Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Hayat bazen birini seçer herkes kendi zanneder!

Hayat bazen birini seçer herkes kendi zanneder!
 

Aman be arkadaş!

Ne gündü, gelen, giden sonunda başıma ağrı girdi.

Haluk ağabey uzun süre Kanada’da yaşamış, otuz ülke gezmiş, gelmiş Silivri’ye yerleşmiş.

Nasıl pişman!

“Yaşanmaz buralarda” diyor.

Yurt dışında bir dönem kalıp tekrar geri dönenlerin hepsi bunu söylüyor ya!

Bir tarlası varmış ayıptır söylemesi üç trilyon veriyorlarmış satmıyormuş.

Benim dikili ağacım yok.

Bir de kısmet olacak ağabey adamda..

Kimileri doğuştan şanslı, bazıları anadan doğma kadersiz.

Siz hangi kategoriye giriyorsunuz bilmem!

Sahi şansı sonradan açılanlar da var..Bunlar genelde politikacıların çocukları oluyor ya neyse!

Kimsenin parasında pulunda gözümüz yok..

Sağlığımız yerinde, e elimiz kolumuz da tutuyor..Çalışıyoruz..Şükür!

***

Bir arkadaş uğradı..

Babası emlak işleri ile uğraşıyordu, çokta kalender bir amcaydı.

Sordum

İki yıl önce sizlere ömür demesin mi?

Sebep?

Ailecek bir yakınlarını hastaneye ziyarete gidiyorlar. Ünlüde bir hastane...

Arkadaş hazır gelmişken bir muayene ol diyor babasına, uzatmayayım kalbe giden damarlardan üç tanesinde sorun çıkıyor.

Apar topar ameliyata alıyorlar, damarlardan bir tanesini değiştiriyorlar, ameliyattan iki gün sonra değişen damar patlıyor.

Dört ay yoğun bakımda kalıyor amca sonra sizlere ömür.

İnsan takılmadan edemiyor...

Hasta ziyaretine gitmeseler, muayene olmayacaktı, muayene olmasa ameliyata yatmayacaktı..

Dört ay yoğun bakımda kalıp ölmek mi iyi, hiçbir şeyden haberi olmadan bir akşam yemek masasında aniden gitmek mi?

Sizi bilmem ama ben ikincisini tercih ederim.

***

Bir Sinan ağabey var bizim..

Arap Sinan..

İki yıl önce eşini kaybetti, eve kapattı kendini... Saçlar uzadı sakallar uzadı. Berduş oldu!

Bir defa evine gittim

Peredeler kapalı.

Zile defalarca bastım içeriden ses gelmeyince tam geri dönüyordum..

Kilit sesi geldi...

Zorla içeri buyur ettirdim kendimi...

Yer gök şarap şişesi, içerisi leş gibi de kokuyor..

Bekâra karı boşaması kolay ya! Aklımca teselli edeceğim.

Nerde? Yarım saat sonra beraber içmeye başladık...

Koskoca adam çocuk gibi ağlıyor.

Karşımda birisi ağlasın hayatta dayanamam..Sulandırdım kendimi...

“Sevgi bu” dedim... “Aşk bu” dedim kendi kendime...

Eski fotoğraflarına baktık sonra.... Koptuk...

Hayat şu resimlerdeki gibi olsa...

Objektife bakarken tüm kederlerini dertleri unutup nasılda gülümsüyor insanlar.

Helal olsun fotoğraf makinesini icat edene!

O gece Sinan ağabeyde kaldım..

Sabah beraber kahvaltı ettik....

Velhasıl çok üzüldüm adama, yalnızlık zor bilirsiniz....(!) Aklıma gelmişken sorayım; gerçekten bilir misiniz?

Geçen gün işyerine giderken uzun boylu bir kadınla el ele gördüm Arap Sinan’ı.

Dağıldım...

Not: Hikayeler gerçek isimler çakmadır.

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..