Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayata tutunduğumuz halat...

Hayata tutunduğumuz halat...
 

Hayatını adalet duygusu üzerine inşaa eden biri için yıkımın başladığı an o duygunun zedelendiği andır. Hayat evinin temelinden hafif sarsıntılar gelmeye başlar önce. Düşünür ve bir kaç destekle evinin direncini kuvvetlendirmeye çalışırsın. Fakat o duygu bir kez zedelendiyse eğer hayatta olan herşeyin içinden adil olmayan o parçaları bulur çıkarır ve puzzle'ı tamamlarsın. Önünde kocaman alev alev yanan bir tablo vardır şimdi. Sorgulamaya başlarsın ve her soru bir ilmek daha kopararır hayata tutunduğun halattan.

Hayatın kendi içinde tuhaf bir yapısı vardır ve olan herşeyin bir anlamı... Bunu bilirsin. Fakat içinde kocaman bir delik açılmıştır büyümesine engel olamazsın. Başına gelenleri ya da masum insanların başına gelenleri hiç de hak etmediklerini düşünürsün. Çünkü iyiliğin karşılığının her zaman iyilik olduğu fikri ile yoğurulmuşsundur. Ve hamurunun kıvamı bozulmaya başlamıştır çünkü içinde adaletsiz olan bir hayat mayalanmaktadır.

Teslim olacaksın ya da başka bir tarafa bakacaksın... Kendine yeni bir hamur mayalayacaksın. O hamur dünyanın karşıtlıklar içinde, kendi özgü, senin anlayamadığın tuhaf bir dengesi olduğu mayasıyla kabaracak. Ve o hamuru, içindeki kabarcıklarla, kendine has rengiyle kabul etmeyi bileceksin. Dünya üzerinde bu hamur sayesinde sağlam ve başı dik duracaksın. İçindeki tüm güzel şeyleri koruyacak tüm inançsız, umutsuz ve kara şeyleri bir safra gibi atacaksın. Ve adalet duygunu yeniden, yeniden ve yeniden biçimlendireceksin.

Yine çılgınca çalışacak ve hak ettiğinden çok daha azını alacaksın belki ama şöyle düşüneceksin: "Ben bunu son kuruşuna kadar hak ediyorum. Başkaları mı? Evet kazandıklarından daha azını hak ediyorlar ama ben rahat uyuyorum. Çünkü üzerimde hiç bir şeyin ağırlığı yok." Sevgi konusunda ise uğradığını düşündüğün haksızlıklara gülmeyi öğreneceksin:" Ben onu hak ettiğinden çok daha fazla sevdim. Onun için emek verdim. O ise sevmeyi bile beceremeyen biri. Sevmek, beni bana kattı. Kayıp ise onun." Olduğun yere dönüp baktığında ise biraz daha değişecek fikrin: "Olduğum yer, olmayı arzuladığım yerdir. Bunu istiyordum ve bu oldu. Şikayet etmeye hakkım yok."

Kaybettiğin ve zedelenen adalet duygunun yerinde açılan yaraları birer birer saracaksın. Ve zaman geçtikçe göreceksin içinde açılan o kocaman boşluğun yavaş yavaş sezdirmeden nasıl da kapandığını. Çünkü bileceksin artık, insan adaleti içinde taşır. Dünya üzerinde ise görünmeyen bir denge vardır. Ve o denge sarsılsa da, bozulmuş gibi görünse de bir gün taşlar yerine oturacak denge sağlanacaktır. Çünkü adalet sarsılsa bile asla bozulmayandır ve adı da bu yüzden adalettir...

RESİM: Carlo Maria Mariani

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..