Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '12

 
Kategori
İnançlar
 

Hocayla reenkarnasyon hakkında sohbet...

Hocayla reenkarnasyon hakkında sohbet...
 

pebblesspiritualcave.com


"Hayırlı Cuma'lar hocam"

"Senin de Cuma'n hayırlı olsun evladım. Nasılsın bakalım bugün?"

"Sağolun hocam. Sağlığınıza duacıyım. Siz de iyi görünüyorsunuz"

"Evet evladım. Havalar ısındı artık. Şimdi daha iyiyim."

"Hocam bugün yine size sorularım olacak."

"Sor bakalım, bugün ne hakkında konuşacağız"

"Hocam, biz öldükten sonra yine dünyaya gelecek miyiz?"

"Nasıl yani?"

"Reenkarnasyondan söz ediyorum hocam."

"Dinimize göre reenkarnasyon gerçek mi? Yani yeniden doğum. Buna "Ruh göçü" de deniliyor."

"Nereden aklına geldi bu soru evladım?"

"Bir televizyon programında eski Diyanet işleri Başkanlarından Süleyman Ateş'e böyle bir soru sorulmuştu. O da kutsal kitabımızda reenkarnasyonu çağırıştıran ayetler olduğunu söylemişti. Geçenlerde de Yaşar Nuri Öztürk dinimizde reenkarnasyonun olduğundan söz etti.  Bunun üzerine ben de bazı ayetleri inceledim. Gerçekten orada reenkarnasyonu çağrıştıran ayetler olduğunu gördüm."

"Hangi ayetlermiş onlar?"

Bakara suresinin 28. ayeti...« Allah’ın varlığını nasıl inkâr ediyorsunuz ki, sizi ölü iken O diriltti, sonra yine sizi O öldürecek, yine sizi O diriltecektir; nihayet ahirette yalnız O’na döneceksiniz. »

Vakıa suresinin 60. ve 61. ayetleri. « "Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez."

Müminün 11 : Dediler : Rabbimiz bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin. Günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi (şu ateşten) çıkmak için bir yol var mıdır?



Ayrıca, Mevlana Celaleddin Rumi'nin ve Yunus Emre'nin şu sözlerinde de reenkarnasyonun ima edildiği ileri sürülmektedir:

“Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim. Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? Hiç daha kötüye dönüştüğüm, alçaldığım görüldü mü?” (Mevlana Celaleddin Rumi)

"Ete kemiğe büründüm, Yunus olarak göründüm (…) Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası."(Yunus Emre)

"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz." (Muhammed)

"Bak evladım, Tek Tanrılı dinler reenkarnasyonu kabul etmez. Ben o ayetlerin yanlış yorumlandığını düşünüyorum. Şimdi ben de sana reenkarnasyonunun olmadığını anlatan ayetleri sıralayayım."

"Onlar hangi ayetler hocam?"

Müminin suresi 99. ve 100. ayetler: "Nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında der ki, Rabbim beni geri gönder! Ta ki boşa geçirdiğim dünya hayatımda artık iyi ameller işleyeyim. Hayır! O, söylediği boş bir laftan ibarettir. Onların arkalarında ise, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.”

En'am Suresi 27-28  ayetler:" Onların, ateşin kenarına getirilip durdurulduklarında; Keşke Dünya’ya geri gönderilseydik, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve inananlardan olsaydık. dediklerini bir görsen. Hayır, daha önce gizledikleri onlara göründü. Eğer geri döndürülseler, yine kendilerine yasak edilen şeylere dönerler. Doğrusu onlar yalancıdırlar."


"Hocam, şimdi benim aklım karıştı.Tekâmül diye bir şey yok mu? Yaşar Nuri Öztürk, Berzah denilen ara alemde ruhların tekâmül etmeye devam edeceğini söyledi. Orası yarı rüya halinde bir hayatmış."

