Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '13

 
Kategori
Siyaset
 

Hiroşima'da küçük bir Çocuk

Hiroşima'da küçük bir Çocuk
 

Tarihler 6 Ağustos 1945'i gösteriyordu. ABD Başkanı Thuman, Japonya’nın koşulsuz teslim olmasını isteyen Potsdam Deklarasyonu'nu yayınladı. Hiroşima’ya atom atılmadan iki hafta önce, New Mexico Alamogordo'da ABD, atom bombasının ilk denemesini yapmıştı. Japonya ültimatomu reddedince, Truman nükleer saldırı emrini verdi. 6 ağustos 1945'te yerel saatle 08:15'de Amerika Birleşik Devletleri "Enola GAY" adlı bir B-29 bombardıman uçağından bıraktığı little boy isimli atom bombasıyla ilk anda 70 bin kişilik o unutulmaz insanlık dışı katliamı gerçekleştirdi. 67 yıl önce Amerika'nın attığı bu atom bombasının etkileri Japonya'da hala sürüyor. Milyonlarca insan radyasyon ve zehirli dumanlarla amansız hastalıklarla pençeleşti. Bir ülke ve o ülkeyi bir anda yok eden bir anda bütün ülkeyi kaplayan toz bulutu. Bütün dünyayı nükleer silahsızlanmaya çağıran Amerika bundan 67 yıl önce bir ülkeyi yok etmek için nükleer silah kullandı. Masum yüzbinlerce çoğunun üzerine nükleer silahı bıraktı. Üstelik küçük çocuk adı verdiği atom bombasıyla. Evet bundan tam 67 yıl öncesiydi. İkinci dünya savaşının sonuydu bu. Büyük yıkımlar yaşadılar belki de. Bugün dünyanın en büyük teknolojisi olan Japonlar o günlerden yıkılmış bir enkazdan çıkarak, koca ülkeyi yeniden inşa ederek geldiler bu duruma. Japonlar hiç bir zaman milli birliğini ve milli şuurunu kaybetmeden, yitirmeden yeni bir ülkeyi yeniden yarattılar.


Öyle ki günlerden bir gün eğitim alanında uzman bir Japon heyeti Türkiye'ye gelir. Cumhurbaşkanımız rahmetli Turgut Özal Hiroşimanın etkilerinin geçip geçmediğini sorar. Sohbet iyice koyulaşır. Rahmetli Özal sizi tebrik ederim. Ama bu kadar kısa sürede böyle bir enkazdan nasıl çıktınız. Teknolojiniz bu kadar nasıl gelişti. Halkınız kısa sürede nasıl yeniden kalkındı. Ve nasıl Japonya bu kadar zengin. Japon heyeti gayet sessiz ve sakin bir tavırla sözlerini sürdürdü. "Sizde milli şuur yok, geçmişinize sahip çıkmıyorsunuz "Özal şaşkındı. Bu eğitimle gençlerinize millî şuur vermeniz mümkün değildir!


