Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '10

 
Kategori
Felsefe
 

Hayatın Temel Kuralı, Temel Yasası; Kazan – Kaybet

Hayatın Temel Kuralı, Temel Yasası;  Kazan – Kaybet
 

Yaşadığımız dünya hayatında her şey birbirinin karşıtıyla hayat bulur. Yani tüm varlıklar ya doğar, yaşar büyür ölürler. Ya da oluşup gelişip değişerek başka bir hal alarak yok olurlar.

Doğan kazanır. Doğuran kaybeder. Onun için bu gün hayat bulan, yarın ölür. Tüm canlıların doğup yaşayıp ölmelerinde olduğu gibi.

Bu gün oluşan da yarın değişikliğe uğrayıp yok olur. Çekirdeğin ağaç, ağacın odun olması. Taşın toprak, suyun buhar yada buz olması gibi.

Yani doğal hayat içinde her doğum, bir ölümü. Her oluşum da bir değişikliği bir yok oluşu oluşturur.

Kimi varlık, varlığını (canını) kaybederken, bir başka varlık da o kaybeden varlığın yokluğu, (canı) üzerine var olup, (can bulur) yaşar. Yani kimi kaybederken kazanır. Kimi de kazanırken kaybeder.

Demek ki, bu dünya hayatının temel kuralı, temel yasası kazanıp kaybetme üzerine kurulup oluşturulmuştur.

O nedenle birileri kaybetmeden birileri kazanmıyor. Nasıl ki, doğduğumuzda biz kazandık. Ana- babamız kaybettiyse. Yarında bizden doğanlar kazanacak biz kaybedeceğiz. Ettikte zaten.

Çünkü biz doğarken başkası öldü. Başkası doğarken de biz öleceğiz. Bu yaşadığımız hayatın temel kuralı, temel yasasıdır. Hiç kimsenin bunu değiştirmeye gücü yetmeyeceğinden doğanın bu yasası kıyamete kadar hep böyle sürerken devam edip gidecektir.

O nedenle de bu dünyanın her şeyi oyun. Her şeyi yalan. Çünkü daha hayatın başında bizi aldatıp kandırıyor. Bizde olanca saflığımızla ona inanıp kazandığımızı zannederken, hep kaybediyoruz.

Şöyle ki, doğunca acısız, dertsiz, kaygısız sevinç içinde bir hayat yaşayacağımızı zannedip seviniyoruz. Ama daha ilk günden ana - babamızı kaybedeceğimizi, bizim de daha ilk günden ölüme koştuğumuzu fark edip bilmiyoruz.

Dolayısıyla yaşadığımız dünyanın gelip geçici bir yer olduğunu, yaşanılan hayatın hızlı akışı içerisinde her şeyin oyun ve yalan olduğunu da çok geç anlıyoruz. Çünkü çocuğun doğumu ana – babasının ölümünü hızlandırır.

Sebebi de ana – baba, ana baba olmanın sevinç ve heyecanıyla nasıl yaşadığını bilip fark etmeyen ana – babalar çocuklarının arkası sıra koşar adımlarla yaşamaktan kendi yaşadıkları hayatın farkına varmadan yaşlanarak nihayi hayatlarının sonuna erişirler.

İnsan doğduğu günden itibaren ölmeye başlar. Yani yaşarken ölür. Hiç farkında olmaz.

Kazanılıp yaşanılıp kaybedilen her yeni bir günün, yeniden bir diriliş ve yeniden bir ölüş olduğunun bilinmesi insana yaşama umudu verir. Bu umut insanı hayata bağlar.

Onun için yaşadığımız bu mekan, bu gün bizim. Yarın bir başkasının. Üzerinde yaşarken oynanan hayat oyununu bu gün sen benimle oynarsın. Yarın da bir başkası, başkasıyla oynar.

Onun için sen bu gün varken iyi oyna. Yokken de oynamadım diye hiç üzülme. Çünkü her şey senin varlığınla var olup yok olduğundan senin olmadığın hiç bir yer, hiç bir gün senin değildir. Çünkü senin gibi her şey kurulu bir oyun, bir yalandı. Onlarla birlikte sende gelip geçtin.

Tıpkı ışıkta oluşup kaybolan gölgeler misali. İnsan ışıkta oluşur. Işık gidence de karanlıkta kaybolup gider.

Biz bu dünyaya ihtiyaç sahibi olarak geldik. İhtiyaçlarımızı gidermek için çalışıp kazanacağız. Kazandıklarımızı harcayıp insanca yaşamak için kaybedeceğiz. Ama kaybettiklerimizle de her seferinde bir şeyler kazanarak gideceğiz. Çünkü dünyada doğmayan insan, yaşayıp ölmez. Kazanıp kaybetmeden yaşayan insan da olmaz.

Onun için bu dünyada her kes kazanıp kaybetmeyi çok iyi öğrenmeli. Çünkü doğup yaşamak için herkesin kazanıp kaybetmesi gerekiyor. Kazanıp kaybetmeyen yaşayıp yaşatmaz. Yaşayıp yaşatmak için de herkesin kazanıp kaybetmeyi göze alması gerekiyor.

Zaten biz bunun farkında olsak da olmasak da doğal yasa gereğince ister istemez yapıp yerine getiriyoruz. Çünkü kazanıp kaybeden sadece insan değil. Dünya ve tüm evren buna dahildir.

Onun için kazanıp kaybetmekten korkmamalıyız. Asıl olan kaybettiklerimize karşılık kazanamadıklarımızdan korkmalıyız. Çünkü kaybedenin hiç bir şeyi olmaz. Kazananın çok şeyi olur.

23.03.2010

Cahit KARAÇ

 
Toplam blog
: 322
: 1004
Kayıt tarihi
: 08.03.08
 
 

1953 Elbistan doğumluyum. Lise mezunuyum. Kamuda çalışıyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Ken..