Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '06

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Hoşgeldin bebeğim

Hoşgeldin bebeğim
 

Ailenizin en küçük bireyi nihayet aranıza katıldı. Artık siz bir babasınız ve babalığın tadını çıkarmaya başlayabilirsiniz. Ancak bebeğinizle birlikte başlayan bu yolculuğun keyifli olduğu kadar zor yanlarının da bulunabileceğini gözardı etmeyin. Bu yepyeni hayatta bir baba olarak sizi neler bekliyor dersiniz?

BABALIK VE KARİYER
Yakın bir geçmişe kadar toplumun aile içinde kadın ve erkeğe yüklediği geleneksel roller gereği babalar, iş hayatı ve aile hayatı arasında bocalama durumunu anneler kadar yoğun yaşamıyordu. Çünkü bu toplumsal roller gereği yeni doğan bebeğin bakımı, yeni hayatına sosyal ve fiziksel uyumunun sağlanması, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması gibi sorumlulukları üstlenen ve gerektiğinde işinden fedakarlık yapan büyük ölçüde anne olurken; baba işine öncelik vererek ailesine maddi destek sağlamakla yükümlüydü. Ancak günümüzde çocukların bakım ve yetiştirilmesinde babaların da aktif katılımı gittikçe önem kazanmaktadır. Özellikle ebeveynliğin ilk yıllarında anne babanın çocukla beraber vakit geçirmeye özen göstermesi hem çocuğun hem de ebeveynlerin gelişimleri açısından önemlidir. Çocuğun duygusal ve fiziksel olarak anne-babaya ihtiyaç duyduğu heran onun yanında bulunabilmek ebeveynler için full-time bir iş sayılabilir. Bu sebeple de bir baba olarak işinize ayırmanız gereken zamanla çocuğunuza ayırmak istediğiniz zamanı dengelemede zorluklaryaşayabilirsiniz.

Ayrıca bebekle daha fazla vakit geçirdiği için anneyle bebek arasında ilk başlarda oluşan yakınlığa dahil olamama ve anneye göre bebek bakımı hakkında çok daha bilgisiz ve tecrübesiz olma gibi sebepler bir baba olarak başlarda biraz dışlanmış hissine kapılmanıza yol açabilir. Ama bu durum aslında son derece normaldir ve bebeğinizle bir süre vakit geçirip onu tanımaya, onun bakımı ve gelişimi ile ilgili detayları öğrenmeye başladıkça bu dışlanmışlık ve yabancılık duygusu kendiliğinden yok olacaktır.

İş hayatınızdaki stres bulaşıcıdır. İşyerinde yaşadığınız stresi, sorunları farketmeden eve yansıtıyor olabilirsiniz. Bu durum hem eşinizi hem çocuklarınızı olumsuz etkileyecektir.

İş stresinizi eve mümkün olduğunca az yansıtmak ve işinizle çocuklarınıza aıyrdığınız zaman arasında sağlıklı bir denge kurabilmek için size birkaç küçük ipucu:

Patronunuzla öncelikleriniz hakkında konuşmayı deneyin. Aileniz ve çocuklarınızla geçirdiğiniz zamanın sizin için ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışın ve mümkünse iş programınızı aile düzeninize uygun biçimde oluşturmaya çalışın. Patronunuza işinizin sizin için çok önemli olduğunu ancak iş hayatındaki performansınızın da ailenizdeki mutluluğunuzla doğru orantılı olduğunu belirtmeniz de faydalı olabilir.

Stresli bir iş günü sonunda eve dönüyorsanız, eve girmeden önce (işyerinde ya da arabanızdayken olabilir) kendinizi rahatlatmak, kafanızı boşaltmak için kısa bir süreyi kendinize ayırın. Böylelikle , eve girdiğiniz andan itibaren sizi bekleyen çocuklarınızla paylaşabilecek enerjiyi toplamış olursunuz.

Eşinizle sürekli iletişim halinde olun ve işinizde yaşadığınız stresi, iş ve aile arasında dengeyi kurmada yaşadığınız zorlukları ona, yakınmadan, anlayışlı bir tarzda anlatmayı deneyin. Unutmayınki eşiniz ve siz bir takımsınız. Eğer eşiniz iş yaşamınızla ilgili bilgi sahibi olursa size olan desteği ve anlayışı artacak ve size elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışacaktır. (örneğin eve geldiğiniz ilk dakikalarda çocukları biraz oyalayarak bu arada sizin kendinizi toparlamanıza ve iş stresinden sıyrılıp ev ortamına adapte olmanıza zaman verebilir.)

