Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

10 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

Aklınız yok mu (Mimozalar kadar)

İnsan hayatını bu kadar ucuz, devletin, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini bu kadar değersiz görmek doğru mu?

Şu anda kaç kişi ülkemizde insana büyük değerler verildiğini söyleyebilir? Ben zaman zaman yazarım gördüğüm duyduğum şahit olduğum olaylara bakarak; Bu ülkede insanın beş paralık değeri yoktur, diye.

Ne yazık ki sağ olsunlar, bugüne kadar da beni hiç yanıltmadı ülkeyi idare edenler…

Ülkede günün şartlarına, ülkenin değerlerine ve yapısına uygun yapısal ve kalıcı kararlar alacaksınız.

Kendini, kendi vatandaşlarını örfünü ananesini aldığı terbiyeyi devletin dinamiklerini ve içyapısını bilmeyenlerin bu konuda doğru kararları alması mümkün müdür?

Bence bunları yapmak için; Önce kendinizi ülkenizi ve vatandaşlarınızın ruh ve beden halini yakından tanıyacaksınız.

Çünkü eğer ülkenizi insanınızı yakından bilmiyorsanız, tanımıyorsanız başkalarının sahip olduklarına, yaptıkları uygulamalara mahkûm olursunuz…

Önce bir bilimsel konuyu anlatmak daha doğrusu bir gerçeği paylaşmak istiyorum sizlerle…

***

18 nci Yüzyılın başında bir akşamüstü Fransız Bilim adamı Jean J.D. Mariyan’ın gözü pencere kenarında duran Mimoza Çiçeklerine takılır.

Mimozaların yaprakları akşam olunca kapanmakta daha doğrusu kıvrılmaktadır. Bunu görünce “bu çiçekler akşam olduğunu nereden biliyorlar ki yapraklarını kıvırıyorlar,” diye düşünmüş. İlk başta “Işık olayı” demiş ama bir deneme yapmaya karar vermiş.

Mimoza saksını almış kendisini karanlık bir dolaba kapatmış. Ertesi sabah dolapta mimozaların yapraklarının tekrar açtığını görünce gördüğüne inanamamış. Birkaç gün aynı denemeye yapmış sonuç hiç değişmemiş.

“Mimozalar akşam olunca yapraklarını kıvırarak kapatıyor sabah olunca da açıyorlarmış.”

Fransız bilim adamı o gün bunun, gösterdikleri tavrın ışıkla ilgili bir olay değil mimozaların kendi akıl kontrollerinden ibaret olduğunu anlamış…

***

Çocuklarımız nasıl bir eğitim alacaklar, onlara neler öğretilecek, hayata nasıl hazırlanacaklar, gelecekte ülkemize yararlı bireyler nasıl yetiştirilecek gibi konular basite alınacak bir konular mıdır? Peki, ne yapıyor bizi yönetenler?

Çağdaş modern ve zengin ülkelerden bu konuyu nasıl halletmişler nasıl başarmışlar ve buralara nasıl gelmişlerin araştırmasını yapıp içlerinden birini, kendi siyaset anlayışına ve rantına uygun olanı seçip aynen uygulamaya koyuyorlar. Oldu mu size milli olmayan “Milli Eğitim” sistemi…

Bir ülkenin geleceğe güvenle bakması kendini güvende hissetmesi ve özgürce yaşamasının temeli yaşadığı ülkede yargının bağımsız hukuki kuralların insanın hak ve özgürlüklerine öncelik verdiğine inanmasıdır.

Çağdaş gelişmiş ülkelerde hemen her şeyin dayandığı temel nokta “Her şey insan ve insanlık içindir” anlayışı gelir…

1940 senesinden sonra bu ülkede hukuk ile ilgili birçok devletten alınmış yasalar öne çıkarıldı, örnek alınmadı bizzat kendisi getirildi. Yani bu ülkede uygulanan hukuk kurallarının çıkarılan yasaların bir teki ülkemize ait değil hal böyle de olunca yapılan yasaların temel dayanağı Anayasalar da ülkemiz anayasası değiller…

***

Birkaç gündür mecliste ve televizyonlarda iki tartışma var; birincisi PKK ve barış süreci, ikincisi ise Yeni Anayasa çalışmaları…

Bildiğiniz gibi PKK denilen kan emici yıllarca bu ülkede kan kusturmuş devlet ile resmen alay etmiş bir illegal örgüttür.

Şimdi barış gelsin analar ağlamasın çocuklar ölmesin teranesi moda.

Barış süreci denilen bilinmeyen ama çok kişi tarafından beğenilen(?) bir uygulama olup sonucunda kendini bu konuda ehil sayanlar İrlanda İtalya İngiltere bu konuyu nasıl halletmiş ona bakarak ahkâm kesiyorlar.

Ne ilginçtir ki kimi İngiltere’nin kimi İtalya’nın kimi İrlanda’nın yaptığının daha iyi olacağını söylüyorlar. Söyleyenler kim? Anlı şanlı gazeteciler, akil insanlar ve üniversitelerimizde profesör unvanı ile akademik görev yapanlar…

Acaba PKK ile o örgütlerin yapısı örgüt elemanlarının ruh halleri amaçları onlarla aynı mıdır, bakan var mı?

Çok fazla uzatmayacağım. Eğitim, sağlık, hukuk adalet, özgürlük, insanlık, güvenlik, her şeyden önce de demokratik uygulamalar konusunda neredeyse seksen yıldır mutlaka yabancı bir ülkeden yüz binlerce direkt alıntılar yapılmış ve bugüne kadar ısrarla uygulanmıştır.

Çoğu maalesef yurdum insanın ne yapısına ne ahlakına ne eğitimine ne ruh yapısına uygun değildir. O yüzden de sıkça değiştirilmektedir.

***

Bugün ülkede yüzün üzerinde üniversite binlerce akademisyen yine binlerce profesör ve bilim adamları var.

Gazetelerin köşelerinde yer tutan çuvalla para kazanan aydınlar yazarlar çizerler ve sanatçılar var.

Ayrıca yurt dışındaki birçok ülkede eğitim görmüş kendini yetiştirmiş bilim adamlarımız da var, değil mi?

Şimdi soruyorum;

Bunların hiç biri bu ülkenin insanına, geleneklerine örfüne adedine, ruh yapısına koşullarına, yaşam ve ekonomik şartlarına en uygun yasa veya sistemleri yapamayacak, yaratamayacak kadar zeki, akıllı, ehil insanlar değiller mi?

Beyler bayanlar bize “Türk Milletine” uygun bir sistem geliştiremeyecek kadar yeteneğiniz, eğitiminiz bilginiz yok mu sizlerin. Bir başka ifade ile yazayım; Mimozalar kadar da “aklınız yok mu?”

Hoş bu ülkede siyaset adamlarından tutun bilim adamlarına kadar; ” el şeyiyle gerdeğe girmek” alışkanlığı olduğu ve bundan utanılmadığı sürece aksini düşünmek hata olacaktır.

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..