Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayyam ve Ulusoy

Hayyam ve Ulusoy
 

Bir yerde okumuştum. Ömer Hayyam çıkacağı bir yolculukta Şii'lerin yoğunlukta olduğu bir bölgeden geçmek zorunda kalacakmış. Bir dostu 'Sevgili Ömer, ya oradan geçme, ya da orada adını söyleme' demiş. Hayyamın yanıtı çok net aklımda:

'Sevgili dostum, yolum için adımdan, adım için yolumdan vazgeçemem'. Ve çıkmış yola, uzun bir düşünsel maceraya.

Kaçımız adımız için yolumuzdan, ya da yolumuz için adımızdan vazgeçmek zorunda kaldı? Bilmem, ama gazete haberinde gördüğüm genç dalıcının onlardan biri olmadığını biliyorum.

Bir serbest dalıcının aynı keskin ikileme maruz kalmış olduğunu okudum az önce. Ve Ömer Hayyamla aynı yanıtı verdiğini düşündüm. Onun öyküsünü Ömer Hayyamınkiyle birleştiren de bu oldu kafamda.Milli takıma alınması için dövmelerini sildirmesi şart koşulmuş: Dövmeler adıymış, vazgeçmemiş.Milli takıma alınmamış haliyle: Serbest dalış yoluymuş, vazgeçmemiş.

Katıldığı ilk şampiyonada ise altını göğüslemiş.

Diyelim sildirmiş olsun dövmelerini, ve dünya şampiyonu olsun o şartlarda. Yine haber olurdu da, şimdiki gibi ihtişamlı olmazdı Cenk Devrim Ulusoy. Ve verdiği ödün içinde bir gizli yara olarak kalırdı.

Diyelim milli takıma alınmamanın hayal kırıklığıyla dalmayı bırakmış olsun, haberimiz bile olmazdı onun onurlu varlığından...

İşte dünyanın dev merceğinde 'Hayyam', sıradan yaşamlarımızda 'Cenk Devrim Ulusoy' olmak böylesi bir duruşla oluyor. Adımız ve yolumuza duyduğumuz inatçı sadakat yolu uzatıyor. Ama, yaşama en berrak, en kıymetli katkımız oluyor .

Resim (badim.com.tr)

 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..