Her yanımız şiddet

Büyük usta; Adana kebabı lezzetinin durağı “Cino’nun” mekanındayız…

Kahkaha neşe dostluk muhteşem görünümünde, bir kadeh “tini” ikram etti Cino onun tadına bakıyorum.

En az yanımdaki dostlarım kadar muhteşem bir tadı var…

Tam o sırada gecenin karanlığını yaran birkaç el tabanca sesi, açık alandayız kafamızı eğdik ister istemez, çünkü bu memlekette “magandalık” aldı başını gidiyor…

Kör kurşunlara kurban gitmeyi kim ister?

Silahlardan anlayan bir arkadaşımız dedi ki merak edecek bir şey yok; bu kurusıkı tabanca sesi…

***

Rahatsız huzursuz oluyor tabi insan, dostlarla toplanmışsınız üç beş dakika hoş sohbetler etmek paylaşmak ve yediğinizden içtiğinizden tat almak için…

Üstelik dünyanın bir köşesinden yanınıza gelmiş misafirleriniz var…

Sohbetin lezzetin en güzel anında nereden ve kimden geldiği belli olmayan dan, dan dan üç beş el silah sesi,

Can bu elbette patlıcan değil, sırf kendiniz için değil misafirleriniz için korkuyorsunuz haliyle, yani içine ettiler gecenin desem yeridir…

Kimin ne hakkı var huzur bozmaya Allah’ınızı severseniz. Nedir bu başıbozukluk nedir bu “silah” sevdası anlaşılır gibi değil…

***

Dün gece de Beşiktaşlı Gökhan Töre silahlı saldırıya uğramış, büyük ihtimal bir başka türe mensup “maganda” kurşunlarına hedef olmuştur…

Yanımdaki kadına niye yan baktın, istek şarkımı çalmadın, niye güldün, diyerek kendini bir şey sanan zavallılar gurubu…

Sokaklarda hırsızlar sahtekarlar sapıklar, dolandırıcılar ırz düşmanları ve katiller ellerini kollarını sallaya sallaya geziyorlar…

Devletin caydırıcı gücü kalmamış zira devlet kendi vatandaşlarını tehdit etmekten kul köle yapmaktan sindirmekten başka bir şeyi düşünemediği için meydan bunlara kalıyor haliyle…

Bir ülkenin gözbebeği meclisinde bu saydıklarım varsa ne hale geleceğimizi artık siz düşünün…

***

Kin nefret şiddet gösterileri kimden gelirse ya da hangi sebebe bağlı olursa olsun asla kabullenemem, bana göre içinde bu duyguları taşıyanlar asla “insan” bu insanları besleyen ya da hoş görenler de asla “iflah” olamazlar.

Kinin nefretin ve şiddetin her türlüsünü kınıyorum.

Fazla uzatmadan, daha da sinirlenmeden ve ciddileşmeden minik bir fıkra…

***

Zil zurna sarhoş olan amiyane tabirle de “kafayı bulan” koca yalpalayarak eve girer

Ve girer girmez de kendisini kapıda karşılayan karısına;

“Ne kadar çirkin olduğunu biliyor musun?” der.

Kadın bozulur ve sinirlenir;

-Sen de ne kadar pis ve sarhoşsun,

Deyince koca;

“İyi de benimkisi sabah uyanınca geçecek…” der…

?..

*** 

Ne kadar tuhaf değil mi?

Bir tarafta “cennet anaların ayakları altındadır” diyen bir dine mensubuz, diğer tarafta da;

“kadınların karnından sıpayı sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” diyen zihniyetlerle aynı havayı soluyoruz…

Solumakla da kalmıyor bunları bize reva görenleri ısrarla seçip yaptıklarını alkışlıyoruz.  Ve bütün bu pisliklere kendi meşrebimizce “haklı mazeretler üretmeye” bayılıyoruz…

Aile mevhumu bitmiş aile terbiyesi ataya saygı diye bir olgu kalmamış, anneler bile kendi evlatlarının bu tuhaf değişimine çaresiz…

Yukarıdaki olayların sebebin uzakta aramaya gerek var mı?

İyi akşamlar…

Erdoğan ÖZGENÇ

Adana 21.04.2014 17.30