Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '13

 
Kategori
Mizah
 

Hayvan bakıcısı

Çocukluğumu anımsıyorum. Altı yaşında ele avuca sığmayan bir çocuk. Dedemin 100 tane koyununu, Köse memmet Köyünde ortakçı tabir edilen hayvan bakıcısına vermişler. İlkbahar gelince nineme yalvarırdım. “Ne olur nine hayvanlarımızı görmeye gidelim, benim kınalı kuzumu çok özledim”, diye ağlardım. Dedem, köyünde 100 tane koyun, 10 tane inek ve 4 öküz’ü baktırırdı. Oradaki akrabalarıın gözetiminde bakılan hayvanların, etinden kavurma, kıyma, sucuk, sütünden kaymak, peynir yapılır, tenekerlerle Erzurum’daki konağımıza gönderilirdi. Bu tenekeler aşağı katta bir baştan, başa uzanan avludaki anbara konulup 3 ayrı kapak ve 3 kilitle kilitlenirdi. Anahtarları babaannemin belinde asılı dururdu. O köyden köme dediğimiz cevizli sucuklar da gelirdi. Bir gün ablam: “ sucuk alalım ambardan, sen zayıfsın bu amabar kapağının zırsasının( kilitle anbar kapağı arasındaki halkalar? arasına tas koyalım, kapak aralanır seni başaşağı ambara daladırayım alınca seni çeker çıkarırım.” Dedi. Gerçekten koca taşı zırzayı aralıyarak kapağın arasına yerleştirip, anbardan içeri sarkıttı, kömelerin yerini bildiğim için 2 tanesini kavradım, çek” diye bağırdım. Kuvvetli 2 el çekip çıkardı beni, karşımda babaannem duruyordu. Korkudan titremeye başladım ve o an da yanağıma kuvvetli bir tokat indi. Babannnem. “Bu yaştan hırsızlığa alışırsın ha” diye bağırdı, ablam ortalarda yoktu kaçmıştı, ağlayarak bahçeye kaçtım. Ortakçı'dan bahsedince aşağıdaki fıkrayı anımsadım:  

100 koyununu ortakçıya veren bir bey, ilkbaharda hem hayvanlarını görmek, hem de ürün almak için köyüne gider. Kapının önünde, hayvanlarını emanet ettiği ortakçı, bir koyunun derisini yüzmeye çalışıyor, bey ortakçıya : “SELAMÜNELEYKÜM Dıreş Memmet, bizim koyunlardan ne heber, yavruladılar mi? “ diye sorar. Ortakçı ağlamaklı bir şekilde: “Sorma begim, sorma gök patladi, 90 ni çatladi, 9 ni verdim kassaba, aha bögünkini sayma hesaba.” Diyince, bey koyunların elden gittiğini anlar ve çok sinirlenir, orada içinde yoğurt dolu olan küçük çömleği adamın başına savurur, kırılan çömlekteki yoğutlar ve kan ,ortakçının yüzüne doğru akmaya başlar.Ortakçı ellerine açarar, kollanrını havaya kaldırır ve: “Oh yarebbi sene şükür ahan şimdi ben yüzümün akıynan hesabımı vermişem.” Der.

NAHİDE ÇELEBİ 

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..