Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayatın tuhaf dengesi...

Hayatın tuhaf dengesi...
 

Bilmediğim bir kentin sokaklarında bildiğim insanlarla dolaşıyorum. Arabanın radyosundan hafif, ruhu okşayan bir melodi yayılıyor. Bir anda hepimizi kendine kilitleyen şarkıyla sus pus ama mutlu yola devam ediyoruz. Sokaklar geçiyoruz, kaldırımlardaki insanlara bakıyorum.Kurşuni gökyüzü altında öylece duruyorlar.

Suskunluğu bozan kardeşim oluyor. "Biliyor musun?" diyor "Bazı insanlar diyorlar ki; hayat haksızlıklarla dolu. Ben buna inanmıyorum. Hayatta hiç bir şey tesadüf değil, hayatın kendi içinde tuhaf bir dengesi var." Gülümsüyorum. "Yani ne ekersen onu biçiyorsun."diyorum. Gözünü yoldan ayırmadan başını sallıyor "Aynen öyle" diyor. Aklım durup dururken neden bunu söyleme ihtiyacı duyduğuna takılıyor. Soruyorum. Bilmediğini söylüyor. Belki şarkının içinde geçen bir söz ya da sokakta gördüğü ve buna benzer bir konuyu konuştuğu bir arkadaşına benzettiği biri çağrıştırdı bunu ona. Susuyoruz. Yüzüne bakıyorum hala düşünüyor bu çağrışımın kaynağını. Bunu yüzünden okuyabiliyorum. Uzun bir aradan sonra bana kızıyor; "Herşeyin nedenini merak etmek zorunda mısın sanki? Nereden bileyim aklıma neden geldiğini..."Gülümsüyorum.

"Peki" diyorum "Başına hiç de adil olmayan bir şey geldi mi?" Düşünüyor: "O anda adil olmadığını düşündüğüm pek çok şey olmuştur. Ama bunların sebebini ben çok daha önceden kendim hazırlamışımdır." Dengeye ben de inanıyorum aslında.Ama bazen hayatın çok fazla da adil olduğunu düşünmüyorum. "Peki ya hastalıklar" diyorum. "Onlarında sebeplerini biz kendimiz hazırlamıyor muyuz? Sigara içiyoruz, içki içiyoruz, fazla et tüketiyor sebze ağırlıklı beslenmiyoruz. Sanıyoruz ki; vücut herşeye dayanır. Oysa onun da dengesi var." diye yanıtlıyor. Bir süre bu açıdan bakmaya çalışıyorum. "Ya şans?" diyorum sonra. "Şans da aslında kendi hazırladığın sebeplerden oluşmaz mı? Mesela hayatta en şanslı olduğun şey nedir?" diyor. Düşünmeden cevaplıyorum: "İnsanlar...Yani dostluklarım. Her zaman bu konuda çok şanslıydım. Çünkü hep doğru insanlar oldu hayatımda. Doğru dostluklar kurdum." Başını sallıyor: "Bu şans değil. Sadece insanlara bakmayı biliyorsun ve onlara nasıl davranırsan aynısı alıyorsun. Aynadan yansıyan aksin gibi." Gülümseyerek "Bu bir iltifat mı?" diyorum. Bana bakıp gülümsüyor.

Radyoda başka bir şarkı çalmaya başlıyor. Şarkının içinde kaybolup gidiyoruz yine.Sokaklardaki insanlara bakıp düşünüyorum: "Bu insanların hayatın bu tuhaf dengesi içindeki yeri ne acaba?"

RESİM:Giuseppe Mariotti
 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..