"Bak evladım, reenkarnasyon ölüm sonrasında ruhun başka bedenlerde yaşamını sürdürmesi inancıdır ki, bu görüşe İslâm literatüründe tenasüh denmektedir. Eski Hint, Mısır ve Yunan din ve kültüründe; ilkel bir inanış olan ruhun beden değiştirmesi küçük değişiklerle vardı. Bugün bazı insanlarda reenkarnasyon düşüncesi devam etmektedir. Bu inanç şöyle özetlenebilir : «İnsanlar Dünyada; ayrı kabiliyet, ayrı olanak ve ayrı yaşam süreleri ile hayatlarını sürdüklerinden, eşitsizlik ve adaletsizliğe sebep olunmaktadır. Bunun giderilmesi için; insan ruhunun ölümden sonra birçok defa başka bedenlere girerek, olgunlaşması ve kemale ermesi sağlanır ki bu da reenkarnasyon olayı ile olmaktadır. Böylece Dünya yaşamındaki eşitsizlik giderilerek adalet sağlanmış olur.»

"Aslında bu çok mantıklı değil mi hocam? Dünyada bazı insanlar refah içinde yaşarken, bazı insanlar da yoksul, ve çok zor şartlarda yaşıyorlar. Örneğin İsviçre'de yaşayan insanlarla özellikle kadınlarla, Afganistan'da yaşayan kadınlar arasındaki yaşam şartlarını düşünürsek, neden böyle bir adaletsizlik oluyor hocam? Sonra kötü insanlarla iyi insanlar arasında bir fark olması gerekmez mi?"

"O insanlar bunun hesabını ahirette verecekler evladım"

"Tamam da hocam, Cennet ve Cehennem gerçekten kutsal kitabımızda anlatılan gibi mi?"

"O konuda kesin bir şey söyleyemem evladım"

"Hocam, ben Cennet ve Cehennemin mecazi anlamda olduğunu düşünüyorum. Belki de gerçekten reenkarnasyon var ve insanlar cenneti de cehennemi de bu dünyada çekiyorlar."

"Ben şimdi ne söylesem boş evladım. O konuda kimseyi yanıltmak istemem, Kutsal kitabımız dışında da başka bir şey söyleyemem."

"Hocam günümüzde bir çok insan, Spiritüalizm (öte âlemcilik) ile uğraşıyor. İnsanların bir karması olduğuna inanılıyor ve bu hayatta yaşadıkları onları tekamül ettirerek, başka yaşamlarında aynı hataları yapmıyorlar. Hatta bakın uzaylılardan bile haber aldığını ileri sürenler var."

"Kimler onlar?"

"Hocam arama motarlarına, "Mevlana kardeşlik birliği, Bülent Çorak, Bilgi kitabı yazdığınızda karşınızda çıkanlara şaşırabilirsiniz"

"Ne var o sitelerde evladım"

"Kutsal kitabımızın zamanının dolduğunu ve Rab kanalından alınan bilgilerle yazıldığı öne sürülen bir kitabın insanları tekamülünde yardım edileceğine inanılıyor. O kitaba da Bilgi kitabı adını vermişler."

"Kim yazmış o kitabı?"

"Kendisinde Mevlana'nın ruhu olduğunu söyleyen Bülent Çorak adlı bir hanım. Ve o birlik Mevlana Kardeşlik derneği adı altında çalışıyor. Kendisinin de o kadar çok muridi var ki, inanamazsınız. Bir arkadaşım beni oraya götürdü. Ama bana anlatılanlar hiç inandırıcı gelmedi. O hanım, Hz. Muhammedin ruhuyla temasa geçtiğini ayrıca Sirius gezegenindeki bazı varlıklarla ve UFO'larla temasa geçtiğini söylüyor."

"Günümüzde dediğin  gibi, spiritüalizmle uğraşan çok insan var evladım."

"Hocam, bu konuda Akaşa yayınlarının bir çok kitabı var. Dünyamızın daha iyi duruma gitmesi için, insanlar düşünce zincirleri kurarak, atom altı parçaları düşünceleriyle kontrol ederek dünyamızı kurtaracağına inanıyorlar."

"Bu söylediklerini dini açıdan tasvip etmem mümkün değil evladım. UFO dedin de aklıma geldi, bak sana yaşanmış bir olayı anlatayım evladım.