Şok etkisi yapan bu tespitten sonra sorular arka arkaya gelir. - Siz Japonlar gençlerinize millî şuuru nasıl veriyorsunuz, nasıl bir eğitim programı uyguluyorsunuz ki; bizimkini yetersiz buluyorsunuz? Japon heyetinin sözcüsü şu bilgiyi verir: - Biz eğitime şok testler uygulayarak başlarız. Önce çocukları uçak kadar hızlı giden trenlere bindirir ve çok katlı yollardan geçiririz. En üstün teknolojiyi gösterir, robotlarla çalışan dev fabrikalarımızı gezdiririz. Bu baş döndürücü teknoloji karşısında sarsılan ve şoke olan çocuklarımıza deriz ki: - İşte gördüğünüz bu hızlı trenleri ve üstün teknolojiyi sizin atalarınız yaptı. Eğer siz daha çok çalışırsanız daha hızlı giden ulaşım araçları yapar, daha üstün teknoloji meydana getirir, daha modern fabrikalar kurarsınız. Sonra çocuklarımızı Hiroşima ve Nagazaki'ye götürüp düşmanın harap ettiği bölgelerimizi gezdirir ve bu defa da onlara deriz ki: Bakın, eğer siz birlik beraberlik içinde çalışmazsanız, işte düşmanlar sizin ülkenizi böyle yakar yıkar, bu hale getirirler. Ama birlik beraberlik içinde çalışırsanız, güçlü olursunuz, düşmanlarınız size saldırmaya cesaret edemezler. Dünyadaki devletler size saygı duymaya mecbur kalırlar. Artık birlik beraberlik içinde çalışmak ve çalışmamak konusunda kararınızı siz verin!.Bu örneklerle çocuklarımız kendilerine gelerek iyi ve çalışan birer Japon genci olma yolunda millî bir şuur ve heyecanla okumaya yönelirler." Japonların bu tespitlerini sundukları sırada geriden bir ses duyulur: - İyi de bizim sizin gibi Hiroşima ve Nagazaki'miz yoktur ki demek ister.. Heyecanlanan Japon eğitimci hemen cevap verir: - Sizin Hiroşima ve Nagazaki gibi yerleriniz bizimkilerden çok daha etkilidir, der ve şu örnekleri sayar: - Bir metrekareye bin merminin düştüğü Çanakkale Zaferi'nin kazanıldığı tarihî savaş alanları sizde. Çocuklarınızın ve gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile Çanakkale. Dünyanın en gelişmiş ve güçlü ordularına karşı Türkler olmazları olduruyor ve bütün dünyayı hayretler içerisinde bırakan bir zafer kazanıyorlar. Bu zaferin dünya tarihinde hala eşi yok. İmanın, azmin, birlik beraberliğin neleri yendiğini ispatlıyorlar burada .İşte sadece bu olay, bu bölge ve bu zafer dahi gençlerinizin millî şuur kazanmalarına yetecek örneklerle doludur. Bu sebeple gençlerinizi gruplar halinde Çanakkale'ye götürüp gezdirmelisiniz. Her Türk genci Çanakkale savaşlarının yapıldığı bölgeyi bilerek gezmeli, atalarının ne olmazları başardığını gururla görmeli, iftiharla öğrenmelidirler. Daha sonra onlara demelisiniz ki: Sizler de birlik beraberlik içinde çalışmazsanız düşmanlarınız yine gelirler, işgal etmeye kalkışırlar,yurdunuzda özgür yaşamayı size layık görmezler, tutsakları durumuna düşürmek isterler. Ama çalışır, teknolojiyi yakalarsanız ülkenizi kalkındırır, ilerleyen ülke haline getirirsiniz. Başınız dimdik durursunuz yabancıların karşısında!.." Bu sözler Japonların her ne olursa olsun birlik ve beraberliğinin göstergesiydi.

Evet Hiroşima katliamı Japonya'yı alt üst etmişti. Koca bir şehir yok olmuş, insanlar ölmüş, çocuklar kimsesiz kalmıştı. Ama hiroşima katliamının izlerini silip atmışlardı.B ugün dünyaya kardeşlik dersi verip sömürenler 67 yıl önce yaptıkları katliamları, 10 yıl içerisinde yaptıklarını ne çabuk unuttular. Hiroşima'da hayatını bu şekilde kaybeden bütün Japonlar'ın acıları bu ülkeninde acısıdır. Artık bireysel silahlanmaya ve ülkelerin nükleer merakına dur denmeli ve insanlar, hele ki çocuklar böyle kalleşçe, kahpece ölmemeli. Silah denen oyuncak, insan hayatını bu şekilde karartıp. Kapanmaz yaralar açmamalı. Japonlar bu yarayı kapatmayı başardı. Ama bu yarayı kapatamayacak onlarca ülke biliyorum. Artık nükleerleri hayatımıza sokmayalım..

  

 

 
Toplam blog
: 11
: 937
Kayıt tarihi
: 12.08.12
 
 

Siyaset Bilimci / Yazar / Political Science / International Relations / Author / Danışman / Polit..