Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayata dair

Hayata dair
 

muhteşem bir yazı...

Hintli Bir Ustadan

Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli herşeyden şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki herşeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. " Tadı nasıl? " diye soran yaşlı adama öfkeyle " acı " diye cevap verdi. Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve disari çikardi. Sessizce az ilerdeki gölün kiyisina götürdü ve çiragina bu kez de bir avuç tuzu göle atip, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çirak, agzinin kenarlarindan akan suyu koluyla silerken ayni soruyu sordu: " Tadi nasil? " " Ferahlatici " diye cevap verdi genç çirak. " Tuzun tadini aldin mi? " diye sordu yasli adam, " hayir " diye cevapladi çiragi. Bunun üzerine yasli adam, suyun yanina diz çökmüs olan çiraginin yanina oturdu ve söyle dedi: " Yasamdaki istiraplar tuz gibidir, ne azdir, ne de çok. Istirabin miktari hep aynidir. Ancak bu istirabin aciligi, neyin içine konulduguna baglidir. Istirabin oldugunda yapman gereken tek sey istirap veren seyle ilgili
hislerini genisletmektir. Onun için sen de artik bardak olmayi birak, göl olmaya çalis. "

Gerçekten bazen ne kadar çok şikayet ediyoruz herşeyden,ne denli mutsuz olmayı başarıyoruz.Hiç gülmeyi başaramayan hayattan hep ama hep şikayeti olan o kadar çok insan gördüm ve tanıyorum ki ?

Ufacık şeylerden bile mutlu olmayı beceremeyen insan toplululuğu var maalesef.
Ben de çoğu zaman çok melenkolik,hüzünbaz duygularla dolaşabiliyorum ama asla asla şikayet etmemeye çalışıyorum hayattan belki sitemim var .Neden ,niçin sorularım var.

Bazen bir çıkmaz sokakta buluyorsun kendini , hiç bir yol aydınlığa çıkmıyor her yol kapalı.Kendini oraya hapsedilmiş gibi hissediyorsun. Zamanın akışına bırakıyorsun herşeyi ama o zamanın gelememesinden o akışın gerçekleşememesinden nefret ediyorsun çoğu zaman. Umudun yitirmeye başladığın mutsuz zamanlar yaşıyorsun ama bu nereye kadar böyle gider. Ben işte artık küçük mutluluklarının hayatı güzelleştirdiğini düşünüyorum. Hayatımı mutlu kılan o kadar çok küçük mutluluuğum var ki. Sıcacık çayım,elmalı kurabiyelerim,pazar kahvaltılarım,deniz havası soluduğum her yer,vapur yolcukuklarım sevdiğimiz insanlarla geçirilen keyifli zamanlarım,her zaman 24 saat susmayan müziğim,kendimce yazı demediğim karalamalarım, çizimlerim .... Daha da çoğaltılabilir ne dersiniz

Diyorum ki ben,bizi üzen ,o an için mutsuz eden çok kareler olucak hayatımızda, anlar yaşancak önemli olan ufacık şeyleri takıntı haline getirmeyip de gerçekten boş yere kendimizi incitmemiz,üzmemiz. Önümüze taşlar da çıkabilir o taşlara bakıp kalcağımıza çekelim kenara yürüyelim yolumuza devam edelim di mi?Saplanıp kalıp o noktadan çıkmamanın ne bize getirisi olabilir ne de başkalarına .

Ne kendimizi,ne de çok da önemli olmayan şeyler için birilerini üzmeye en önemlisi kendimizi üzmeye gerçekten değmez.En başta kendinin değerli olduğunu da unutma.Hayat bir çok ayrıntıya takılamacak kadar kısa bazen.Anları yakalamak ,değerini bilimek önemli.(ah bir de bunu kendime söyleyebilsem)

 
Toplam blog
: 61
: 1257
Kayıt tarihi
: 24.08.06
 
 

  Bir şair, bize Güzellikten Söz Et, dedi. O da yanıtladı: ''Nerede arayıp, nerede bulacaksınız g..