Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Heybeliada’da Bahar

Heybeliada’da Bahar
 

Ada Sokakları


Havanın güzel olmasını fırsat bilip, eşimin doğum gününü bahane ederek Ada’da bahar havası almaya karar verdik. Ama bu sefer rotayı değiştirecek ve Büyükada’ya değil Heybeliada’ya gidecektik. Plansız bir şekilde tadına varacaktık hem baharın hem de İstanbul’a bu kadar yakın sakinliğin.

Bostancı iskelesinde sabırsızlıkla bekledik vapurun gelmesini. Bizim gibi Ada sezonunu açacak İstanbullular ile. Havadaki rüzgâra inat oturduk vapurun yan tarafına. Yolun yarısına kadar eşlik etti martılar. Amaç atılan simitlerle ziyafet çekmek olsa da sanki uğurluyorlardı gidenleri.

Adada ilk işimiz bisiklet kiralanacak yer aramak oldu. Aslında aramak da sayılmaz, sahile paralel ilk sokakta sıralanmış bisikletler bizi seçin der gibi bekliyorlardı. Şarküteriden aldığımız sandviçlerimiz ve meyve sularımız sırt çantamızda koyulduk yola. Heybeliada’yı keşfetmeye. En son bisiklet kullanmamızın üstünden yaklaşık 1 yıl geçmiş olmasından mıdır bilmem, özellikle yokuşlar yolun başı da olsa zorlar oldu bizi. Beş köpekten oluşan bir çete takıldı peşimize. Biz ne zaman dursak onlarda durdu mola verdi, ne zaman yola düşsek peşimiz sıra eşlik ettiler bize.

Bulduğumuz bir yoldan orman içine doğru saptık, karşımıza ne çıkacağını bilmemenin heyecanı ile. Yeni yağan yağmurun balçık haline getirdiği yolda bir süre ilerleyip karar verdik dönmeye. Çetede peşimizde. Derken ağaçların arasından sinirli havlamalar duyuldu. Etrafımızda bizim çete karşıda başka köpekler, havlamalar koşturmalar. Sanırım bölge ihlali söz konusu. Her ne kadar köpeklerden korkmam desem de bu bölge ihlali sırasında yaşananlar fazlasıyla ürküttü beni.

Yola tekrar dönmüş ve de diğer köpek çetesinden uzaklaşmış olmanın mutluluğu ile devam ettik yolumuza. Güzel manzara karşısında, karnımızın açlığına daha fazla dayanamayıp verdik yemek molamızı. Artık idare edecek, misafirlerimizle paylaştığımız yemeklerle doymayı değil, açlık bastırmayı tercih edecektik. Yanımızda durup, gözlerimizin içine bakarken yiyebilmek mümkün mü? Aslında bize eşlik etmelerinin nedeni aldıkları sandviç kokusu muydu bilinmez…

Havanın hafif rüzgarlı olmasından mıdır, yoksa Büyükada’ya göre daha az tercih edilmesinden midir sakinlik hakim burada. Yol kenarındaki bir bahçede gördük bu sevimli kuzuyu ve Sıla ile tanıştık. Kuzusuyla beraber büyüme lüksüne sahip ne kadar şanslı bir çocuk… Apartman dairelerine sıkışıp kalmış onca yaşıtına kıyasla.

Yorgunluk arttıkça pedallar daha zor çevrilir oldu. Adadaki turu tamamlarken kah bisiklet taşıdı bizi, kah biz taşıdık bisikletleri.

Güneşin kaybolması ile serinliği hissetmeye başladık. Güzel bir ziyafetin ardından yüzümüzde keyifli bir gün yaşamanın mutluğu ile İstanbul’a doğru düştük yola.

Ve vapur inişinde alınan mimozalar pastel bir dinginlik oluşturdu vazoda.

 
Toplam blog
: 67
: 1640
Kayıt tarihi
: 18.10.06
 
 

Biz Tiryaki ailesi gezmeyi ve gördüğümüz yerlerin fotograflarını çekmeyi çok seviyoruz. Blogumuzda, ..