- Kategori
- Gündelik Yaşam
Hayat hiç böyle kokmamıştı!
Tatil için Avşa adasına gidiyoruz. Feribottayız. Herkes tatile gitmek için binmiyor feribota.
İskeleden beri takip ediyorum o coçuğu. Sırtında bir çanta, elinde parfüm kutuları... O da biniyor feribota. Küçük bir satıcı..!! Kendince geliştirdiği koku kokuyu çeker teorisiyle, bakımlı hoş bayanlara yaklaşıyor ilk önce... " Güzel kokularım var abla " Pek ilgi yok... Ne yazık ki, şişedeki kokular gibi yalnızca yapay gülümsemeler çoçuğun yüzüne karşı. Bize doğru yöneliyor.Yanımıza oturmasını istiyoruz. Tereddütsüz oturuyor. İşiyle ilgili konuşuyoruz. İşi demek tuhaf geliyor ama öyle. Anlatmaya başlıyor, irkiliyorum...!! Parfümler kaçak olarak geliyormuş, parfümleri nasıl temin ettiklerini de anlatmıyor pek. Anlayacağınız bu iş göründüğü kadar güzel kokulu değil...!! Herşeye rağmen çalışmak zorundaymış. Çünkü oda o çoğunluğa dahil, yani hayatın, pembe olmayan gerçeklerinin bulunduğu tarafa. Ablam bir parfüm beğeniyor. Alıyoruz. Hayatımızda aldığımız en güzel ve buruk kokuydu bu...!! Tüm tatil boyunca koktu...!! Hayatın pembe olmayan gerçekleri....
O çocuğu geçen yaz yine gördüm, biraz büyümüş. Tek fark biraz daha fazla parfüm taşıyabiliyor olması. Hayat aynı...!!!