Hıdırellez

Kışı ve sonbaharı düşündüğümüzde ne kadar motive edici bir mevsimdir ilkbahar-yaz. Mayıs bol şenlikli yaz karşılaması Hıdırellez ile renkleniyor. Her sene Mayıs 5 i Mayıs 6 ya bağlayan gece dilekler bırakılıveriyor gökyüzüne. Ahırkapı da şenlikler, bahçelere çizilen kargacık burgacık ama içinde binlerce dileği bulunduran kiremitten evler, ağaçlara bağlanan bez parçaları, kurdeleler ve daha neler neler... 

Batıl inançlarımız vardır muhakkak. Belki saçma bulup önemsemeyenler vardır aramızda. Hıdırellez Hıdır ve İlyas Peygamber'in bu gecede buluşup dilekleri yerine getirdiği varsayılan bir kutlama. Kimisine göre de kışın kasvetini geride bırakmanın, yeşeren doğayı ve yazın gelişini kutlayıp stres atmanın başlangıcı. Ama hava durumuna bakıcak olursak bu biraz anlamsız. Eskilerde bu kutlamalar daha farklıymış tabii. Küçüklüğümden beri dinlerdim hep. Gece olunca bacalardan "kısmetiiiim" diye bağıran kızlar mı desem, gül ağacının dibine çocuğu olmayanların bıraktığı bez bebekler mi? ve daha niceleri. O kadar çok dileğimiz var ki içimizde biriktirdiğimiz.... Belkide bu önemli gecede deşarj olma fırsatı buluyoruz kendimizce. Kapıya süt bırakan sabah kalktığında eğer süt yoğurda döndüyse dileğinin olacağı varsayılan hurafeler dediğimiz inançlar. Bana sorarsanız bu psikolojik bir rahatlama biçimi. Heyecanla ertesi günü beklemek ve hatta o sene içerisinde dileğinin gerçekleşeceği anı düşünmek. Ne güzel. Olumlu şeyler düşünmeye bu kadar ihtiyacımızın olduğu bu devirde, bir parçada olsa kendisi adına birşeyler yapıyor insan. Çok amaçlı bu günü herkesin en güzel şekilde geçirmesini diliyorum. Dilekleriniz gerçek, sütleriniz bir an önce yoğurt olsun! Dalga geçmiyorum. İnandığımız, i nançla bağlandığımız her düşünce muhakkak birgün hayata geçecek, hayal olmaktan çıkacaktır.