Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hezimeti alkışlarken…

Hezimeti alkışlarken…
 

Kaynak:İnternet


“Kazanan Türkiye oldu” diye seslendi balkondan başbakan, bazılarımız şaşkınlığımızı henüz üzerimizden atamamışken; kafası karışıyor tabii insanın, “Neden göremiyorum o kazanan Türkiye’yi?” diye… 

 

“Bir yerlerde hata mı yapıyorum?” diye düşünmeye başladım, “Birilerinin gördüğünü göremiyor muyum acaba?” endişesi yaşadım; ciddiyim! 

 

Kaç arkadaşım da aynı sorgulamalara girmiş; ne fena! Kendimizden, düşüncelerimizden dahi emin olamaz hale geldik!... 

 

Gerçekten ilerleyen bir Türkiye var da, bizler at gözlüğü mü takıyoruz diye debelenip durdum, ne yalan! 

 

Çok fazla sürmedi; satılan kuruluşları, arazileri; efendime söyleyeyim Deniz Feneri davasının hali hazırda sonuçlanmamasını, sınav sistemindeki şifrelemeleri, kayırmaları… 

 

Her ne hikmetse Bülent Arınç’ın pek sevgili sınıf arkadaşlarının “denk” gelerek bir takım yerlere seçilmeleri, falan… 

 

Demokrasiyi üniversite gençlerine, memurlara, işçilere asla yakıştırmayıp da, ancak dillerine yakıştırdıklarına bakınca… 

 

Onca kişinin gerekçesi belli olmayan nedenlerle hapishanelerde tutulmasını düşününce… 

 

Onca işsizin var olduğu, ithalatın ihracatı geçtiği bir ülkeden, çiftçinin üretiminin engellendiği, fındık, tütün gibi dünyaya meydan okuduğumuz üretimin önüne geçilmesinden söz ediyoruz! 

 

Yok! Benim gördüğüm göz ile, ne yapsam nafile; Türkiye kazanmıyor! 

 

****** 

 

Kazanan bir AKP var; diyecek bir şey yok! 

 

****** 

 

İnternet de şifrelenir, bir başka gün erişilmez de olur! 

 

Başkanlık sistemi gündeme gelir, zaten geldi ya, neyse… Eyaletlere ayrılır Türkiye, artık kime niyet, kime kısmetse!... 

 

İnsanların zaten birbirlerine artık güveni de kalmamıştır: İş öyle kolaydır, yani! 

 

Birbiri ile dövüşen insanlara “Ahanda size top oynama alanı yarattık!” denilecektir artık! 

 

Herkes kendi alanında top oynarken, “Kaç gol attık!” keyfi ile uğraşırken, kendilerine atılan gollerin farkında dahi olmayacaklardır! 

 

****** 

 

“Kazanan Türkiye” var deniliyor, üzgünüm, göremiyorum! 

 

Çok zorladım kendimi, “Çok mu yanlı düşünüyorum?” dedim, görmediğimi gören insanların çokluğundan dolayı kendimi epey bir sarsaladım, örseledim! 

 

Lakin, ne fayda! 

 

Yine gözüm “Kazanmayan bir Türkiye Cumhuriyeti” gördü; yine isyanım göz göre göre yapılanlara şahlandı… 

 

Yine yalanlara baş kaldırasım, parsel parsel satılmaya katlanamayasım, özgürlüklerini önemsemeyip de, yüzde elli içine giren hükümetten memnun olanların haklarını; ne halleri varsa görsünler!” demek yerine yine de korumaya kalkışasım geldi! 

 

****** 

 

Kazanan Türkiye olabilir, Türkiye Cumhuriyeti olmadığı ise bir gerçek! 

 

Türk vatandaşı da kazanmadı, AKP kazandı! 

 

Diğer kazananları ise zaman gösterecek!... 

 

****** 

 

Bekleyip göreceğiz, kucaklanacak mı gerçekten her bir vatandaş, kucaktan kucağa mı atılacak? 

 

Taraf olmayanların bertaraf olacağı söyleminden yola çıkarak sevgi ile kucaklanmayacak olan gruptayız, ayağa kalkmadığı için başbakan tarafından ihracı gerek görülen bir ordu mensubunun olduğu ülkede yaşamaktayız! 

 

“Çok yaşa” demediğimizin farkına vardığında çok yaşasak dahi gün yüzü görmeyeceğimiz garantidir! 

 

****** 

 

İthal tohumlara, ithal etlere rağmen… Yok olan tütüne, pahası yer elması değerine düşen fındığa rağmen… 

 

İfade edilmeyip de, gerçekte alış-veriş yaparken cebimizin yetemediği enflasyona rağmen… 

 

İşsizliğin kanıksandığı bir ülke olup da, üniversite mezunlarının iş ararken helak olmalarına rağmen devletin bazı kurumlarına ilkokul diplomasının yeterli olacağı beyanında bulunulmuşken… 

 

Aynı ülkenin başbakanı “Üniversite mezunları ille de iş bulacak değildir!” deyip de, bilmem kaç üniversite açtık diyorsa… 

 

Yine de, yüzde elli oy aldı ya… 

 

Alkışlamak lazım! Ne yalan!... 

 

Bunca işsizliğe, bunca gençlerin gelecekleri ile oynanmasına rağmen, bunca hoyratlığa, bunca tehdide rağmen… 

 

Alkışlamak lazım! 

 

Türkiye Cumhuriyeti hezimetidir bu; “Türkiyeli” vatandaşların bayramı kutlu olsun! 

 

Lakin, isteyen istediği kadar alkışlasın, alkışlamıyorum ben arkadaş! 

 

Benim alkışladığım Aziz Nesin’in saptamasınadır; o saptamaya dahil olanlardır; utandırmadınız ustayı! 

 

****** 

 

Hezimeti alkışlayanlar: Lütfen gün gelip de ne işsizlikten söz edin, ne de geçim sıkıntınızdan! 

 

Avuçlarınız patlayıncaya kadar alkışlayın; zira bir daha yardım alamazsınız! 

 

Hani, “Evinizin ihtiyacı ne?” diye gelenler, sanmayın ki her ay yine gelecekler! 

 

Bir sonraki seçimde yine kapınıza düşecekler, ellerinizdeki alkış izlerini göstermeniz gerekecektir; patlatın ellerinizi, kızartın! 

 

Boşluk bırakmayın ama! 

 

Her an kontrole gelebilirler; benden söylemesi! 

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..