Hükümet sözcüsü (Bilinmeyenlerin sonucu güzel olacakmış)

Ortalıkta “barış süreci” diye bir kavram aldı başını gidiyor, kimi diyor ki asrın projesi kimi de diyor ki başı kıçı belli olmayan şeyin neresi asrın projesi…

Hükümet sözcüsü diyor ki; sonuç güzel olacak!

Ne yapılacak yeni bir uygulama varsa nedir bu uygulamanın adı, kime nasıl neden görev düşüyor da sonucun iyi olacağı belli ama içeriği belli değil…

İnsan merak ediyor elbette, nihayetinde herkes gibi bu ülkede yaşayan kendi evladının olduğu kadar yakın geleceğin siyasetçileri yöneticileri iş adamları akademisyenleri olacak çocuklarının geleceğini düşünen biri olarak ben de merak ediyorum.

Ortada bir devlet var yani bir hükümet, birde binlerce olayın faili terör örgütü ve elebaşları…

Hükümet sözcüsü bende bilmiyorum ama iyi olacak sonuç, diyor ya

Bunları sor, nedir bu sonuca giden yol diye yaz; vay sen misin soran “Barış” karşıtı hatta kandan beslenen olarak gösteril hedef tahtası yapsınlar, olmadık insanların ağızlara alınmayacak saldırılarına uğra ve sinirlerini kazı at, katlan…

Dünya tarihinde var mı böyle bir şey; neyi nasıl ve niçin yapacaksınız, hangi konuda hangi şartlarda anlaştığınızı bilmeyeceksiniz ama “hükümet sözcüsü” olarak “SONUÇ” iyi olacak diye çık ortaya pis pis sırıtarak anlat, araya hiç alakası olmayan bir anı ile gözyaşı dökerek ağla…

Ortada aksini iddia eden biri varsa gelsin; milleti aptal yerine koy, bir takım senaryolar hazırla ve çık koskoca ülkenin önüne rolünü oyna sonra da bilmeyenleri suçlu ilan et…

Büyük ustadan bir fıkra belki derdimizi anlatır.

***

Bir gün Büyükşehir Belediye Meclisi’ne girme umuduyla yaşayan genç bir Muhtar Yardımcısı, eve geldiğinde karısına “Partimizin İlçe Başkanını yemeğe davet ettim bu akşam” demiş.

Karısı;

Sen deli misin be adam, evde hiç bir şey yok, sadece bir mercimek çorbası var, bir de konserve kuru fasulye...

Muhtar Yardımcısı;

“Sen merak etme karıcığım, bir çaresini buluruz. İlçe Başkanı geldiğinde, sen kuzu buduyla kuru fasulye yaptığını söylersin. Yemekte mercimek çorbasını içerken de, ben sana seslenir;

“Hadi güzel karıcığım git getir kuzulu kuru fasulyeyi” derim.

Kadın “Ya sonra” diye sorunca

“Sonrası, mutfağa gidersin, bir tabak kırarsın mutfakta ve bağırırsın;  eyvahlar olsun, kuzu budunu çöpe düşürdüm” diye...

Ben de “Beklenmedik bir kaza işte, ne yapalım sağlık olsun o halde sadece fasulyeyi getirir misin lütfen” derim...

Kadıncağız şaşkın şaşkın bakmış kocasının yüzüne; İnanıyor musun böyle bir numarayı gerçekleştirebileceğimize ve inandıracağımıza?

Muhtar yardımcısı; “Elbet de, hiç merak etme sen...”

Eve İlçe Başkanı gelince sofraya oturmuşlar, mercimek çorbaları içilip bittiğinde, Muhtar Yardımcısı karısına;

“Hadi karıcığım, demiş;  şimdi gidip git kuru fasulyeli kuzu budunu getirir misin?

Kadın kalkıp mutfağa gitmiş ve birden bir şangırtı duyulmuş.

Koca da bağırmaya başlamış; “Ne oldu yine sakar mübarek, kuzuyu mu düşürdün yere?

Mutfaktan, kadının ağlamaklı sesi duyulmuş; Hayır, fasulyeleri döktüm yere...

***

“Akil İnsanlar” korosuna soruyorsunuz; nedir bu “barış süreci” kim ne yapacak nasıl bir karar varda uygulanacak ve ülkede kırk yıldır süren terörle mücadele bitecek? Çıtı yok, sadece merak etmeyin her şey güzel olacak, analar ağlamasın, çocuklarımız ölmesin. Daha fazlasını da sormayın sadece inanın çünkü bizde bilmiyoruz…

Hükümet sözcüsü; sonuç güzel olacak ama çok şeyi bizde bilmiyoruz

Akil insanlar; sonuç gayet iyi olacak, sadece inanın bizde çok şeyi bilmiyoruz…

İyi de kardeşim bu ülke halkının çok büyük çoğunluğu demokrasinin de Cumhuriyetin de laikliğin de ne olduğunu bilmiyor ki?

İnsanın aklı almıyor; Hiç bilinmeyen bir işlemin sonucu İYİ VE GÜZEL olacak…

***

Yakında 19 Mayıs bayramı var eğer izin verilirse kutlanacak, umarım engel olmazlar, bu vesile ile Atamızı ve silah arkadaşlarını rahmet ve şükranla anıyorum.

Bana göre sevdiğim, olağanüstü güzel ve unutulmaz bir şarkının sözleri ile allahaısmarladık diyorum.

“Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım”

“Bakışından süzülen işvene kurban olayım”

Erdoğan ÖZGENÇ