Eşinizden sürekli olarak sizin işte bulunduğunuz sürede , çocuklarınızın günü nasıl geçirdiğine dair bilgi alın. Çocuğunuza siz yokken oynadığı bir oyun ya da izlediği bir filmle ilgili sorular sorup yorumlar yapmanız, ayrı olduğunuz zaman dilimlerinde bile onunla ilgilendiğinizi hissetirecektir.

Gün içerisinde ofisten çocuklarınızı arayıp okuldaki sınavın ya da basketbol maçının nasıl geçtiğini sorun, günlük aktivitelerini yanında olmasanız da takip etmeye çalışın.

Eğer mümkünse çocuğunuzu birkaç kez iş yerinize götürüp yaptığınız işleri ve bunları neden yapmak zorunda olduğunuzu açıklamaya çalışın. Sizi kendinden ayrı tutan bu ortamı tanıyıp anlaması aranızdaki yakınlığı güçlendirecektir.
Eşinizle bir anlaşma yapın ve günlük sorunları ya da çocukların disiplini ile ilgili konuları eve girdiğiniz ilk saatlerde tartışmamaya özen gösterin. Eve girer girmeniz çocuklarınızın o günkü yaramazlıklarını ve günlük problemleri dinlemek durumunda kalmanız çocuklarınıza iş dönüşü verebileceğiniz ilk tepkilerin negatif olmasına yol açabilir. Oysa birkaç saat eşiniz ve çocuklarınızla güzel vakit geçirdikten sonra bu tür sorunlarla ilgilenirseniz daha yapıcı çözümler bulabilir, aile içinde daha ılımlı bir hava yaratabilirsiniz.

Eğer , sıklıkla iş seyahatine çıkmak zorunda kalıyorsanız, her defasında evden ayrılmadan önce çocuklarınıza nereye gittiğinizi, orada neler yapacağınız konusunda detaylı bilgi verin. Hatta seyahat zamanlarınızla ilgili onların anlayabileceği şekilde küçük takvimler ve günlük programlarınızı hazırlayıp verirseniz , kendilerini sizin hayatınıza daha fazla dahil olmuş hissedeceklerdir.

BABANIN ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Araştırmalar göstermektedirki babanın yakın ilgisinin, çocuğun sosyal, fiziksel ve duygusal gelişimi üzerinde olumlu etkileri vardır.

İlk aylarda baba tarafından yoğun ilgi ve bakım gören bebeklerin çevreleriyle iletişim kurmada daha istekli olduğu belirtilmektedir.

Babanın çocuğun bakımıyla yakından ilgili olması özellikle erkek çocuklarda, ileriki yaşlarda karşı cinse şiddet uygulama eğilimini düşürmektedir. Tek başına bir anne tarafından yetiştirilen çocuklar büyüme süreçlerinde sadece anneyle beraber oldukları için en ufak mutsuzluklarını ya da sorunlarını bile direk anneye bağlayabilir ve ileriki yaşlarda anneye, dolayısıyla karşı cinse karşı olumsuz tepkiler geliştirebilirler. Babanın çocuğun büyüme sürecindeki aktif rolü ise bu olasılığı düşürmektedir.

Yapılan araştırmalar babalarının yakın ilgisiyle büyüyen çocukların genelde kendilerini ifade etme ve iletişim kurabilme konusunda daha becerikli olduğunu göstermiştir.

Babanın, çocuğun bireyselleşmeyi öğrenmesi üzerinde rolü büyüktür. Çünkü anneler çocuk bakımında çok daha korumacı, denetleyici bir yaklaşım sergilerken babalar çocuğun çevreyi ve hayatı keşfetme aşamasında ona daha fazla özgür alan bırakmayı tercih eder. Örneğin çocuk hayatında ilk kez yabancı bir varlıkla (bir köpek, yeni bir oyuncak gibi ) karşılaştığında anne çocuğa mümkün olduğunca yakın durarak onun rahatlamasını, güvende hissetmesini sağlar. Oysa babalar genellikle daha geri planda kalarak çocuğun bu yeniliği tek başına keşfetmesine olanak sağlar. Böylelikle çocuk ebeveynlerden ayrılmak durumunda kaldığında ya da yabancı kişilerin yanındayken de rahat olmayı, ağlamamayı öğrenir.
Yetişme sürecinde babanın aktif rol oynadığı çocukların içgüdülerini kontrol etmede ve sosyal adaptasyonda daha başarılı oldukları bilinmektedir.

 
Toplam blog
: 359
: 4545
Kayıt tarihi
: 05.06.06
 
 

İstanbul Kadıköylüyüm.Yardım seven, sevimli bir insan olduğumu söyler dostlarım... Eşimi, kızımı,..