Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '08

 
Kategori
Eğitim
 

Hayatımız sınav: ÖSS, OKS, SBS

Hayatımız sınav: ÖSS, OKS, SBS
 

Sınav günleri yaklaştı


Ülkemizdeki öğrenci sayısı, Avrupadaki birçok ülkenin nüfusundan fazla. Bu kadar gencin katılacağı sınavlar elbette ülkenin ve ailenin önemli gündemlerinden birini oluşturuyor.

“Yazık değil mi bu çocuklara? Durmadan sınavlara girip duruyorlar.”

Bu sözleri çok duymuşsunuzdur. Birçoğumuz sınavlardan yakınır dururuz. Başlangıçta haklıymış gibi görünse de bu yakınmalar, hayatın gerçekleriyle pek örtüşmüyor. Çünkü eğitimin olduğu yerde mutlaka bir ölçme ve değerlendirme yapılacaktır. Dünyanın her yerinde böyledir bu. Ayrıca milyonlarca adaydan çok azını belli okullara yerleştirebiliyorsanız zaten sınavdan başka yolunuz da yoktur.

Sınavlar olmasaydı çocuklarınızı istediğiniz iyi okullara daha kolay yerleştirebileceğinizi düşünüyorsanız yanılırsınız. Sınavlar olmadan adaletli yerleştirme yapılamaz, haksızlıklardan geçilmez. Sınavlar olmasaydı ancak hatırı olanlarla parası olanlar ipi göğüslerdi.

Herkes suyun başında oturmayacağına göre, bizim gibi sıradan yurttaşlar için iyi ki sınavlar var. Çünkü bu ülkede çok iyi yapılan az sayıdaki işlerden biri ÖSS, OKS ve SBS gibi toplu yapılan sınavlardır. İyi ki ülkemizde sınav uygulamaları artık teknolojinin de desteğiyle çok gelişmiş ve güven duyulan bir gelenek halini almıştır. Milyonlarca gencin katıldığı sınavlar önemsiz hatalarla sağlıklı şekilde uygulanmaktadır.

İyi ki sınavlar var. Sınava hazırlanan öğrenci, erken yaşlarda sorumluluk almayı öğrenmekte; kendine değer verildiğini görmekte ve başarılı olma heyecanını duyabilmektedir. Sınava hazırlanan öğrenci, hayatının ilk yıllarında çalışarak bir yerlere gelme bilincine ulaşmaktadır. Arkadaşlarıyla adil bir rekabete girerek başkalarına saygılı olmayı öğrenmekte, demokratik yaşama bilinci edinmektedir.

Bütün bu moral değerlerin yanında sınav hazırlığına yoğunlaşan gençler, boş zamanlarında tehlikeli ortamlardan ve zararlı alışkanlıklardan da uzak kalmaktadırlar. Gelişme çağındaki bir genç için bunun ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok. Sınav hazırlığını ciddiye alan öğrenci hayatı da ciddiye almayı öğrenecek, başarmak için çalışma alışkanlığı kazanacaktır. Bu nedenle sınavları bir felaket gibi görmemek, çocuklarda sınav düşmanlığı yaratmamak gerekiyor. Çünkü hayatının her döneminde bir sınavla karşılaşma olasılığı her zaman vardır. Bir bakıma hayatın kendisi de bir sınav değil midir?

Görüldüğü gibi, bizim sorunumuz sınavlar değildir; bizim sorunumuz, kontenjanların düşüklüğü ve kaliteli eğitimin daha geniş kesimlere yaygınlaştırılamamasıdır. Milyonlarca öğrencinin katıldığı sınav sonunda arzu edilebilir yerlere yerleştirilen aday sayısı çok azdır. Ailelerdeki gerilimin ve sınavlara karşı gösterilen tepkinin asıl nedeni bu. Bunun çözümü de devletin eğitim yatırımlarını artırması, daha çok okul yapıp daha nitelikli öğretmen yetiştirmesidir.

Okullarımızda kalabalık sınıflar eğitim kalitesini düşürüyor. Ciddi düzeyde öğretmen açığından söz ediliyor ve yeterli ders aracı yok. Öğretmen atamaları yetersiz ve bakanlık ekonomik kaygılarla olsa gerek sözleşmeli öğretmen uygulamasını sürdürmektedir. Eğitimin asıl motoru öğretmen olduğuna göre sınıflarımızı nitelikli öğretmenlerle dolduramazsak ilerde daha ağır sorunlar önümüze çıkabilir.

Şimdi haziran ayı boyunca hep sınavlardan konuşulacak. Sınav sonuçları açıklanıncaya kadar da bunun heyecanı sürecek. Önce son kez yapılacak olan OKS; adından ÖSS; 21-22 Haziranda da ilk kez uygulanacak olan SBS var. Aileler de adeta çocuklarıyla birlikte sınavlarla yatıp kalkıyor. Heyecanın en yükseğe tırmandığı bu günlerde anne babaların heyecanı bazen öğrencilerden de fazla oluyor. Oysa içimizdeki duyguları ve beklentileri çocuklara yansıtmanın sınav için hiç de yararı yok.

Öğrencilerimize sık sık söylediğimiz gibi sınavlarda başarılı olmanın tek koşulu çok çalışmak değil. Bir kere düzenli ve verimli çalışmak, çok çalışmaktan daha önemli. Ya da sadece bilgiye güvenerek bu sınavlarda her zaman iyi sonuç alınmayabilir. Yeterli bilgiyle birlikte sınav tekniklerini kavramış olmanın, kendine güvenmenin, moralin ve psikolojik hazırlığın da başarıda çok büyük önemi vardır. Ailenin yapıcı tavırlarıyla manevi desteği de öğrenciler için çok değerlidir.

Bu nedenle ana babalar sınavın sonuçları ne olursa olsun saygıyla karşılamalı; sevgilerinin azalmayacağını onlara hissettirmelidir.

İşte sınav günleri geliyor. Başarmak için emek harcayan her öğrenci aslında görevini yapmıştır. Bu nedenle sınavlara katılacak olan bütün öğrencilerimize başarılar diliyorum. Saygılarımla…

Not: Bu yazı Milliyet Gazetesinin 29 Mayıs 2008 Perşembe günü verdiği EĞİTİM REHBERİ ekinde yayınlanmıştır.

 
Toplam blog
: 25
: 1274
Kayıt tarihi
: 22.02.08
 
 

Yıllar önce yoksul ve uzak bir köy okulunda minik bir öğrenciyken öğretmen olma hayali kurmuştum...