"Kendisinin İsa’nın dünyaya dönmüş hali olduğunu ileri süren Do (Marshall Applewhite) adında bir adam,  taraftarlarının aileleri dahil, dünya ile ilgili her şeylerini terkedip insanüstü bir yolculuğa hazırlanmasını istiyordu.

1998 de Hale Bopp Kuyruklu Yıldızı’nın gerisine saklandığına inandıkları bir UFO’yla buluşacakları inancıyla ; hepsi de bilgisayar programcısı olan 39 müridi tarikat merkezi olarak kullanılan ABD’nin San Diego şehri yakınlarındaki bir villada toplu olarak intihar ettiler."

"Sonuç olarak yaşamlarında mutlu olmayan ve arayışta olan insanlar bu tür spiritüalist olaylara ilgi gösteriyorlar."

"Ama hocam, ben biraz inceledim de, reenkarnasyonla ilgili de  bazı olaylar yaşanmış."

"Nasıl olaylar?"

"Reenkarnasyonun varlığının lehindeki en ayrıntılı kişisel rapor dosyaları Virginia Üniversitesi’nden Prof. Ian Stevenson tarafından Prof. Stevenson 40 yılını, geçmiş yaşamlarını hatırlıyor gibi görünen çocukları incelemeye hasretmiş. . Yaklaşık 1000 çocuk üzerinde incelemelerde bulunmuş. (İncelediği vakaların sayısı 2002 yılında 2006’yı bulmuştur.) Prof. Stevenson her vakada çocukların raporlarını metotlu olarak belgelemiş. Böylece, çocukların anlattıkları ile ölen kişilere ait olguların paralellik göstermekte olduğunu doğrulamayı başarmış.. Aynı zamanda sözkonusu ölen kişilerde ölüm ve yaralanmaya yol açmış yara izlerinin sözkonusu çocuklarda doğum işareti ve doğum kusuru olarak belirmiş olduğunu, otopsi fotoğrafları gibi tıbbi kayıtlarla doğrulamış.

Prof. Stevenson’un yardımcılarıyla bilimsel anlamda son derece titiz bir şekilde incelediği bu vakalarda, geçmiş yaşamlarını (reenkarnasyonlarını) hatırladıklarını söyleyen bütün çocukların iddiaları araştırılmış ve hepsi doğrulanmıştır. İncelemelerini genellikle reenkarnasyona inanılan ülkelerde sürdürmüş olan Stevenson, yayımlanan son kitabında ise Batı’da rastladığı 6 vakayı sunmuş.

Stevenson tarafından belgelenmiş tipik bir vakada, Beyrut’taki bir çocuk 25 yaşında bir motor tamircisiyken plaj yolu üzerinde hız sınırını aşmış bir arabanın çarpmasıyla ölmüş olduğunu anlatmaktaydı. Çeşitli tanıklıklara göre, çocuk sürücünün adını, kazanın tam olduğu yeri, motor tamircisinin kızkardeşlerinin, anne ve babasının, kuzenlerinin ve birlikte ava gittiği arkadaşlarının adlarını veriyordu. Vaka doğrulandı, çocuk sözkonusu motor tamircisinin ölümünden birkaçyıl sonra doğmuştu ve çocuğun ailesinin ölen adamla görünür hiçbir irtibatı yoktu."

"Buna benzer olayları ben de duymuştum. Özellikle Hatay bölgesinde bu tip hikayeler çok anlatılıyor."

"Hatay dediniz de aklıma geldi hocam. Bakın Hatay'la ilgili de iki değişik olayı anlatayım size."

"Anlat bakalım evladım."

