Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '20

 
Kategori
Deneme
 

HOCA DURSUN VE CEVİZ AĞACI

 

İşine gücüne dalmış bir şekilde çalışmakta olan “Doğrucu Hoca’yı” gören köylüsü dikkatini dağıtmak için tam da uygun zaman olduğunu düşünerek sordu.

“-Davullar kimin çalıyor ey hocam?”

“-Davulcunun karnını kim doyurur ey köylüm?”

“-Köpek kurda niye saldırır ey hocam?”

“-Umut, umut!”

“-Ne umudur?”

“-Kemik umudu?”

“-İnsan ne zaman en doğruyu söyler ey hocam?”

“-Korkacağı bir şey kalmazsa ey köylüm?”

“-O zaman, ölme eşeğim, ölme desene!”

“-Aslında her zaman doğruyu söyleyenler var!”

“-Deliler!”

“-Hocam olur mu? Delileri kim dikkate alır ki?

“-Dünya akıllıları dikkate alır, doğrudur.”

 

*

 

İşinde gücünde bir adamdı hoca, gece gündüz çalışır, sormadan söylemezdi. Soru soranların da niyetini bildiğinden genellikle, soruya soruyla cevap verir, her defasında karşı tarafa pas atardı. En sonunda baktı ki karşıdaki susmuyor, sorularıyla bunaltıyor bir yolunu bulur noktayı koyardı. Tartışmaya girmez, lafını da sakınmazdı. İnsanlar soru sorarlar, o da cevap verirdi. Dikkate alınmayacağını bilirdi. İnsanlardan beklentisi, borcu, ticari bir ilişkisi olmadığı için sözü bedelsizdi.  Bazen de kendi kendine konuşurdu. Hele de yalnız kaldığı zamanlar.

Yine öyle zamanlardan biriydi. Bahçesine diktiği ceviz ağacının altını temizliyor, alnından akan terler, yüzüne, ensesinden akanlar sırtına doğru iniyordu.

“-Hoca Dursun derler adıma, zıddıdır görevim aslında. Varsın öyle dursun desinler, duramam ki ölmedikçe.”

Ceviz ağacının arkasındaki taşı kendisine siper eden komşusunun oğlu ise hocayı izliyordu. Ceviz ağacı rolü yapmak gerektiğini düşündü.

“-Ey hoca ben ki sana ceviz veririm, gölgemde dinlenirsin, sıcakta serinletirim, meyvemi yersin. Azıcık çalıştın diye niçin sızlanırsın?”

Hoca tabi ki ceviz ağacının konuşmayacağını bilecek kadar feraset sahibiydi. Bozuntuya vermedi.

“-Ağaç sen sen ol, vermeyene verme!”

“-Neden ki?”

“-Alışmasınlar tembelliğe.”

“-Alışınca ne olur?”

“-Zora alışınca, çelik gibi olur, kolaycılığa alışırsa tembelleşir. Her şeyi Allah’a bağlar. Sonra da hem tembel hem de isyankâr olur.”

“-Hem tembel hem isyankâr neden olsun?”

“-İş bilmeyenlerin çok olduğu yerde, her kafadan başka bir ses çıkar. En gür sesi çıkaran akıl hocası olur.”

“-Sonra ne olur?”

“-Ne olacak benim gibi ahmaklar dinler, ağaçlar konuşur.”

 

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..