Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '09

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Hey gidi Karadeniz!

Hey gidi Karadeniz!
 

Ayder


Geçen hafta eşimle birlikte Karadeniz’in yemyeşil doğal güzellikleri ve yağmurlu havası ile ünlü Trabzon’a gittik. Aslında kente ikinci gidişimdi. Ama Trabzon her ay, hatta her gün değişen güzelliklere sahip bir kent. Onun için her gidişte farklı güzelliklerle karşılaşıp çarpılıyor insan.

Günübirlik gezilerle kenti ve civarını keşfettik.


Zigana dağları (Gümüşhane), Ayder (Rize) ve Uzungöl (Trabzon) günübirlik geziler esnasında ziyaret ettiğimiz yerler. Deniz seviyesinden 2100 metre yükseklikte olan Zigana dağları havası ve vakur dağları ile görülmeye değer bir yer. Ayrıca kayak merkezi de kış mevsiminde aktif olarak faaliyet gösteriyormuş. Anadolu Temmuz’un ortasında sıcaktan kavrulurken, Zigana kış başlangıcını yaşar gibiydi. Geceyi soba ve battaniye ile ancak geçirebildik.

Oksijen ve mis gibi çam kokuları arasındaki gecenin sabahında, 85 yaşındaki genç delikanlı Lütfü Dayının yerinde sabah kahvaltısı muhteşemdi. Yediğimiz taze yumurta, peynir ve sütün tadı hala damağımda.


Ertesi gün hedefimiz Ayder Yaylası idi.

Fırtına deresi boyunca haşmetli dağlar arasında ilerleyerek ulaştığımız Çamlıhemşin yakınlarındaki 1300 metre rakımlı Ayder yaylası, ‘görmeden ölme’ denilecek yerlerden birisi. Doğal keresteden inşa edilmiş bungalovları, yerel giysilere bürünmüş insanları, duvarlarına asılı mısırlarıyla tam bir renk cümbüşü içindeki cennet. Yayla serinliği ve yeşilliğine, binbir derde deva olduğu söylenen kaplıcaları eşlik ediyor. O dağ başında bu kaplıcaları görmek bile şaşırtıyor insanı.


Bir sonraki durağımız Uzungöl oldu.

Trabzon’a 99 km uzaklıkta yaklaşık 1100 metre yükseklikteki Uzungöl’e uzanan yolda, tüm yorgunluğunuzu alan ve zihninizi berraklaştıran yeşilin farklı tonlarını bir arada görmek mümkün. Dağlarla çevrili vadi boyunca uzanan göl ve silueti göle yansıyan cami görüntüsü oldukça insana huzur veriyor. Bizim insanımızın belki büyük çoğunluğunun hiç görmediği bu cennet yöreyi, Araplar çoktan keşfetmiş bile. Her taraf Arap turist kaynıyor. Uzungöl’de tipik bir Karadeniz iklimi egemen. Yağmuru hiç eksik olmuyor. 1-2 saatlik gezide biz de eşimle birlikte yağmurdan nasibimizi aldık.

Bu Karadeniz gezisinde insanların samimiyeti, doğallığı, güler yüzlülüğü ve canlılığı dikkatimi çeken birkaç noktadan biriydi. Bir başka husus ise yemekler: karalahana sarması, kuymak, mıhlama... Hepsi de ayrı bir lezzet.


İstanbul’a dönerken tüm duyularıma Karadeniz nüfuz etmişti adeta. Muhteşem doğa manzaraları, oksijen dolu yaylalar, sıcacık insanlar, nefis yemekler hafızama hiç silinmeyecek bir kitabe gibi kazındı.

Siz daha gitmediniz mi? Öyleyse hiç beklemeyin. İlk fırsatta gidin cennet ülkemizin bu cennet köşesine. Yoksa çok şey kaçırmış olursunuz.

 
Toplam blog
: 9
: 1469
Kayıt tarihi
: 17.07.07
 
 

İstanbul'un Asya ile Avrupa arasında bir köprü olduğu gibi, ben de İngilizce ile Türkçe arasında ..