"Hatay’da yaşayan Oto Galerici Tayfur Çiçek de, 3 yaşındayken farklı isimler söylediğini ve ailesinin bu durumu farkettiğini söylüyor. Çiçek şöyle konuşmuş. 3 yaşındayken konuşmaya başladım. Bazı isimler söylemeye başlayınca ailem merak ediyor. Zaman geçtikçe anlıyorlar çünkü söylediğim isimler bizden 2 köy uzaklıkta yaşayan bir aileye aitti. Bir süre sonra tanıştık. Onlar inanmadı benim onların 39 yaşında ölen oğulları olduğuma. Ancak evlerinde sakladığım tabancamı bulunca anladılar. Tek tek isimleri söyledim kardeşlerimin orada. Artık inanıyorlar. Önceki yaşamımda ismim Hanifi Türkmen’di ve çiftçilik yapıyordum. Babamla beraber evimizin yakınındaki bahçede çalışırken düştüm ve bel kemiğim kırıldı. 3 yıl boyunca yatağa bağlı yaşadım ve daha sonra öldüm. Ancak yaşım ilerledikçe bu durum beni iyice bunalttı. Çünkü çift kişilikliydim. Bir yandan eski ailem ve bir yandan da yeni ailem vardı. Keşke böyle bir şey yaşamasaydım. 15 yaşına kadar eski ailemle görüşmeye devam ettim ancak daha sonra görüşmeyi bıraktım ve ticaret yapmaya başladım. Yani kendimi işe verdim."


"Hatay’dakİ en ilginç olayı yaşayanlardan biri de 30 yaşındaki Ali Aşkar. Beyaz eşya servisinde çalışan Aşkar, önceki hayatında dedesi olduğunu söylüyor. Aşkar hikayesini şöyle anlatıyor: Dedemin ismi de Ali Aşkar’dı. O, 1980 yılında Mayıs ayında öldü. Ben de 1980 yılında Ekim ayında dünyaya geldim. Ailem onun ismini taktı bana. 3 yaşındayken çok farklı isimler aslında babam ve annemin bildiği isimleri söylemeye başladım. Daha sonra dedemin geçmişini anlatmaya çalıştım. Bunları ne babam ne de annem veya başka biri biliyordu. Anlattıklarım dedemin anne ve babasını kaybettiği 7 yaşında başlayan hikayelerdi. Ben gözümü kapadığımda o anları yani dedemin geçmişini kendimin geçmişini hatırlıyorum. Önceki hayatımda babam ve annem öldükten sonra yengem bana baktı. Askerliğimi hatırlıyorum. 4 yıl boyunca askerlik yaptığımda nasıl zatürre olduğumu nasıl acı çektiğimi hatırlıyorum. 63 yaşında nasıl öldüğümü de hatırlıyorum. Yüksek tansiyondan fenalaştım, felç oldum ve öldüm. Ben öldükten sonra ağlayan insanları da gördüm. Taziyemi izledim. Normal bir insandan 10 kat daha sinirliyim. Yaşadıklarım çok kötü aslında. Aklımı başka şeylere vermeye çalışıyorum. Ama açıkçası yaşamayı sevmiyorum."

"Bu konuda tam olarak bir şey diyemiyeceğim evladım. Ruhların Berzah aleminde karşılaşması sonucunda böyle bulgular ortaya çıkabilir. O konuda sadece varsayımlarla hareket edebiliriz."

"Hocam size bir şey demek istiyorum. Eğer kutsal kitabımızda açıkça reenkarnasyon var denseydi insanların yaşam şekli değişmez miydi?"

"Şüphesiz değişirdi tabi."

"Peki bu bilgiler saklanıyor olabilir mi? Yani şifrelenmiş olabilir mi?"

"Evladım, kutsal kitabımızdaki ayetler 700 değişik şekilde yorumlanabilir. Bence herşeyin doğrusunu Allah bilir."

"Haklısınız hocam."

"Evladım, ben önümüzdeki hafta Umre ziyaretine gidiyorum. Seninle bir süre görüşemeyeceğiz."

"Hocam, ben de bir süre sonra bir seyahate çıkıyorum. Daha sonra da yazlığa giderim. Sanıyorum ancak kış başında dönebilirim."

"O zaman uzun bir süre görüşemeyeceğiz demektir."

"Evet, öyle hocam. Aman kendinize iyi bakın, Size iyi ziyaretler diliyorum."

"Sağol evladım. Sen de kendine iyi bak. Allah ömür verirse Kasım ayı gibi görüşmeye devam ederiz."

"İnşallah hocam, tekrar iyi Cuma'lar hoşçakalın."

"Güle güle evladım."

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..