Hayat sizinle ilgili olan herşeydir!

Gördüğünüz, dokunduğunuz, hissettiğiniz... Herşeyin asıl başlangıç noktası sizsiniz. Hayatı daha iyi algılamak ve de anlamını bulmak açısından kişinin kendisini bilmesi ve anlaması, şartlandırmalardan aklı uzak tutarak kendinle ilgili bir farkındalık kazanması kolay değildir.

Eğer  doğduğumuz andan itibaren başlayan çevresel koşullandırılmaları düşünürseniz göreceksiniz ki hepimiz bize öğretilen, doğru ya da yanlış dayatmalarla karşı karşıya kaldık. Annemiz doktor olmamızı istedi, babamız mühendis... bu noktadan başlayarak hayatınıza giren ve çıkan insanların beklenti ve isteklerini bir düşünün. Sonra bizi sevmeleri için kendimizden verdiğimiz özveri ve değiştirmeye çalıştığımız yönlerimizi bir düşünün. Ya da olmak istediğimiz ve hep olmaya çalıştığımız kafamızda kurduğumuz doğru insan modellerini düşünün. Sebep hep aynı idi... Sevilmek!

Ama birşeyi hep unuttuk, atladık ve eksik kaldık... kendimizi unuttuk. Hep başkalarının bizi sevmesi için takdir etmesi için gereken davranış modellerini uyguladık. Sonra ortaya çıkan sonuçta bizi tatmin etmedi. Hala bir eksiklik vardı... Bu eksiklik kendi özümüzü unutmak dışında birşey değildi!

Mevlana der ki; Kendi içindeki özü ara... Sanırım herşeyin başlangıcı bu! Kendi özünü bulup sevdikçe hayatınız nasıl gelişir ve iyileşir bir tahmin edin.

Çünkü herşeyin başlangıç noktası sizsiniz!

S.YEŞİM KUZU