Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '11

 
Kategori
Güncel
 

İbo

Ne şarkılarını dinlerim, ne de kendisine kişisel bir hayranlık duyarım.
Ancak şu bir gerçek ki, İbrahim Tatlıses hem sosyolojik tarihimizin hem de ülkemizde kapitalizmin dallanıp budaklandığı yılların yarattığı ilk ikonlardan birisidir ve bu da onu başlı başına bir efsane yapmakta, adını önemli şahsiyetler arasına yazdırmaktadır.
Onun kimliğine dair böylesi bir yaklaşımı basında Amberin Zaman dışında dile getirene pek rastlamadım, oysa Tatlıses tam da onu o yapan sebeplerden ve bireysel yükselişinin toplumsal yaşantımıza ışık tutması bakımından başlı başına ele alınması gereken bir kişiliktir. Öyle, çünkü bu ülkede 80'li ve 90'lı yılları sorguladığınız an İbrahim Tatlıses'i de çok iyi anlamak durumundasınız.
Dediğim gibi, Tatlıses'i efsane kılan şey, onun, Türkiye'de kapitalizmin çıkış yılları olan 80'lerin yarattığı ilk ikonlardan birisi olmasıdır. Kendi türündeki en güçlü seslerden birisi oluşundan televizyon starlığına, iş adamlığına soyunuşundan kadınlarla ilişkilerine birçok şey onu ikonlaştırmaya çanak tutmuştur kuşkusuz.
Kapitalizm, bildiğimiz gibi herhangi bir yerde yükselişe geçtiği an, doğası itibariyle başarı hikayeleri yaratır, açıkçası bu başarı hikayelerine ihtiyaç da duyar. Türkiye'de 80'li yıllardan beridir böylesi başarı hikayelerini yaratmıştır kaçınılmaz olarak. Tatlıses bunlardan en önemlilerinden birisidir, keza, sıfırdan başlayan ve en tepeye giden bir başarı hikayesinin güzel bir örneğidir o.
Diğer taraftan, İbrahim Tatlıses'i sadece sanatıyla değerlendirmek, onun yükseliş hikayesini anlamamız için yeterli olmasa gerek. Kendisi gibi sanatında ustalaşan birçoğu silinip giderken, o, nasıl olmuştur da zirvede kalmayı başarabilmiştir?
Bunun hem onun kişiselliğinde hem de toplumsal dinamiklerde yattığına inanıyorum. Kişiselliğinde yatıyor, çünkü çalışkanlığı, bitmek bilmez enerjisi ve vizyonunun esnekliği neden başarılı olduğunu açıklıyor. Öte yandan, İbo'yu zirveye çıkartan ana etken, onun zamanın ruhunu çok iyi anlaması ve oyunu kurallarına göre oynayabilmiş olmasında aranmalıdır. Amberin Zaman'ın bugünkü köşesinde yazdığı şu sözler Tatlıses'in işte bu konuda ne kadar başarılı olduğunu göstermiyor mu?: "...sonunda 'sosyete kebapçılarıyla' birlikte İbrahim Tatlıses sınıfsal sınırları delerek kendini dayattı. Varoşlarda, Boğaz sahillerinde zengini fakiri onun türkülerine tempo tutup eşlik etti."
Zaman'ın sözleri beni aynı zamanda küçüklüğüme götürdü. Hatırlıyorum da, o yıllarda kadınlar matinelerinde sahneye çıkan İbrahim Tatlıses'i görebilmek için kadınlar nasıl da kendini paralardı.
Uzun lafı kısası, İbrahim Tatlıses'in başarı öyküsü her ne kadar kişisel becerilerine dayanıyor olsa da, zamanının ruhunu çok iyi anlayabilmiş ve o zamanın kendisine sunduğu fırsatları çok iyi değerlendirebilmiş olmasında yatmaktadır özünde.
En kısa zamanda iyileşmesini diliyor ve geçmiş olsun diyorum. 

 

 

 
Toplam blog
: 47
: 1149
Kayıt tarihi
: 24.11.10
 
 

Praksise düşünceden varan bir romancı, kültür eleştirmeni, otodidakt bir feylesof, yaşam gözlemci..