Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hoşça-kal

Hoşça-kal. Aslında bu iki kelimenin birleşmiş halini çok seviyorum diyebilirim.
Bir çok veda sahnesinde kullanılır, hoşça kal. Bir son ama sıcacık bir son.
Sanki sırtlar dönülüp gidiş yollarına doğru uzandıkça sıcacık kalıyor kulaklarda, hoşça kal.
Burulmuş ve paralanmış binlerce yüreğin son güzel temenni melodisi.
Hoş kalmak? Bu mümkün mü? Hoşça kalamadım uzun bir süre.
Özellikle bilmem kaçıncı uçağı seyrederken acaba içindemidir diyerek. Oysaki sen demiştin, sen istemiştin hoş kalmamı. Kalmalıydım, belki de son istediğini yerine getirmeliydim.
Neyin hoşluğu olacaktı ki? Hoşça kal güzel birkaç günüm mü? Hoşça kal son umut fidanım mı?
Yoksa hoşça kal bilinmez kıyıların kahramanı mı?

Nadastan yeni çıkmış tarlama kendi ellerimle ektiğim ekinlere haksızlık etmemeliydim belki de?
Belki de gerçekten samimi gibi görünen fakat zorunluluktan söylenen bu iki kelimenin birleşimini bünyeye iyice sindirmek gerekliydi ki Hoş kalmanın değil de esas Kalmanın zorluğunu unutulmalıydı.
Hoşça kelimesi belki de bu durumda sadece göz boyamak için kullanılıyordu.
Sen orada Kal ben gidiyorum demek elbette kabalıktı, ne de olsa bizler ailelerimizde kabalığı öğrenmemiştik. Bizler hep hoşça olmayı öğrenmiştik, öyle olmalıydı diğer türlüsü ayıptı.

Öyle yada böyle hoşça kal diyerek dönülmez bir yola uğurlanan bir yolcunun ardından ne kadar hoş kalınabilirdi ki? Ne kadar hoş tutulabilirdi ki bu dizginlenemeyen yürek.
Yara tutmuş kabuklarımı kanatarak hoş kalmayı başarabilecek-miydim, başarabilecek-miydik?
Yaranın kanaması iyiydi oysa, ben öyle öğrenmiştim kanamalıydı mikrop tutmazdı.
Peki ruhuma tırnaklarımla işlediğim Kalma mikrobunu nasıl akıtabileceğimi neden kimse söylemedi ve öğretmedi? BİZ, sonu bile bize bağlı olmayan hikayelerimizde sona hoş varabilecek-miydik?

Biz olmak, Bize ihtiyaç duymak en acısı da hiçbir zaman biz olamamak.
Birbirimize ettiğimiz hoş temenniler arasında Kalmayı görememek.
Üzgünüm ama ben ardından Hoşça Kalamadım…
 
Toplam blog
: 18
: 280
Kayıt tarihi
: 07.05.09
 
 

Kedileri, bisküvili pastayı, pazar günlerini uyuyarak geçirmeyi çok severim. Yeni ayakkabı kokusu..