Hazal Kaya ve Çağatay Ulusoy’un sihri

Dizilerin ülkemiz koşullarındaki  önemini gördükçe buna bağlı oyuncuların insanlar üzerinde ki etkisini anlamak benim için daha kolay. Özellikle bir dizide uyum içinde var olan ikililerin ortaya çıkmış olması, bu oyuncuların varlıklarını daha bir anlamı kılıyor.

Ben o döneme yetişemedim. Ama bana anlatılan ve okuduklarım neticesinde Yeşilçam döneminin altın çağında bu uyumlu çiftler, yapımcıların kazanç kapısı olmuşlardı. Belgin Doruk, Göksel Arsoy ve Ayhan Işık için kapılar camlar kırılırdı. O denli uyumlu bir oyunculuk sergilemişler ki yeteneklerini bile çok fazla sorgulamadan kendi zamanlarının en iyileri ilan edilmişler.

Yetmişli yıllarda ise Türkan Şoray ve Kadir İnanır işbirliği ile seyirciye ulaşan filmler yine izleyicinin aklında yer eden önemli ikililerinden biri oldu. “Selvi Boylum Al Yazmalım” filmi ile tavan yapan bu birliktelik günümüzde bile kabul gören uyumun en önemli temsilcileri konumunda. Kadir İnanır ve Türkan Şoray uyumu hala daha  yapımcıların emsal teşkil ettiği  konumunu koruyorlar.

Dizilere baktığımızda dikkat çeken ikililer dönemi bana göre seksenlerde ortaya çıkıyor. Çalıkuşu dizisi ile adını tüm Türkiye’ye duyuran Aydan Şener, bu dizi deki rol arkadaşı Kenan Kalav ile uyum içinde bir oyunculuk sergiledi. Ama Tolga Savacı ile oynadığı Samanyolu dizisinde seyircinin tam anlamıyla benimsediği bir ikili ortaya çıkmıştı. O dönemin gençleri bu ikilinin posterlerini odalarında süsler hale gelip, onları konuşur olmuşlardı. Seksenlerde  internet olmadığı için Aydan Şener ve Tolga Savacı uyumu dillere dolaşmış  ve basılı medyanın gündemini oluşturu olmuştu. Bir çok programa birlikte davet ediliyor, uzun süre isimleri hep birlikte anılıyordu.

Samanyolu dizisi Aydan Şener ve Tolga Savacı uyumunu başarılı bir şekilde ortaya koyan doğru bir projeydi. Ne var ki sonradan birlikte rol aldıkları “Fatih Harbiye” ve “Gölge Çiçeği” gibi diziler, bu ikilinin uyumundan nasiplenemediler. Daha sonradan birlikte rol aldıkları hiçbir proje Samanyolu dizisinin yanına yaklaşamadı Buradan anlıyoruz ki ekranın ideal çiftlerimi  doğru dizi projeleri ortaya çıkarabilirsiniz.

Sinemada bu uyumu sürdürebilmek belki bu yüzden daha kolaydı. Özellikle Yeşilçam döneminde. Ama günümüze baktığımda bu uyumu arayan ve yapımcıların önüne koyan nice cast ajansları var. Kılı kırk yarıp eskisine nazaran çok daha önemli çalışmalar ortaya koyup ekranın en uyumlu çiftlerini yaratmak istiyorlar. Ama bu kadar çalışmaya rağmen ender başarılar ortaya koyabiliyorlar

Ekranın çok benimsediği ideal ikilere baktığımızda hepsinin ortak özelliği starlık mertebesine biraz daha hızlı çıkmış olmaları. Kıvanç Tatlıtuğ, Beren Saat, Tuba Büyüküstün, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Murat Yıldırım ve Cansel Elçin gibi isimler uyumlu bir kimyanın ve doğru projelerin isimleri olarak anıldılar ve büyük başarılara imza attılar. Bu isimler birlikte rol aldıkları projelerde sadece ülkemiz insanın beğenisini değil, bir çok ülke insanının kalplerine girmeye başardılar. Adlarına siteler kuruldu, isimler takıldı, ülkelerine davet edildi ve bunun gibi daha bir çok güzelliklere mazhar oldular.

Adını Feriha Koydum dizisi ile çok büyük bir hayran kitesine ulaşan Hazal Kaya ve Çağatay Ulusoy ise bana göre bu uyumlu çiftlerin en son temsilcileri konumunda. Hazal Kaya ve Çağatay Ulusoy uyumu öyle bir konuma geldi ki, bana göre Kadir İnanır ve Türkan Şoray gibi uzun süre yine yapımcıların emsal teşkil edebileceği bir noktaya ulaştılar. Birlikte yola çıktıkları bu diziden ilk Hazal Kaya ayrıldı. Emir ve Feriha aşkının külleri daha havada dolanırken, seyirci bu çok sevdiği iki oyuncusunu cezalandırdı. Büyük bir başarının mimarı olan Çağatay Ulusoy ve Hazal Kaya bu başarının hemen ardından çok kısa sürede tepe taklak oldular.  Onları tepe taklak eden seyirci yine onları baş tacı eden seyirciydi. Ama başarısızlılığı yaşarlarken amaçları onları  yok etmek değil, sadece silkinmlerini sağlamaktı. İlk kez yapımcıların bile şaşırdığı seyircilerim egemen olduğu durumlar çıkıyordu ortaya.

Geçen sezonu boş geçirmek durumunda kalan bu ikili, ortalarda görünmemelerine rağmen yine birlikte anılmaya devam ediyorlardı. “Tamam Anladık… Birlikte rol almasınlar ama bizi görmezden gelmesinler” konumunda  haykıran bu izleyici grubu, ikilinin bundan sonra ki projelerine destek sözü vermişçesine PR çalışması yapmaya başladılar.

Çağatay Ulusoy'un Med Cezir, Hazal Kaya’nın da A.Ş.K. dizisinde rol alacağı kesinleşince bu diziler başlamadan fenomen haline dönüştüler. Birlikte rol almasalar bile, aynı seyirci onlara sahip çıkmaya hazır bir şekilde dizilerinin başlayacağı günü iple çektiler. Hatta ve Hatta Med Cezir ve A.Ş.K dizilerini bir arada Twitter’da trend topic yapmayı bile başardılar.

Hal böyle olunca insan sormadan edemiyor. Bu ikilinin başka dizilerde rol almalarına rağmen  Hala daha ortak projedelermişcesine birlikte anılmaları ve desteklenmeleri neden? Sonuç olarak bu dizilerde başka partneler ile var olacaklar.

Bana göre seyirci yatırım yapıyor. Oyuncularına sektörde ki varlıklarını sürdürebilmeleri için desteklerini çekmiyor ve onları değersizleştirmiyor. Var olmalarını ve daha güçlenip, günün birinde zirvedeyken tekar bir araya gelmelerini hayal ediyor. Bu olur mu bilmem ama Hazal Kaya ve Çağatay Ulusoy sihrinden etkilenen ve bunu bir kez daha yaşamak isteyen sayısız fan gizliden gizliye bunu hayal etmeyi sürdüryorlar… Tıpkı Türkan Şoray ve Kadir İnanır gibi sayısız film oynadıktan sonra “Selvi Boylum Al Yazmalım” gibi bir proje ile efsane haline gelmelerini istiyorlar. Doğru proje çok önemli... Bir sinema veya dizi projesi... Önemli olan seyircinin benimseyebileceği bir proje olacak olması...

Bana göre bu ihtimal kesinlikle de hayal değil… Neden Olmasın?

Volkan Türkcan
vturkcan@televizyondizisi.com
https://twitter.com/yerlidizi