkânsız hayallerimiz var ya kurmakta ısrar ettiğimiz, işte onun ağırlığını herkes kaldıramaz çünkü hacmi büyük olanın taşınması zor, yükü ağır oluyor. İnatçı bir kimlik istiyor sizden hayalleriniz, göçebe olmayı birde, yerleşik düzen yerinde saydırıyor sadece…

Bunun asıl nedeni, hayallerinizi sırtlanıp yönünüzü onun pusulasına çevirmeniz gerektiğinden sanırım. Hayaller bedeninizden ruhunuzdan sıyrılıyor, adım adım yürüyor ve hatta vakti geldiğinde koşmaya başlıyor. İyi bir hayal hamalıysanız şayet, vazgeçmeyen, yılmayan, yenilgilerde pes etmeyen, mükâfatlarını da zamanla alıyorsunuz. Vazgeçmediğiniz her an, kazanmaya yaklaşıyorsunuz aslında.

Biz insanlar asıl taşımamız gereken yükleri taşımayız da, genelde angarya diye tabir edilen hiçbir halta yaramayan yüklerin altında ezeriz bedenimizi ve beraberin de de ruhumuzu. Çünkü ikisini de birbirinden ayıramayız, beden ve ruh, yani onlar birbirini tamamlayan eksi ve artılar.

Ruhumuz bedenimize nazaran daha hassastır, daha kırılgan ve daha aç duygulu yolculuklara.

Bedenimiz ise çilekeş bir tavernadır kendi müziğine akort yapan. Ritmini tutturamadığı zamanlarda çöken bir sistemin enkazını toparlamak, hem ruhu, hem bedeni yorar. Birbirine muhtaç ikili ne kadar uyumlu olursa, başarı ve kazanç o denli anlamlı olur.

Bir de bunun çapı var tabi ki kendinizle özdeşleştirme hali var. Yani hayallerinizin patenti olmalı, sadece size mahsus ve size özel olan.

Herkesin oyun bahçesi içinde şekillenir ve kurgusu yalnızca kişiyi bağlar, ancak oda bir yere kadar.

Bir başkasının ya da başkalarının sizin hamallığını yaptığınız hayallerinizi çalabileceklerini aklınızdan çıkartmamanız gerekiyor. Zira emek hırsızlığı denilen kavram Çin mallarıyla rekabet edebilecek tek kavram bana göre. “Yolsuzların yolu olmaz, onlar başkalarının açtığı yollara göz koyar sadece ve zafer diye nitelendirdikleri kazanımlara tam manasıyla hiçbir zaman sahip olamazlar.” İçinizde büyüttüğünüz hayallerinizi paylaşmaya başladığınızda arsız hırsızlarla baş etmeniz gerektiğini öğreniyorsunuz. Öğretiyor hayat, ödetiyor hayat yakasına yapışmak zorunda kaldığınız her nedenin sebebin bedelini.

Ruhumun göz göz odaları var birbirlerine komşu olan ve her odanın içinde bir hayal. Gerçekleştirdiğim hayallerimin çocukları gerçekleştirmeye çalıştıklarım. Ben hayallerimin hamalıyım ama hayallerimi çalanlar beni taşımak zorunda kalacaklarını unutuveriyorlar. Çünkü hacim meselesi, kopya çekmekle iyi not alınsa da sınıf atlanmıyor çünkü adınız kopyacı olarak kalıyor.

Kendi adıma hayallerimin hamalı olmaktan dolayı çok mutluyum. Ruhumun odaları dolu, her sıkışanın imdadına koşan hayallerimi çalanlar taşıyanlar beni çoğaltıyorlar sadece. Çoğalıyoruz birlikte en çok sevindiğim ise benim hayallerimin bir sürü çocuğu doğuyor her yeni günde. Annelik, hayallerimin hamallığı kadar kutsal bende…